11. Bölüm

6.1K 211 39
                                    

Ali'den:

Duru'mun kalbini kıralı neredeyse bir ay geçti. Ama pişmanlığım günden güne daha çok beni yoruyor. Onu en son Çınar ile birlikte New York'a ondan af dilemek için gittiğimizde görmüştüm.

O kadar masum ve güzeldiki ona inanmadım için hala kendime küfür ediyorum. Tabi onun benim New York'a gittiğimden haberi yok. Çünkü babası bizi onunla görüştürmedi. Haklıydı da çünkü benim güzelim o kadar kırılmıştı ki bu gülümsemelerine bile yansıyordu. Ama şuan biliyorum ki geçen zamanın etkisi ve Zeynep'in yanına gitmesi ona iyi gelmişti. Bunu Zeynep'in paylaştığı video ve fotoğraflardan görebiliyordum. Hatta Zeynep'in attığı Fotoğraflar bana yetmez olduğunda Duru'nun hesabını bulup ona istek atmıştım ve tabi birde mesaj atmıştım. Bunları yaparken isteğimin kabul bulmayacağına ve mesajımın okunmayacağına emindim. Duru'nun gittiği günden beri her Allah'ın günü onu aramış ve milyon tane mesaj atmıştım ama hiç birine ne dönüş alabilmiş ne de cevap almayı bırak mesajlarımı okumamıştı bile. Hatta bu durum öyle bir raddeye gelmişti ki en sonunda teknolojik bir sıkıntı yaşadığıma kendimi inandırmıştım ve neredeyse tüm müşteri hizmetleriyle kavga etmiştim. Onlar sıkıntı olmadığını iddia ederken ben sıkıntı olduğunu söylüyordum. Tabi ki bana mesaj atmama ihtimalini kabul etmem uzun bir süre sürmüştü.

Ben bu düşünceler içinde arabayı kullanırken mahalledeki hareketlilik dikkatimi çekmişti. Uzun bir süredir mahallemizin girişinde ki eve eşyalar taşınıyordu. Bu ev rahmetli Necati amcanın eviydi bu mahallenin en büyük ve en güzel bahçesine sahip eviydi. Ama o öldükten sonra çocukları hiç bakmamış bir harabeye dönmüştü. Birkaç gündür bu evde tadilat vardı ve bugünde eşyalar taşınıyordu. Mahalledeki herkes şimdi bu yeni gizemli komşuları konuşuyor ve değişik tahminlerde bulunuyorlardı. Hatta en son mahallenin en dedikoducusu Ayten teyze en son merakına dayanamıyıp muhtarın karısından evin satıldığını ve yurt dışından birilerinin taşınacağını öğrenmişti. Ama kimlerin olduğunu alıcının sır gibi saklamadından öğrenememiş bu durumda bizimkileri daha da meraklandırmıştı.

Arabamı Çınar'ların evin önünde durdurdum. Bahçeden içeri girdiğimde annem , Tülin teyze ve Çınar oturuyorlardı.

"Ooo Tülin teyzem yine döktürmüşsün pastalar, börekler" dedim ve masaya annemin yanına oturdum.

"Hoşgeldim oğlum. Gel gel sanada tabak hazırlarım ben şimdi." Dedi ve içeri gitti Tülin teyze.
Annem ve Çınar'la da selamlaştım zaten Tülin teyze de elinde hazırladığı tabak ve çayla geri geldi.

" Afiyet olsun oğlum." Diyip elindekileri bana uzattı.

"Ellerine sağlık teyzem." Dedim ve tabağıma gömüldüm. Tabağımı bitirdim. Çayımı elime alıp arkama yaslandım. Bu arada da çaprazdaki eve gelen nakliye kamyonları gidiyordu. Kamyonların sesine hepimizin bakışları oraya döndü.

"İnşallah hayırlı iyi insanlar taşınır." Dedi annem tam bu sırada. Dikkatleri kendine topladı.

" inşallah komşum." Dedi Tülin teyzede annemde destek çıkarak.

"Aman kim taşınırsa taşınsın bize ne ki?" Dedi Çınar.

"Olur mu oğlum öyle kim taşınırsa taşınsın? Sizin gene çapraz evde bizim hepten bitişik evlerimiz." Dedi annem.

"Dur bakalım sultanım sen hemen sıkılma kendini belki iyi insanlardır." Dedim.

" Vallaha onu bunu bilmeme bende ev Osman amca zamanından bile daha güzel oldu." Dedi Çınar gülerek.

"Oldu vallaha oğlum yeni gelecek kişilerin durumları iyi herhalde hem de yurt dışından geleceklermiş." Dedi annem.

"Bu arada yurt dışı demişken kardeşim bizim Zeyno ne zaman gelecek?" Dedi Çınar.

YARIMIN TAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin