'Bir nefes kadar yakınındayım. Buldum seni. - J.'
Kağıtta yazan notu defalarca okudum. Not elimden babam tarafından çekilip alındı. Babamda notu benim gibi defalarca okumuştu. En sonunda elindeki notu sinirle buruşturup kutunun içine baktı. Sert bakışları kutunun içinde gördükleriyle daha da sertleşmiş ve masmavi gözleri kapkara olmuştu.
Kutunun içindekini eline alıp bizimde görmemizi sağladı. Kanlı bir fular vardı babamın elinde.
"Bu senin fuların." dedi Adam dehşetle fulara bakarken. Doğum günümde aldığı fuları anında tanımıştı. Tanımamasıda beklenemezdi zaten o kadar çok seviyordum ki hiç çıkarmazdım bu fuları.
"Bu ne demek oluyor. J de kim?" dedi babam. Fuları kutunun içine atıp salonda sinirle volta atıyordu. Ben ne diyeceğimi düşünürken yanımda sinirden titreyin saçlarını çekiştiren Adam bana hiçte yardımcı olmuyordu.
"Ben-" diye konuşmaya başladım ama sözüm babam tarafından kesildi.
"Sen ne Mia? Sen neden bu kadar rahatsın neden kim bu diye sorgulamıyorsun?" dedi bağırarak.
Tam yine söze başlıyacakken kapı alacaklı gibi çalınmaya başladı. Zaten nasıl anlayacağını bilmiyordum birde bu kesintiler yüzünden iyice gerilmiştim. Ben koltuğa iyice sinmiş ne diyeceğimi düşünmeye başladım.
Bu arada Adam yerinden kalkıp kapıyı açmaya gitti.
"Neler oluyor sesiniz bizden bile duyuluyor." dedi annem. Çınar'la beraber telaşla içeri girerlerken.
"Ben de ne olduğunu öğrenmeye çalışıyorum." dedi babam.
"Anlat Mia." dedi yeniden bana dönerek.
Annem ve Alex de Adam'ın yönlendirmesiyle oturmuş ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Derin bir nefes alıp anlatmaya başladım.
"Hatırlıyor musunuz ben New York'ta bir dava için gece gündüz çalışıyordum. Hani bir adam vardı adı John yapmadığı pislik yoktu. Ama en sonunda açığını bulup onun hapse girmesini sağlamıştım. İşte o bunları yapan biz buraya gelince bir yolunu bulmuş çıkmış. Benimde geçen gün haberim oldu. Jess mail atmış. ' John çıktı her yerde seni soruyor.' diye." dedim salonda kimseden çıt çıkmazken bende kafamı kaldırıp hiçbirine bakamıyorum.
" Sen de bunu öğrendiğin gibi bana babana söylemek yerine sustun öylemi Duru Mia." dedi babam. Başımı kaldırmadan babamın bağırışını dinliyordum.
" Bu adam her yerde benim kızımı arayor. Burnumuzun dibine kadar girip senin fuların kana bulanmış bir şekilde bırakılıyor. Ama sen tüm bunları söylemiyorsun. Biz bugün bu kutuyu bulmasaydık ne olacaktı Mia. Sen bunu nasıl saklarsın?" dedi babam öyle bir bağırıyordu ki sesinden tirtediğimi hissediyordum.
"Babacım lütfen söyleyecektim ama bir türlü fırsat olmadı. Franco'lar, Derin'nin ailesiyle tanışma derken anlatmaya fırsat bulamadım." dedi ama keşke demez olaydım. Bu sefer babamın sinirinin yanına odadaki herkesin siniri eklenmişti.
" Ben seni ne zaman ikinci plana koydum. Sen şimdi kalkmış diyorsun ki o vardı bu vardı. Her şey olabilirdi. Ama sen bunu öğrendiğin an bana anlayacaktın ben ne zaman konuşmak istediğinde geri çevirdim." dedi babam sesindeki sinire ek kırgınlıkta karışmıştı.
Babamdan gözlerimi kaçırdığım da gelen kutuya ve nota bakan Çınar ve annemle karşılaşmıştım. Alex babam gibi notu okuduktan sonra ellerini yumruk yapmış sakinleşmeye çalışırken annem elini ağzına kapatmış göz yaşlarının akmasına izin verdi. Bu olaya daha fazla şahitlik etmek istemediğimden bakışlarımı yine halıya çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIMIN TAMI
General FictionBabasının Mia'sı Annesinin Duru'suydu Yıllarca bu ikisi arasında kendisini bulmaya çabaladı. Ama aslında bilmiyordu ki O herşeyden önce Ali'nin Güzeli olacaktı ... Not: Hikayenin ilk bir kaç bölümü flashback tarzıdır. Diğer bölümler daha uzun ve n...