SON

399 31 15
                                    

Beril ve Sezin, üniversitedeki ilk dönemlerinde birbirlerine karşı bir çekim hissetseler de, aralarında iletişim pek yoktu. Birbirlerine yaklaşmaktan kaçınıyorlardı.

Bir gün, okulun düzenlediği bir yaz partisi sırasında, Beril kalabalık arasında kaybolmuştu. Arkadaşlarıyla eğlenirken, bir an için Sezin'in gülümseyen yüzünü kalabalığın içinde görmüştü. Sezin de onu fark etmişti ama aynı şekilde, göz teması kurmaktan kaçınıyordu. İkisi de içten içe birbirlerine bakmanın yasak olduğunu düşünüyordu.

"Hadi gelin." diye seslendi Behiç yanlarına yaklaşıp. Nesli'yle Beril'i Sezin'in bulunduğu masaya çağırıyordu.

"Ben burada kalacağım." dedi Beril.

"Beril!" Behiç'le Nesli aynı anda Beril'in ismini söylemişti.

"Böyle konuşmamıştık. Bugün biraz daha anlayışlı olabilirsiniz birbirinize karşı." dedi Nesli.

Beril derin bir nefes verdi.

"Tamam geliyorum. Ben anlayışlıyım zaten."

Masaya geldiklerinde Sezin Nesli'ye sarıldı. Sonra kendinden emin bir tavırla Beril'e baktı. "Eğleniyor musun, Beril? Yine köşelerde takılmak için mi geldin bu partiye?" dedi alayla.

Nesli Beril'e baktı. Beril bir şey söyleyecekken gözleriyle susması için işaret yaptı. Derin bir nefes aldı Beril, bu eski tanıdık rekabeti tetikleyen tavrı karşısında sabrını korumaya çalıştı.

Parti hareketli kalabalığın, müziğin ve kahkahaların ortasında devam ediyordu. Beril, kalabalığın biraz uzağında, elinde içeceğiyle olan biteni gözlemlerken Sezin'in dans ettiğini fark etti. Işıklar, Sezin'in saçlarında dalga dalga parlıyor, onun dansına eşlik ediyordu. Kendi halinde, adımlarına ve ritme kendini kaptırmış, sanki bütün o kalabalıktan ayrı bir dünyada gibiydi.

Beril gözlerini Sezin'den ayıramıyordu. Hemen ardından gelen o tuhaf his yine içini sarmıştı. Bir yandan tanıdık, diğer yandan onu şaşkına çeviren bir his. İçinde Sezin'in çocuklukta ona yaptıklarına duyduğu öfkenin bir izi de vardı, ama bu kez öfke yerini hayranlığa bırakıyordu. Bu, ne olduğunu anlayamadığı, onu rahatsız eden ama bir o kadar da heyecanlandıran bir hisle Sezin'e olan bakışını yumuşattı.

Sezin aniden başını kaldırıp ona bakınca Beril'in gözleri şaşkınlıkla irileşti. Heyecanlandığı için masanın üstündeki içeceğe koluyla çarpınca yere düşürmüştü. Çıkan sesle gözlerini Sezin'den ayırmıştı.

"Beril sarhoş musun?"

Nesli'nin sesini yüksek müzikten duyamamıştı.

"Efendim Nesli?"

Kendi de bağırmak zorunda kalmıştı.

"Sarhoş musun?" diye tekrar sordu Nesli. Daha yüksek sesle.

"Hayır."

Partinin gürültüsü Sezin'in başını ağrıtmaya başlamıştı. Kalabalık ve müziğin yüksek sesi arasında boğuluyormuş gibi hissedince bir bahaneyle diğerlerinden ayrılıp dışarı, temiz havaya çıktı. Bahçedeki hafif esinti onu kendine getiriyordu. Sessizlik ve tazelenen hava iyi gelmişti.

Tam o sırada, partiden çıkmış, sarhoş bir adamın ona doğru yaklaştığını fark etti. Genç çocuk dengesiz adımlarla ona yaklaşarak, "Yalnız mısın?" diye sordu, ama sesi ve tavrı pek de hoş görünmüyordu. Sezin geriye çekilmeye çalıştı, ancak çocuğun ısrarcı davranışları onu iyice huzursuz etti.

Belki ? ( GirlxGirl )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin