YARIMIN TAMI

23. Bölüm

"Merhaba Franco." dedim. Elimi geçiştirir gibi sırtına yavaşça parmak uçlarımda vurdum. Tam bu esnada etrafta patlayan flaşlarla neye uğradığımı anlamadım. Onlar yalan da olsa bizi sarılırken fotoğraf çekmişlerdi ve bu kişiler lanet olsun ki magazincilerden başkaları değildi. Ben şaşkın şaşkın etrafıma bakınırken Franco'nun beni belimden tutup çekmesi ve poz vermesiyle başıma açılacak işlerden umarım kurtulabilirdim. Ali nasıl tepki verirdi bilemiyorum ama Adam Franco'yu bu sefer kesin öldürecekti. Babam ve Franco'nun kız kardeşi Maria  ile de fotoğraf çekildikten sonra güvenlik görevlilerinin yardımıyla zar zor çıkışa ulaşıp arabaya bindik. 

Franco ve Maria için ayarlanan özel minibüste ne hikmetse ben ve Franco yan yana otururken karşımda da babam ve Maria oturuyordu. İlk önce şirkete uğramak isteyen ikili için şirkete yol alıyorduk. Geçtiğimiz yerlerde Franco bana gösterecek bir şey bulmuştu ve ben de mecburen hepsine yorum yapmak zorunda kalmıştım. Maria ise başta etrafa sıkkın bakışlar atsa da çevredeki güzellikler onunda dikkatini çekmiş olacak ki telefonuyla bir kaç fotoğraf çekmişti. Şirkete geldiğimizde hayatımdaki diğer üç erkekte kapıda bizi bekliyordu. Önce babam arabadan inmiş ve hemen arkasından hareketlenen Maria'nın inmesine yardımcı olmak için elini uzatmıştı. Maria da kibarca elini tutup arabadan inmişti. onlardan sonra Franco inmiş ve tıpkı babamın yaptığı gibi bana yardımcı olmak için elini uzatmıştı ki Adam'ın sinirli bakışlarıyla karşılaştım. Çünkü hepimiz biliyorduk ki Francob u hareketi babam gibi nezaket amaçlı yapmamıştı. Yılların verdiği tecrübeyle Franco'nun elini es geçerek kendim arabadan inmiş Franco'ya da yardım teklifi için teşekkür ettim. Tabi ki bu hareketim babam, Alex , Adam ve en çokta Ali'yi gururlandırmıştı. 

" Merhaba Adam." diyip önce Adam'la selamlaşan Franco sırasıyla abim ve Ali'yle de tanışıp selamlaşmıştı. Maria da abisinin arkasından sırasıyla bizimkilerle tanışırken Ali de fazlaca oyalanması ve attığı bakışlar anında sinirlenmeme sebep olmuştu. Neyse ki Ali elini kibarca kadından kurtarmıştı. Canım sevgilim elini kurtardıktan sonra bana çaktırmadan sırıtıp göz kırpmayı ihmal etmemişti. Bu demek oluyordu ki sinirden çatılan kaşlarımı fark etmişti. 

Selamlaşma faslı bittikten sonra hep beraber içeri girmiş ve toplantı odasına çıkmıştık. Toplantı odasına girdikten sonra Franco'nun bana dönüp İtalyanca konuşmasıyla odadaki herkesin bakışı bize dönmüştü.

"Mia bella rica etsem yanımda oturup sunum hakkında görüşlerinizi belirtir misin?" dedi Franco.

Bende onu İtalyanca cevaplamıştım. Adam'dan ayrı geçirdiğim tek zamanlar sanırım dil kursuna gittiğim zamanlardı. Küçüklüğümden beri farklı diller öğrenmeye ayrı bir merakım vardı. bu merakım üzerine düşen babam sayesinde iyi bir dil eğitimi almış ve bir çok dili akıcı halde konuşabiliyordum. 

"Tabi isterseniz şöyle geçelim." dedim masadaki ekranı rahatlıkla görebileceğimiz yerleri göstererek.

"Tabi" diyerek beni onaylayan Franco sandalyelere yönelerek oturdu. Bizim oturmamızla diğerleri de yerini almıştı. Franconun diğer yanına babam otururken karşıma Alex ve Maria oturmuştu. Adam da yanıma oturduğunda sunumu yapacak olan Ali ekranın önündeki yerini almıştı. Ali İngilizce sunumunu yapmaya başlamıştı ki yanımda oturan Adam çaktırmadan kulağıma yaklaşıp fısıldadı.

" Bu yılışık gene girdi iki dakikada dibine bak böyle devam ederse geçen ki gibi hastanelik etmem direk çökerim gırtlağına. Hem o sana ne dedi öyle bık bık daha girer girmez?" dedi.

"Aman gözünü seveyim sakin ol zaten abim ve Ali adama saldıracak diye aklım çıkıyor sen de böyle yapma. Girdiğimizde de yanında oturmamı ve proje hakkında yorumda bulunmamı istedi."dedim.