Sabah kendimi Alex'in kollarında bulmayı beklerken başka iki kolla daha karşılaşmam afallamama sebep oldu. Başımı Çınar'ın göğsünden kaldırıp baktığım da hala uyuduğunu görmemle arkamdan bize sarılan kişiye dönüp bakmak için yavaşça o yöne döndüm. Arkamı dönmemle bize gülümseyerek bakan ve hem Alex'i hem de beni kollarıyla sarmasıyla karşılaşmak dünya da kıymetini bilmem gereken en güzel anlardan biriydi.
" Günaydın canım babam."
"Günaydın canım kızım."
" Çok özlemişim bunu." dedi bir çok duyguya ev sahipliği yapan bir ses tonuyla ve abim ve bana sarıldı.
Babamda ki bu duygu yoğunluğuna kelimelerle vereceğim bir cevabım olmadığından ona sımsıkı sarılarak cevabımı vermeye çalıştım. Zaten Çınar'ın uyanmasıyla başlayan homurdanmaları duygusal dakikalarımız çok sürmesini engellemiş ve neşenin yeniden ortama hakim olmasını sağlamıştı. Biz böyle kendi aramızda eğlenirken odamın kapısı hızla açılmış büyükannem adeta odaya bomba gibi düşmüştü.
" Hiiii bak hala yatıyorlar. Kalkın artık herkes kahvaltıya oradan da size ne görev verdiysem o yapılacak." dedi askerlerine emir veren bir komutan havasıyla. Sonra Çınar'a dönüp çatık kaşlarını daha da çatıp bakmaya başlayarak;
" Eh be oğlum hadi bunları anladım da ayol yarın sana kız istenecek sende ki rahatlığa bak. " dedi.
" Allaaaah ben onu unuttum. " dedi Çınar panikle yataktan çıkarken.
" Büyükannem ben bunu nasıl unuttum. Duş alıp hemen geliyorum." dedi ve önce büyükannemi öptü sonra koşarak odasına gitti.
" Aklınız beş karış havada. Hadi sizde kalkın bakayım. Marş marş. "dedi tam arkasını dönüp gidecekti ki hızla geri dönüp işaret parmağını bana doğru sallayarak son konuşmasını yapıp gitti.
" Bana bak papatyam daha yaran iyileşmedi.bu karışıklıkta olaki bir yaramazlık yap ben sana o zaman sorarım hesabını. "sözlerine itiraz dahi edememiştim ki babamda büyükannemi onaylayıp arkasından odadan çıktı.
İyi de ben koca gün herkes bir şeylerle meşgulken tek başıma ne yapacaktım. Oflayıp yattığım yerden kalktıktan sonra ilk olarak kısa bir duş almış sonrada giyinmiştim.
Giydiğim siyah tayt ve uzun beyaz kazağım soğuyan havalar için en idealiydi.
Ayaklarıma da panduflarımı giyip aşağı indim."Günaydın dedeciiiiim" dedim. İçimde hissettiğim neşeyi dışarıya yansıtmaktan çekinmiyordum.
"Günaydın biricik papatyam." dedi.
Bizim günaydın faslımızdan sonra herkes hazırlanmış bir şekilde masada yerini alarak kahvaltıya başlamıştı. Kahvaltımızı yaptıktan sonra büyükannem kimseyi masadan kaldırmamış hepimize görevlerimizi vermişti.
" Şimdi Çınar sen çiçek ve çikolata siparişlerini hallet paşam yarın bir aksilik olmasın. James sen benimle alışverişe gel eksikleri alalım. Çok sevgili kocacım sende siparişleri verilen yüzükleri almaya gidiyorsun. Anlaşılmayan bir şey?" dediğinde büyükannemi benim dışımdaki herkes onaylarken ben heyecanla atıldım.
" Peki ben ne yapacağım kraliçem? " dedim.
" Sen de en zorunu yapacaksın bir tanem biz bunları yaparken yatıp dinleneceksin. " dedi.
" Ama büyükanne ben iyiyim bana da bir şey söyle yapayım." dedim ama o beni duymazdan gelip çaprazında oturan Adam'a döndü.
" Adam oğluşum en zor görevi sana veriyorum. Bu cadıya bugünlük bakıcılık yapacaksın. " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIMIN TAMI
Fiction généraleBabasının Mia'sı Annesinin Duru'suydu Yıllarca bu ikisi arasında kendisini bulmaya çabaladı. Ama aslında bilmiyordu ki O herşeyden önce Ali'nin Güzeli olacaktı ... Not: Hikayenin ilk bir kaç bölümü flashback tarzıdır. Diğer bölümler daha uzun ve n...