Meyus

343 15 0
                                    

Ada
Adım bu kısa ve öz.Adımın her zaman beni tanımladığına inanıyorum.Yalnız,sessiz ziyadesiyle eksiktim.Eksiktim sadece her yanım,her anım,her zerrem eksikti.Neden on yedi yaşında bir insan bu kadar kendisini eksik hisseder ki ?.Acaba benim gibi hisseden var mıdır ?.Düşüncelerimden sıyrılıp ayağa kalktım yan taraftaki odama bağlı banyoyu kullanarak hızlıca bir duş aldım. Aşağıya indiğimde kahvaltı etmek için dünden hazırladığım tostları çıkarttım,kahve yapmak için su ısıtıcısını açtığımda kahvenin olmadığını farketmem uzun sürmemişti.lanet olsun ne zaman kahve bitti ki ? Benim neden bundan haberim yok?Dışarıya baktığımda sıcak beyaz ışığın gözüme çarptığını gördüm kuzeyin eviydi. Kuzeyden bahsedecek olursak; en sevdiğim kısım olabilir şu an.
Sekiz yaşımdan beri seviyordum onu, elindeki basketbol topunu bile sevmiştim buraya ilk taşındığında tabii kafama topu atması dışında evet sevmiştim. Çocukluğumdan beri ona  olan duygularım değişmemişti. Kuzey eskiden bütün saflığıyla karşıma çıkıp 'oyun oynayalım mı' demesi aklıma geldikçe gülerim oda gülerdi.Ama şimdiye dönersek güldüğünü bile zar zor görüyorum, yüzü mahvolmuş şekilde okula geliyor çoğu zaman. Merak ediyordum onun ne yaptığını ama bana engel olan bir şeyler vardı. Düşüncelerimin içinden sıyrılıp gerçeğe döndüğümde kahvenin hala olmadığını  fark etmiştim. Kuzeyden gidip istemek ölüm gibi bir şeydi. Ama istesemde fena olmazdı. Üstüme geçirdiğim hırkayla bir hışım kuzeyin evine attım kendimi kapıyı çaldığımda açmayacak sanıp arkamı döndüğümde kapının açılma sesiyle yeniden önüme döndüm.
'Kahve var mı? Varsa verir misin?'
'Sen ve şu kafein bağımlılığın beni öldürüyor'
Güldüğümde tek kaşı kalkmıştı ben de hemen eski ciddiyetime büründüm.
'Kahve?'
'Uğraştırma beni git süt falan iç'
'Rahatsız ettim özür dilerim' ukala pislik seni bir gün öldüreceğim ama ne zaman İnan ki ben de bilmiyorum tabii yapabilirsem oda ayrı bir şey nede olsa.
'Evet ettin' kapıyı suratıma çarpmasaydın bari daha iyi olabilirdi.
'KUZEY DEMİR BİR GÜN ELİMDE KALACAKSIN AMA NE ZAMAN BEN DE BİLMİYORUM'  sinirden kuduruyordum adeta. Evin kapısını bir hışımla açtım tostumdan bir kaç ısırık aldıktan sonra okula gitmek için taksiyi aradım. Ve kızlara mesaj attım
A.A: okula geçiyorum orada buluşuruz.
Okulun bitmesine bir kaç gün vardı ve gram devamsızlık yapmamıştım dersleri kırma fikri beni benden alıyordu tabii. Taksinin geldiğini fark ettiğimde çantamı alıp taksiye bindim. Bir kaç dakika sonra okulun önündeydim Doğu koleji sessizdi.Kayahan sessizdi. Benim gibi.
Koşar adımlarla kantine çıkarken Leyla'yla ufak bir sohbete girdim ardından kahvemi alarak masamıza geçtim. Kahvemi yudumlarken aklıma takılan saçma sapan düşünceler beni rehin almıştı. Bir kaç dakikalık içsel çöküşün ardından telefonuma gelen mesaj kendime gelmemi sağlamıştı
