Beril bir ön sırasında oturan Sezin'e baktı. Sarı saçlarını at kuyruğu yapmış, kırmızı tokasıyla bağlanmıştı. Boya kalemleriyle resim çiziyordu. Ne çizdiğine bakmak için Sezin'in omzundan başını çıkartıp resme baktı.
"Ne çiziyorsun cadı?"
Sezin kulağının yanında beklenmedik bir nefes hissedince korkmuştu. Başını sağa çevirince bir çift ela gözle karşı karşıya geldi.
"Sana ne!"
Beril tahtanın üstünde asılı olan duvar saatine baktı. Teneffüsün bitmesine yedi dakika vardı. Bu süre Sezin ile uğraşmak için yeter de artardı.
Sırasından çıkıp Sezin'in tam karşısında durdu. Masanın üstündeki resmi alıp kapıya doğru koşmaya başladı. Bir yandan gülerken bir yandan da resme bakmaya çalışıyordu.
Sezin de arkasından koşuyordu.
"Ver onu bana Beril!"
Beril arkasını dönüp "Gel de al." diye bağırdı gülerek.
Arkası döndüğü için kapıdan çıkacağı sırada önünde bir beden belirdi. Hızını alamayıp o bedene çarpıp geriye doğru sendeledi. Poposunun üstüne yere düştü.
Başını kaldırıp kime çarptığına baktı. Kumral saçlı bir kadın. Ağlıyordu. Yanında da öğretmeni vardı.
Kadın Beril'in yanına gelip, onu yerden kaldırdı.
"İyi misin canım? Bir yerine bir şey olmadı değil mi?
Beril cevap vereceği sırada Sezin'in sesini duydu. Ona döndü.
"Teyze..?"
"Ne oldu? Neden ağlıyorsun?"
Sezin Beril'in yanından geçip teyzesinin yanına gitti. Kadın eğilip Sezin'e sarıldı.
"Çantanı toparla. Eve gidiyoruz hayatım." Kumral kadın göz yaşlarının arasından zorlukla konuşabildi.
Sezin bir şey söylemeden hızlı adımlarla sırasına gitti. Küçük kalbine bir ağırlık çökmüştü. Teyzesinin gözleri kıpkırmızı ve şişkindi. Kötü bir şey olduğunu o yaşında anlamıştı. Korkuyordu. Çantasını toparlarken öğretmeni ve Sezin'in teyzesi kendi aralarında sessizce konuşmaya başladı.
"Ne yapacağım? Nasıl söyleyeceğim annesinin öldüğünü ? Daha çok küçük."
Beril duyduğu şeyle şok olmuştu. Gözler kocaman açıldı.
"Ne?" diye mırıldandı kendi kendine.
Arkasını dönüp Sezin'e baktı. Çantasını toplamayı bitirmiş, yanlarına doğru geliyordu.
Ne yapacağını, nasıl tepki vereceğini bilmiyordu. Elinde duran resme baktı. Ortada sarışın küçük bir kız, sağ tarafında sarışın genç bir kadın küçük kızın elini tutuyordu. Kırmızı arabanın içinde bulunan genç adama el sallıyorlardı.
Beril, Sezin yanına geldiğinde resmi görmemesi için arkasına götürdü. Sezin yanından geçip giderken onu izledi.
Okuldan sonra Sezin'in davetiyle onun evine gelmişlerdi. Beyaz, çalışma masasının üstünde çocukluğundan kalma bir resmi görünce yine eskilere dalmıştı Beril. Resmi eline aldı. İnceledi. Kırmızı araba, anne, baba ve kız çocuğu.
Odanın kapısının açılma sesini duyunca gözlerini kapıya çevirdi. Sezin elinde iki kupayla odaya girdi. Beril'in yanına gelip bardaklardan bir tanesini ona uzattı.