Elbette yaşıyorsan, yaşamanın da bir bedeli vardı çünkü insanoğlu yaşadığı sürece aldığı her nefesin bedelini fazlasıyla ödüyordu; öyle veya böyle ama mutlaka ödüyordu...
Mesela; bazı acılar vardır anlatılmaz birebir yaşanır. Hem de aldığın her nefesin bedelini ödeye ödeye yaşarsın, canın tenden çıkasıya yaşarsın. İçinde debelendiğin acı dolu günlerin geçmeyeceğini sanır buna inat yaşarsın, amma velakin sandığının aksine günler su yüzündeki köpük gibi akıp gider de kendi gözlerinle şahit olursun...
Bundan daha büyük acı mı var dersin ölümü işaret ederek lakin daha da beteri gelir de başına; yaşarken öldüm sanırsın...
Bir kuru canım var başka da neyim var dersin. Oysa candan öte canını yakanlar olur bilemezsin. Can feda edersin. Ben değil o dersin. Ben yanayım o yanmasın dersin fakat an gelir değerlerin ve değer verdiklerin tepetaklak olur da apışıp kalırsın.
Hayat bu sırlarla doludur. Anlamak, yorumlamak, zordur yaşamı ve yaşamdan öteyi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ezber Bozan
Romance(Romantik) Çingene kızıydı ne bir yurdu vardı ne bir memleketi. Anasız babasız yetimdi. Sadece göç etiği yerlere yüreğindeki masumiyetin meşalesini taşıyordu... Adam onun masumiyetini alıp kalbine hapsetti hatta öyle derinlere sakladı ki, kendinde...