ARYA: otoparka gelsene konuşacaklarımız var
Arya hep ciddiydi gereksiz yere ciddiydi ve beni ürkütüyordu Okulun ilk günü beni dövecek diye çok korkmuştum ama sadece dış görünüşünün bu şekilde olduğunu öğrendiğimde rahatlamıştım.Kahvemi attıktan sonra otoparka inmiş ve aryayı duvara yaslanırken yakalamıştım. 'Hey' diye bağırarak  dikkatini çekmeyi başardığımda kendimden bir emin ifadeyi taktım yüzüme.
'Noldu kötü bir şey olmadı dimi?' Olsa sanki bir şey yapabilecektim belkide yapardım nerden bilebilirdim ki sağım solum birbirine uymasada ve her ne kadar dengesizlik kraliçesi olsamda.
'Aslında önemli bir şey olmadı ben yurt dışına çıkıyorum ve Emir buraya geliyor' Emir yurt dışından gelmiş ve arya ondan mı kaçıyordu? Aryanın kaçmasını sağlayacak ne olmuştu ki ?
'Sen neyden kaçıyorsun?'
'Hiç. Sadece sevgilimin kucağında bir daha sarı kevaşe görmek istemiyorum' aldatılmış mıydı şimdi ? Ama Emir öyle bir şey yapacak bir çocuk değildi ki. En azından o kadar tanıyordum. Aryanın basıp gitmesi sonucunda sadece asyayla kalmıştım bugün okulda. Oda geç geliyordu zaten. Üst üste dil ve anlatım dersim vardı. Sınıfa doğru çıktığımda Asya'yı gördüm ve başımı selam verdim. Sıkıcı seksen dakikanın ardından teneffüs olmuştu herkes dışarıdaydı ama ben sınıfa takılı kalmıştım. Canım bir şey yapmak istemiyordu gerçi. Kuzeyi etrafta görmemiştim ama bu sabah erkenden uyanmıştı ilginç. Ama ona karışamazdım ben onun için kimim ki zaten ? Koca bir hiç. Matematik dersliğine geçerken yan yana boş iki sıra vardı genelde orası hep dolu  oluyordu ama şansıma bugün boştu.
Cam kenarındaki masaya geçtiğimde beş dakika sonra kuzey içeri girmişti. Boş bakan gözlerle sıra arıyordu ve benim yanım boştu. Yüzünü buruşturduğunu görünce sinirlerim yerinden hoplamış  masa değiştirmek için kalktığımda Çiğdem hoca çoktan sınıfa girmişti. Selam verip oturmamızı istediğinde herkes oturmuş ve konuşmak için kargaşa çıkmıştı adeta. Yoklamayı almak için defteri açtı.
'ADA ATAHAN'
'burda'
'KUZEY DEMİR'
'BURDA'
Yavaş kükreye bilirsin bence. Benim sesim çıkmıyorken sen? Ah her neyse.
'kusura bakma adacığım seni görmedim. Ve derse teşrif etmeniz beni mutlu etti kuzey bey'
Kafamla onay verip güldükten sonra derse geçmiş ve anlatmaya başlamıştı. Kuzey durup durup beni süzüyordu ve bu bana göre hoş olsada dikkatim için hiçte hoş değildi.
'Durup durup beni mi süzeceksin sen?'
'Belki'
Ah ne güzel. Bayıldım.
Çiğdem hoca gözlerini patlatarak bizi işaret edip.
'Siz ikiniz okul sonu burda olun'
Kafamızla onay verdiğimizde derse kaldığı yerden devam eden Çiğdem hoca.
'Teşekkür ederim sayende'
'Olabilir'
Tek kelimelik cevapları beni sinir ediyordu.  Ders bittiğinde kuzeyde gitti. Öğle teneffüsünü sınıfta geçirdikten sonra bir kaç ders geçmiş ve okul bitmişti. Çiğdem hocanın dersliğine vardığımda Kuzey oturmuş beni bekliyordu.

Haykırış-TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin