6. Bölüm

7.2K 249 49
                                    

Ekip arabasından çıkıp bir anda etrafımızı sarmıştı polis. Herkes şok olmuş bir şekilde neler olduğunu anlamaya çalışırken polisler sude'nin babası olduğunu öğrendiğim Muzaffer Şahin'i kelepçelemiş götürüyorlardı bile.

"Muzaffer Şahin ülkeye uyuşturucu sokup satma suçundan dolayı tutuklusun."dedi yetkili polis.

Bu sözlerin üzerine mahalleliden uğultular gelmeye başladı. Muzaffer ve ailesi polisi engellemeye çalışırken bir yandan da

"Durun! Babam öyle şey yapmaz."
"Yalan bunlar kocama iftira atıyorlar."diyorlardı.
Peki bu söyledikleri ne kadar doğruydu. Mesleğim gereği bu sözlerle çok karşılaşıyordum. Kimisi yalan çıkarken kimisi de doğruyu söylüyordu ama büyük bir soru işareti vardı kafamda Muzaffer için söylenen bu sözler yalan mı yoksa gerçek miydi?

Polisler Muzaffer'i arabaya sokup gittiklerinde ilk kendine gelen Ali oldu.

"Bizde gidelim peşlerinden Duru sende gel güzelim. Bu konuları bilen sensin." Dedi.

"Tamam."dedim sadece.

20 dakika sonra karakola ulaşmıştık. Çınar ve Ali 'yi kapıda bırakıp gerekli prosedüre uygun kendimi tanıtıp olay hakkında bilgi aldım. Daha sonra bekleme salonunda beni bekleyenlerin yanına gittim.

"Annecim ne olmuş Muzaffer Bey'e?"dedi annem.

"Muzaffer Bey'in aracından yüklü miktarda uyuşturucu ele geçirilmiş. Nişan alanına gelmeden önce araçta arama yapmışlar. Şimdi dosya oluşturuldu. Araçtan parmak izi araması yapılmış sonuçlar çıkana ve Muzaffer Beyin sorgusu bitene kadar nasıl bir yol çizilecek suçlu kim bulunacak." Dedim ifadesiz bir yüzle. İşte şimdi tam savcı kimliğime bürünmüştüm.

"Kocam çıkabilecek mi? Daha ne kadar burada kalacak?"dedi Sude'nin annesi. Derin bir nefes alıp cevap verdim.

"Malesef şuan en büyük şüpheli Muzaffer Bey. Bu nedenle bir süre daha burada kalacak."dedim.

"Sen bir şey yapamaz mısın? Sonuçta savcısın."dedi Çınar.

"Bakalım. Bu akşamlık yapabileceklerim bu kadar."dedim. Karakoldan eve geldiğimizde saat 2'yi bulmuştu. Hemen makyajımı sildim ardından pijamalarımı da giyip sıkıntıyla yatağıma yattım. Kimseye şimdilik bir şey söylemesemde öğrendiğim kadarıyla Muzaffer hiçte mahallenin sandığı gibi masum bir adam değildi. Sabah erkenden kalkıp bu olayı araştırmak için karakola gidecektim. Saatimi kurup gözlerimi kapatarak sıkıntıylada olsa uykuya daldım.

Sabah kurduğum alarmın sesiyle uyandım. Elimi yüzümü yıkayıp giyindim. Hemen evden çıkarak bir taksiye binerek karakola geldim. Kullandığım etkin kaynaklarım ve mevkim sayesinde bu olay hakkında tüm verilere ulaşmıştım.

Elimdeki Muzaffer hakkında hazırladığım dosyaya baktıkça sinirleniyordum. Az kalsın kaç masumun kanına, canına girmiş bir adam için kendimi seferber edecektim. Öğrendiğim bilgilere göre Muzaffer denilen bu sütü bozuk uzun süredir tır şoförlüğü adı altında yurtdışından ülkeye uyuşturucu sokup satışını yaptırıyormuş. Polis zaten uzun bir süredir bu olayı araştırırken Muzaffer'in son sevkiyatında yaptığı aceleci ve şüpheli tavrından olay açıklığa kavuşmuş.

Ah! Bu adamın davasını ben yönetecektim ki ağırlaştırılmış müebbet vermeyen Mia ne olsun. Elimdeki dosyayı çantama koyup eve girdim. Annemler kahvaltı yapıyorlardı.

"Kızım hoşgeldin. Merak ettik seni aradık ama açmadın."dedi annem.

"Bir iki işim vardı dışarıda onları yaptım."dedim. Çantamı odaya bırakıp bende kahvaltımı yapmaya başladım.

YARIMIN TAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin