Bölüm-45

172 22 0
                                    

Beril başını yastığına bıraktı. Oda karanlıktı. İçeriyi sadece ay ışığı aydınlatıyordu.

Yüzünde saçma bir gülümsemeyle tavana bakıyordu. Üstündeki şoku hâlâ atlamamıştı. Bugün evlenme teklifi almıştı. Hem de Sezin'den. Kalbi heyecandan deli gibi atıyordu. Geçmek, durmak bilmiyordu. "Ben ona çok aşığım." dedi kendi kendine.

Bir an olsun aklından çıkmıyordu. Zaman geçirirken bile ona doyamıyordu. Yanından ayrıldığında özlüyordu.

Elini kalbine götürdü. Mutluydu. Yatakta yana doğru dönüp bacaklarını karnına çekti. Büyük camın ardında kalan gökyüzüne baktı. Sezin'le yaşamak, yapmak istediği çok şey vardı. Umudu güçlenmişti.

"Lütfen iyileşeyim, lütfen."  dedi gözlerini kapatırken.

Sabah alarmını erken bir saate kurmuştu. Gözlerini açtığında annesinin yanındaki yatakta uyuduğunu gördü. Annesini uyandırmamaya özen gösterip sessizce yataktan çıktı. Odanın içinde bulunan banyoya girdi.

Duş alıp kurulandıktan sonra temiz kıyafetlerini giydi. Koridora çıktı. Telefonuna göz gezdirirken karnına hızla çarpan bir şeyle birkaç adım geriye doğru sarsıldı. Telefonunu az kalsın düşürüyordu.

"Hii. Özür dilerim."

Gözlerini sesin geldiği yere çevirdi. Küçük çocuk çarpmanın etkisiyle düşmüştü. Beril çocuğun kolundan tutarak kalkmasına yardımcı oldu.

"Önemli değil. Koridorda neden konuşuyorsun?"

"Biraz acelem var. Arkadaşlarım geldi. Onların yanıma gidiyorum." dedi çocuk. Üstünü silkelerken Beril'e baktı. "Seni tanıyorum."

"Nereden tanıyorsun?"

"Beni hiç görmedin mi?" diye sordu çocuk.

Beril başını hayır anlamında salladı.

"Karşı odanda kalıyorum. Nasıl görmezsin?" diye sorguladı çocuk. "Gerçi çok dalgın ve üzgün görünüyordun. Görmemen normal."

"Adın ne senin?"

"Efe. Senin?"

"Beril ben de. Bahçeye mi iniyorsun?"

"Evet."

"Tamam beraber inelim o zaman."

Beraber asansöre bindiler. Beril sırtını geriye yasladı. Çocuğu inceledi. Mavi kot ceketini bahçıvan pantolonunun üstüne geçirmişti. İçine de kareli gömlek giymişti. Gömleğinin üzerine sarı papyonunu bağlamıştı. Saçları döküldüğü için başına şapkasını takmıştı.

"Kaç yaşındasın Efe?"

"10. Sen?"

"22."

"Okula gidiyor musun?"

"Hastaneye gelmeden önce gidiyordum. Ama şu an gidemiyorum. Burada derslerime çalışıyorum."

"Anladım."

Asansörün kapısı açılınca beraber dışarı çıktılar. Bahçeye doğru yürümeye başladılar.

"Senin arkadaşların yok mu?" diye sordu Efe.

"Bugün tekim galiba."

"O sarışın kız gelmeyecek mi?" Sarışın kız derken yüzündeki muzip gülümsemeyi yakalamıştı Beril. "Güzel olan kız." diye devam edince Beril kahkaha attı.

"Belki gelir. Neden soruyorsun?"

"Çok güzel." dedi Efe.

"Evet yakında karım olacak." dedi Beril bunun üzerine.

Belki ? ( GirlxGirl )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin