34. Bölüm

2K 84 45
                                        

Sabah gözlerimi karın ve göğüs bölgemdeki keskin acıyla açtım. Sabahları uyanmak oldukça kötüyken böyle uyanmak daha da kötüydü benim için. Bir kaç derin soluk alıp vererek bu keskin acının azalmasını bekledim. Acım birazda olsa azaldığında yerimde kıpırdandım. Komidinin üstünden telefonumu aldım.

Ali'nin erken saatte yazdığı günaydın mesajına cevap verip neler yaptığını sorduğum yeni bir mesaj gönderip telefonu bıraktım. Yatakta biraz zorlanarakta olsa önce oturur pozisyona gelip sonra ayaklandım. Ayaklanınca kararan gözlerim ve acıyan yaralarım yüzünden bir süre hareket etmeden öylece durdum. Bir süre sonra yerine gelen görüşümle odamdaki banyoya ufak adımlarla ulaşıp rutin işlerimi gerçekleştirdim.

Yavaş adımlarla alt kata indiğimde duyulmaya başlayan kısık ama hararetli seslerle kaşlarım çatıldı. Merdivenlerin son iki basamağını da indikten sonra seslerin geldiği salona yöneldim.

Karşılaştığım  kavga eden iki yaşlı kadına karşı şaşırmadım bile. Ben bıkkınlıkla nefes verirken onların tartışma sesleri yükselmişti. Artık bağırarak kavga ediyorlardı. Tam onları ayırmak için hareketleniyordum ki duyduklarım ile yerime mıhlandım.

" Sen böyle bana ahkam kesiyorsun ama asıl her şeyin suçlusu senin oğlun." dedi Zümrüt.

" Sen ne dediğinin farkında mısın kadın?" dedi Büyükannem.

" Neden farkında olmayacak mışım? Senin oğlun yüzünden ben kızıma hasret kaldım. Kızımın hayatı mahvoldu."

" Benim oğlumun senin kızını sevmekten başka hatası yok. "

" Ay güleyim bari. Senin oğlun benim kızımsız bir hiç. Hoş zaten nasıl dik başlı evlat yetiştirmesinden belli. Pardon evlat yetiştirememesi diyecektim. " dedi zümrüt alaylı bir ses tonuyla.

" Sen ne diyorsun kadın. " dedi arkamdan gelen ses sanırım Osman dedeme aitti.

Dedemin sesiyle ben irkilerek kendime gelirken karşımdaki iki yaşlı kadının ve annemin bakışları da buraya döndü. Ben hareketlenmeden önce yanımdan geçen Tom dedem fenalaşarak koltuğa çöken büyükannemin yanına gitti. Ufak bir bakışla onlara baktığımda hıçkıra hıçkıra dedemin kollarında ağlayan sultanımla sinirim daha da katlandı.

İlk adımımı attığımda artık hiç kimse için kendimi frenlemeyeceğimin farkına varmıştım. Attığım her kendinden emin adımla büyükannemin önüne geçerek Zümrüt le karşı karşıya geldim.

" Siz ne hakla böyle konuşursunuz?" dedim ses tonum o kadar sakin çıkmıştı ki aklı başında olmayan biri bile bu sakinliğin büyük bir fırtınaya haberci olduğunu anlayabilir.

Benim karşısına dikilmemle karşımdaki yaşlı kadın sırtını dikleştirip gardını alırken Tülin'nin bakışlarına üzüntü pırıltıları dökülmeye başlamıştı.

"Siz kim oluyorsunuz da benim evimde ailemle bu şekilde konuşup onlar hakkında ithamlarda bulunuyorsunuz? Hele ki babamın evlat yetiştirmeni yargılayabileceğinizi size düşündüren ne Zümrüt hanım?" dedim bakışlarım da en az sesim kadar keskinleşip karşımdaki kadını ezer nitelikteydi.

" Büyüklerinle böyle konuşamazsın." dedi annem annesini koruma amaçlı arkasına alırken. Onun bu çıkışıyla kaşlarım alayla havalandı önce. Sonra alaylı kahkaham salonda yankılandı.

" Demek öyle büyüklerimle böyle konuşamam. Sen büyüklerini böyle konuşturuyorsun ama. " dedim bakışlarımla arkasındaki Zümrüt gösteridikten sonra devam ettim.

" Sen önce kendi susturman gerekenleri sustursaydın böyle olmayacaktı asıl."

" Ama görüyorum ki senin için verdiğim onca çaba gereksizmiş. Görüyorum ki sen bunca yaşanılandan ders alıp değişmek yerine hala aynı kalmakta kararlısın ama unuttuğun bir şey var ben o küçük kız değilim." dedim ona küçümser bakışlar attıktan sonra onu elimin tersiyle omzundan iterek yine zümrütün karşısına geçtim.

YARIMIN TAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin