Yazarın bakış açısıyla ;
" Miaaa. Mia. Hadi kardeşim kalk bak yer soğuktur üşürsün. Hadi abicim. Hadi kardeşim aç gözlerini." diye sayıklıyordu adam.
Duyduğu silah sesleriyle bir anda tıpkı diğerleri gibi irkilerek kendine geldiğinde hayatı boyunca görmek istemediği o sahneyle karşılaştı. Canı kardeşi öylece Tony'nin kollarına yığılmış ve üzerindeki kar beyazı elbise o bilindik kırmızıya boyanıyordu.
Ortamdaki herkes olan biteni anlamaya çalışırken olayın şokunu atlatan herkesin üzerine olanların ağırlığı çöküyordu. Ama birkaç kişi vardı ki en çok onlar yıkılmıştı. Zaten en son da bu üç kişi olayı algılamak istememiş olayı kabullenip tepki vermemişti.
Taki Adam'ın Mia'nın yanına kendini bırakıp bir yandan saçlarını okşarken sayıklamaları diğerlerinin de şoktan çıkmasına neden oluyordu. Zaten Adam'dan sonra kendine gelen isimler Çınar ve Ali olmuştu. Çınar da şoku üstünden attığı gibi yerde kanlar içinde yatan kerdeşinin yanına koşmuş başını dizlerine yatırıp göz yaşları arasında uyanması için yalvarıyordu kardeşine.
Durum Ali için daha zordu. Yaşanan olayın şokunu az da olsa üzerinden attığında olduğu yerde dizlerinin üzerine düştü. Elleri zangır zangır titrerken bakışlarını o tarafa çeviremiyordu. Bakışları titreyen ellerine düştüğünde gözlerinden akan yaşlar avuç içlerine dökülmeye başladı. Mia'nın aşık olduğu okyanus gözleri şimdi okyanusların hakkını verircesine ıslatıyordu avuç içlerini.
Ama ne yazık ki yüreğindeki acı gözlerinden yaşlar aktıkça azalmıyordu. Keşke azalsaydı. Çünkü Ali ömründe ilk defa bu kadar canının acıdığını hissediyordu. Mia'sı onda bir çok ilk yaşatmıştı. İlk defa kalbi o küçük kızı gördüğünde deli gibi atmıştı. İlk defa kalbi bir anda durmuş sonra daha önce hiç atmadığı kadar hızlı tekrar atmaya başlamıştı. Daha çocuktu Mia ona ilkelerini yaşatmaya başladığında. Zaten sonra devamı gelmişti. İlk kıskançlığı, ilk bağlanışını yine Mia ile yaşamıştı. Fakat bu seferki ilk hiç hoşuna gitmemişti genç adamın. Çünkü iliklerine kadar canı yanıyor ve öyle bir çaresizliğin içine düşmüştü ki düşünemiyorum bile.
Ali kendi içinde duygularının ağırlığıyla başa çıkmaya çalışırken kendine gelen James'in gözü ne yanı başında bayılan hayatının aşkını görüyordu ne de yanı başında kızının acısıyla yıkılan genç adamı görüyordu. Aslında hiç bir şey hissetmiyorum James. İçinde yaşadığı boşluk öylesine büyüktüki sanki orayı hiç bir şey dolduramıyacak sanıyordu ama yanıldığını anlaması uzun sürmedi.
Yüreğini ve içindeki boşluğu dolduran acıyla bebeğinin adını haykırarak öyle bir yakardı ki James tüm yürekler bir kere daha titredi acıyla.
" Bebeğim aç gözlerini babacım. Hadi güzelim kalk evimize gidelim. Hadi babacım. Neden cevap vermiyorsun? Küstün mü bana bebeğim? Babacım ben senin sesini duymadan senin kokunu içime çekmeden yaşayamam ki? Hadi babacım kalk evimize gidelim seni yıkıyayım bu senin kokun değil. Benim kızım çiçek kokar, deniz kokar ama kan kokmaz. Hadi birtanem bu senin kokun olamaz. Burası kan kokuyor. " dedi James. Kızının yanındakileri uzaklaştırıp yavrusunu bağrına basmıştı. Bir yandan kızının kokusunu içine çekerken bir yandan da kızını uyandırmaya çalışıyordu.
" James amca bırak çok kan kaybediyor. Hastaneye gitmemiz gerek. " diye bağıran Tony bir yandan da kızına yapışıp sayıklayan adamı kızından ayırmaya çalışıyordu. Ama James Mia ya öyle bir sarılmıştı ki sanki bıraksa kızını bir daha hiç görmeyecek gibiydi. Bırakırsa bebeği de onu bırakır gibi hissediyordu. Bu yüzden de yaptığının yanlışlığını farkına varıp kızını bırakmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIMIN TAMI
General FictionBabasının Mia'sı Annesinin Duru'suydu Yıllarca bu ikisi arasında kendisini bulmaya çabaladı. Ama aslında bilmiyordu ki O herşeyden önce Ali'nin Güzeli olacaktı ... Not: Hikayenin ilk bir kaç bölümü flashback tarzıdır. Diğer bölümler daha uzun ve n...