20. Bölüm

4K 115 32
                                    

Ali'yle bir süre daha öyle kaldıktan sonra ayrıldık. Havanın soğuması ve bizim sırılsıklam olmamızla beni eve gönderip kendide eve gitmişti.

Ağzım kulaklarımda odama girdiğimde ilk işim ıslak kıyaferlerimden kurtulup saçımı kurutmak olmuştu. Tüm bunları yaptıktan sonra kendimi yatağıma attım ve büyük bir tebessümle uykuya daldım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bu sabah diğer sabahların aksine kendi kendime ve neşeli uyanmıştım. Önce yatakta gerinip biraz kendime gelmek için uzanmaya devam ettim.

Dışarıda da sanki akşam o kadar yağmur yağmamış gibi güneş pırıl pırıl parlıyordu. Her ne kadar güneş olsada kış aylarına girmemizin verdiği etkiyle hava serindi. Tam acaba bu havada ne giysem diye düşünürken telefonumun mesaj sesiyle düşüncelerim bölünmüş oldu. Telefonumu komidinin üstünden aldım. Ana ekranıma düşen mesaj bildirimini görmek bile kalbimin maraton koşmuşçasına hızlanmasına neden oldu.

Gönderen: Ali

Günaydın sevgilim. Ah ne güzel sana böyle hitap etmek. Sevgilim sevgilim sevgilim.

Mesajı okumamla yüzüme kocaman bir gülümseme hakim oldu. Ey aşk sen ne güzel bir şeysin. Heyecanla cevap vermek için mesaj alanına dokundum. Ama ne yazacaktım ben şimdi. Tek günaydın yazsam olmayacak. Günaydın sevgilim yazsam onu tekrarlamış gibi olur mu acaba?

En son 'günaydın okyanus gözlüm' yazdım ama gönderip göndermemekte karar veremedim. Birden çok mu hızlı olmuş olur? Yok ya neden olsun ki ben onun gözlerine hep öyle derim.

Ben böyle kendimle cebelleşirken kapının aniden açılmasıyla yerimden sıçradım. Tabi benim sıçramamla telefonum elimden fırladı. Peki ben ne yaptım? Evet doğru tahmin refleks olarak telefonu tutmaya çalıştım. Ve bingo artık karar verme durumum ortadan kalkmış ve bir eylem gerçekleşmişti.

Sinirli bakışlarım anında odama dalan Adam'a döndü.

"Bittin kardeşim. Bir insanın odasına böyle mi girilir?" dedim dişlerimin arasından tıslayarak. Tabiki Adam'ın üstüne atlayıp ona vurmayıda ihmal etmemiştim. Adam da beni belimden yakalayıp kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordu.

" Dur be kızım. Hem sen bana vurmayı bırakta gecenin bir körü bahçede ne işin vardı onu söyle." dedi bilmiş bilmiş.

Adam'ın dedikleriyle anında durmuş şaşkın şaşkın ona bakmaya başlamıştım. Hayır anlamıyorum bu insanlar nasıl yakalanmadan gizli saklı yıllarca sevgili yapıyorlar. Ben dakika bir gol bir yakalandım.

" Aşık oldum. " dedim dan diye. Adam haliyle önce bir dediğimi anlamadı. Sonra kelimeler zihninde anlam kazandıkça gözleri ve ağzı şaşkınlıkla açıldı.

"Nasıl? Kime?." dedi hemen. Ona tüm hissettiklerimi akşam olanları her detaya değinmeden anlattım.

"Yani şimdi benim fındık kurumun bir sevgilisi var." dedi kendi kendine yaşanan bir farkındalık gibi. Sadece onu izliyordum. Bir süre sonra ne düşünüyorsa kaşları çatılı sonra düzeldi en son yine şaşırdı.

"Söyle o sevgilin olacak adama seni üzerse ağzını burnunu kırarım." dedi. Onun bu halini yüzümden eksik olmayan tebessümümle izliyordum. Canım benim bu zamana kadar hiç ayrılmamıştık. O benim artık arkadaşım değil abim gibiydi.

" Aman da aman kardeşinede kıyamazmış. " dedim yanaklarını sıkıp kafasını sağa sola sallarken. Adam ellerimi tutup yüzünden uzaklaştırdı. Onunda yüzü azda olsa gülüyordu.

" Kıyamam tabi sen benim biricik kardeşimsin." dedi bana sımsıkı sarılırken.

Bende sarılmasına karşılık verdiğimde bir süre böyle kaldık. En sonunda Adam hazırlanmak için odasına gittiğinde bende hazırlanmak için yataktan çıkmıştım. Sabah rutin işlerimi halledip dolabımın önünde durmuş ne giyeceğime karar vermeye çalışıyordum. Diğer günlerin aksine bugün çok güzel olmak istiyordum. Dolabımı biraz daha karıştırdıktan sonra açık renk dizimin bir karış üstünde biten bir etek, beyaz bluz, ten rengi stiletto giydim. Saçlarımı tepeden bir at kuyruğu yapıp uçlarını maşayla dalgalandırdım. Makyaj olarakta nude tonlarda bir far ve ruja ek olarak rimel kullandım.

YARIMIN TAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin