"Sonunda güneşi görebildik." dedi Nesli otobüsün camından dışarıya bakarken. "Burçin teyze geldi mi?"
"Dün geldi."
"Sen neden durgunsun?"
"Uykum var Nesli."
"Sezin'den dolayı değil yani?"
Beril gözlerini Nesli'ye çevirdi. Yüzündeki muzip gülümsemenin anlamını biliyordu. Birkaç gün önce Sezin ile aralarındaki gelişmelerden kısaca bahsetmişti arkadaşına.
Nesli'nin tepkisi kayda değerdi."Sezin'i özledim." dedi Beril üzgün bir yüz ifadesi takınarak.
"Yaa. Minik aşık." Nesli Beril'in yanağını sıktı. "Ne zaman dönüyormuş?"
"Sanırım önümüzdeki pazar."
"Beş gün hemen geçer Beril."
"Umarım."
Otobüs kampüse varınca indiler. Güneş olmasına rağmen hiç bir etkisi yoktu. Hava soğuktu. Beril yanına atkısıyla beresini almadığı için pişman olmuştu. Bir daha kış güneşine aldanmayacaktı.
Fakülteye doğru hızlı adımlarla yürüyorlardı. Nesli elindeki telefonla uğraşıyordu yürürken düşmemek için bir eliyle Beril'in kolunu tutuyordu. Yine bir şeyler karıştırdığı yüzündeki gülümsemeden belliydi.
Nesli adımlarını yavaşlattığında Beril arkadaşına döndü. Nesli gülerek fakültenin girişini gösterdi.
"Bak kim gelmiş."
Beril Nesli'nin baktığı yere çevirdi başını. Sezin'i kapının yanında görünce şaşırmıştı. Gözleri buluştuğunda Sezin'in güzel gülüşünü görünce içinde bir şeylerin koptuğunu hissetti. Heyecanla konuştu.
"Geleceğini biliyor muydun yoksa?"
Nesli dudaklarını birbirine bastırıp, omuz silkti. Biliyordu. Beril kocaman gülümsemesiyle hızlı hızlı Sezin'e doğru yürümeye başladı.
Fakülteye vardıklarında Nesli Sezin'e selam verip içeri girdi. Arkadaşlarını yalnız bırakmak istemişti.
Sezin, Nesli gittikten sonra Beril'e döndü. Yüzündeki heyecanlı, bir miktar şaşkın ifadeyi görünce gülümsedi. Kendisi de en az Beril kadar mutlu ve heyecanlıydı.
Nesli'ye erken geleceğini dün söylemişti. Beril'e küçük bir sürpriz yapmak istemişti.
"Erken döneceğini bilmiyordum." dedi Beril.
Sezin bir kaç adım attı Beril'e doğru. Kollarını Beril'in omuzlarına uzatarak bedenlerini yaklaştırdı.
"Seni çok özlediğimi fark ettim. Erken döndüm."
"Çok iyi yapmışsın."
Beril ellerini Sezin'in beline yerleştirdi. Kendine çekip sıkıca sarıldı. Bir hafta o kadar uzun gelmişti ki.. Sezin'in sarı saçlarına minik öpücüklerini bıraktı sarılırken.
Biraz sonra geri çekildiler. Sezin ellerini Beril'in kırmızı yanaklarına yerleştirdi. Kaşlarını çattı.
"Yanakların buz gibi." Ellerini Beril'in ellerine uzattı. "Ellerinde. Ve bu havada ince giyiniyorsun. Hasta olacaksın Beril."
"Kalın kıyafetleri sevmiyorum. Beni boğuyorlar."
"O zaman atkını yanına al sadece, lütfen."
"Tamam alacağım." Beril parmaklarını Sezin'in parmaklarından geçirip ellerini kenetledi.
Merdivenlerden çıkıp ilk önce Sezin'in sınıfının önüne geldiler.
"Dersin kaçta bitecek?"
"12:30 gibi. Senin?"
"Senden yarım saat sonra çıkacağım." dedi Beril.
"Seni beklerim."
Beril başını tamam anlamında salladı. "İyi dersler."
Sezin gülümsedi. Beril'e yaklaşıp dudaklarına özlem dolu küçük bir öpücük bıraktı. "İyi dersler sevgilim."