Bölüm-10

3.4K 221 78
                                    

İki kız da otobüsten indiler. Yağmur durmuş, arkasında güzel bir koku bırakmıştı. Saatin çok geç olmamasına rağmen caddede, sokak lambalarından başka eşlik eden kimse yoktu onlara.

Beril'in inmesi gereken yer burası değildi. Tam olarak nerede olduğunu bilmiyordu. Belki de karanlıktan dolayı çıkaramıyordu nerede olduğunu.

İkisi de sessiz bir şekilde yürüyordu. Daha doğrusu Beril Sezin'i takip ediyordu.

"Senin evin burada mı Beril ?"

"Hayır değil. Ama yakın." dedi Beril.

Konuşurlarken soğuk havadan dolayı beyaz buğu halkaları yayılıyordu havaya.

Beril başını sağ tarafa çevirdi. İlk beyaz tenini çehreleyen düz sarı saçlarına baktı Sezin'in. Sonra yüzüne. Soğuktan yanakları pembeleşmişti. Çok tatlı gözüküyordu.

Beril onunla en baştan, yeniden tanışmak istiyordu. Onun hakkında her şeyi öğrenmek istiyordu.

Mantığı olmaz diye haykırıyordu. "Olmaz. Uzak dur! Üzülürsün." diyordu. Kalbi ise aklına muhalefet olmuştu. 

Ama Beril çoktan beyin fonksiyonlarını tamamen yitirmiş; kalbi, vücudunu ele geçirmişti. Aklı ise tüm küstahlığıyla söylenip duruyordu.

Adımlarını yavaşlattı. Durdu. 

Sezin bir kaç adım atmış gidiyorken Beril'in durduğunu görünce arkasını döndü. Beril'e baktı. Neden durduğunu anlamamıştı.

Beril elini montunun cebinden çıkartarak Sezin'e uzattı.

"Ben Beril." dedi.

Gülümsüyordu.

Beril Sezin'in yüzündeki ifadeyi görünce anlamadığını düşünerek ona doğru bir kaç adım attı. Aralarındaki mesafeyi kapattı. Heyecanlıydı. Nasıl konuşacağını bilmiyordu. Gözlerini küçük bir çocuk gibi etrafta gezdirdikten sonra tekrar Sezin'in gözleriyle buluşturdu.

"Yeniden tanışalım mı? En baştan."

Sezin bir süre şaşkın mavi gözleriyle ona uzatılan ele baktı.

"Arkadaşın olabilir miyim?" dedi Beril. Bakışlarını Sezin'in yüzünden çekti. Bakamıyordu. Aniden gelen cesaret hiç de iyi olmamıştı onun için.

Boşta kalan elinin tutulmadığı her saniye ise biraz daha umudunu kaybediyordu.

Elini tam indirmeye karar vermişken, beklemediği bir anda elinde bir sıcaklık hissedince dudakları aralandı. Sezin elini tutmuştu.

"Ben de Sezin.."

Beril kendisine gülümseyerek bakan genç kadına baktı. Bu bakışlar Beril'in kalbinin ritmini bozuyordu.

Soğuktan mı, heyecandan mı bilmiyordu ama bacakları titriyordu. Ya da bayılacaktı. Sanırım."Şimdi olmaz Beril! Hayır!" dedi içinden.

Elindeki sıcaklıktan güç toplayarak konuşmaya başladı.

"Yani... Şimdi..?"

"Evet Beril. Arkadaşız." Sezin gülümseyerek başını salladı.

"Benden nefret etmiyor musun?" çekinerek sormuştu Beril.

"Yeni tanıştığım birinden nasıl nefret edebilirim?"

Sezin'in söyledikleriyle yüzündeki gülümseme büyüdü.

İkisinin de yüzünde anın verdiği tebessüm vardı. Ta ki gök gürleyene kadar.

"Olamaz! Yine başlayacak yağmur!" dedi Beril elini Sezin'in elinden çekerek. Telaşlandı. Gökyüzüne baktı.

Belki ? ( GirlxGirl )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin