27. Bölüm

2.4K 93 20
                                    

Tam motora binecekken yanımızdan geçen Ali'nin arabasıyla yerimden sıçradım. Telefonuma gelen mesajla günün benim için çokta kolay geçemeyeceğim anladım.

" İşe gelir gelmez yanıma uğra lütfen GÜZELİM."

Telefonumu ceketimin cebine koyup motora binen Tony'nin arkasına oturdum. Kendi kaskını taktıktan sonra bana da yedek kaskı takmam için verdi. Kaskı alıp taktığımda motoru çalıştırdı. Kollarımı beline sardığımda hızla sürmeye başladı. Motorla dolaşmayı seviyordum tıpkı ata binmek gibi bana özgür olduğumu hissettiriyor. Tabi motorun faydaları bununla da bitmiyor. Motorla olmamızdan dolayı trafiğe takılmadan çabucak şirkete gelmiştik. Tony'le beraber motordan inip içeri girdik. Babamın başından beri dediği gibi Tony hiç yanımdan ayrılmıyordu.

Şirkete girdiğimiz gibi tüm bakışlar bizi buldu. Daha doğrusu Tony yine girdiği ortamın odak noktası olmayı başardı demek daha doğru olur. Bir kaç çalışanın selamına karşılık bende başımla selamlarını kabul ediyordum. Bu şekilde asansöre ulaştık. Asansörün gelmesiyle kabine binip odamın bulunduğu katın düğmesine bastım.

"Yine tüm bakışlar üzerimde toplandı. Yıllar geçsede formumu kaybetmek yerine daha da karizma kazanarak ilgiyi daha da çok üstüme topluyorum." dedi saçını düzeltip bana karizmatik yandan bakışlar attı.

" Hayatımda gördüğüm en alçak gönüllü insansın." dedim buram buram alay kokan bir sesle.

" Bebeğim ben bu hayatta görüp görebileceğin en mükemmel adamım ve alçak gönüllülük en belirgin özelliğim." dedi beni kolunun altına alıp asansörden çıkarken.

" Tabi canım. " dedim kolumu beline koyup daha rahat bir pozisyon aldım. Gülerek ona hem cevap verip hem de odama doğru yönlendiriyordum. Tam odamın önüne geldiğimizde Ali'nin odasının kapısı sertçe kapatıldı. Ben çıkan ani ses karşısında yerimden sıçrarken Tony de beklenmedik bu ses karşısında elini beline atıp etrafı yokluyordu

" Gel odaya girelim yok bir şey." diyip onu odaya çekiştirdim. Başta etrafı yoklamaya devam etsede tehdit oluşturacak bir durum bulamamış olacak ki çabama karşılık verip içeri girdi. Ben masama otururken Tony de masamın önündeki koltuğa oturup ayaklarını önündeki sehpaya uzatıp daha rahat bir pozisyona geçip oturdu. Daha doğrusu yayıldı demek daha doğru bir tabir olur. Başımı iki yana sallayıp onun bu haline gülerek bilgisayarımı açıp çalmaya başladım.

Ben çalışırken Tony de arada kısa kısa telefon konuşmaları yaparak ekibiyle durum değerlendirmeleri yapıp onlardan rapor alıyordu.

Gün boyu öğle yemeği dışında odadan çıkmamıştık. Ara sıra verdiğimiz molalarda da görevliden kahve isteyip Tony'le ordan buradan daha çokta benim küçükken yaptığım saçmalıklardan konuşmuştuk. Tabi bu sohbetlerimiz arasında nasıl kahkahalara boğulduysak odamı bir kaç kez Adam ve Çınar Alex basıp neye bu kadar güldüğümüzü sormuşlardı. Tabi Tony'nin cevabı hiç değişmemişti.

"Miacım buldu benim gibi yakışıklıyı ne desen gülüyor."

Bizimkiler aldıkları cevaba her seferinden memnuniyetsiz mırıltılarla cevaplamışlardı. Tabi ki bu durum Tony'le daha çok eğlenmemiz dışında bizi etkilememişti.

Şimdi ise Tony'le birlikte bizimkilerle yaptığımız aylık toplantıya katılmaya gidiyorduk. Toplantı odasına girdiğimizde babam ve Adam oturmuş konuşarak herkesin toplanmasını bekliyorlardı.

" Allah muhabbetinizi arttırsın." diyip babamı öpüp yanına oturdum. Tüm gün dışarıdaki işler için şirkette değildi. Oda beni öperek karşılık verirken Adam beni cevapladı.

YARIMIN TAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin