Hayatta en çok cevabını bulmak istediğim soru buydu aslında ben kimim? Ama ne yazık ki bu sorunun cevabını 14 yaşımda beni değilde mahallesini seçen ve geldiği tatil günlerinde ya da gittiklerimde de onlarla zaman geçirerek beni Duru olarak ötekileştirip Mia olmaya zorlayan ağabeyim verdi.
Karşımda boşanmak için gelen aile beni eski hatırlamak istemediğim anılara gönderirken kafamı iki yana sallayarak bu etkiden kurtulmaya çalıştım .
"Yeter! Kavga etmek sizi bir sonuca ulaştırmaz. Çocukları ayırmak seçenekler arasında bile yok. Çocukların velayeti birinize verilir ve altı ay annede altı ay babada kalırlar hem eşit sürede sizinle kalırlar hem de kardeşler birbirinden ayrılmadan yaşamaya devam ederler. Hem altı ay kalmalarıda okul açıdından da sorun oluşmasını önler." Dedim
Ellerimi masaya dayayıp karşımdaki şaşkın çifte bakarak devam ettim:" Eğer kafanızda kardeşleri ayırmak gibi bir düşünceniz varsa bu davayı kabul etmiyorum." Dedim
Çift önce Benim kararlılığımı süzüp birbirlerine Baktıktan sonra teklifimi kabul ettiler. Onlarda haklılar sonuçta karşılarındaki Newyork'un en iyi savcısı var. Çiftin onayını aldıktan sonra gerekli evrakları onaylayıp davayı sonuçlandırdım. En azından ayrılmayacaklarını öğrenen kardeşlerin gülümsemelerine göz kırparak karşılık verip mahkeme salonunu terk ettim. Şimdi benim için zorlu olan süreç başlamıştı.
Büyükannemin kaza geçirdiği haberini almam ile bir süreliğine Türkiye'ye gidip orada kalmam gerekiyor.
Arabama binip hızlıca evime sürdüm. Asansöre binip en üst kata bastıktan sonra sakinleşmek adına gözlerimi kapatıp derin bir soluk alıp verdim. Evim bir rezidansta çatı dubleksti. İçeriye girdikten sonra beni mavi ve siyah ağırlıklı döşenmiş geniş salonum karşıladı. Salonu es geçip sol tarafta kalan beyaz ve gri mutfağıma yönelerek ada tezgahın üzerinde bulunan sürahiden büyük bir bardak su doldurup içerken çalan telefonumun sesiyle salonda duran çantama yönelip telefonumu alıp aramayı cevapladım ."Efendim babacığım"
"Bebeğim nasılsın? Havaalanına tek gitmekte kararlı mısın?" Diyip son kez şansını deneyen babama görmeyeceğini bilsemde gözlerimi devirip cevapladım :"Evet kararlıyım baba. Ayrıca benim için endişelenme sanırım bu ziyaret beni çok etkilemeyecek. Beni merak etme. Sen kendine dikkat et tamam mı?" Dedim
" Asıl sen beni merak etme meleğim ben gayet iyi idare ediyorum. Hem unutma orada çok uzun kalmak sorunda değilsin ve seni seviyorum bebeğim." Dedi hala endişe kokan sesiyle
"Biliyorum babacığım ve bende seni seviyorum. Şimdi kapatmam lazım uçağa geç kalmayayım hoşçakal."dedim .
"Hoşçakal kızım" diyip istemeyerekte olsa telefonu kapattı.Babamın bu endişesini anlıyorum aslında benimle çok uğraşmıştı. Çınar'ın geri gelip hep bizimle kalacağına o kadar inandırmıştım ki kendimi boşanmada yaşayamadığım tüm acı ve öfkemi 2 yıl sonra Çınar'ın gelmeyişi ile yaşamıştım.
Bu yıkımı atlatmak hem benim hem de babam açısından kolay olmamıştı. Neyseki gördüğüm 2 senelik psikolojik destek ile insanlara karşı kaybettiğim güvenim birazda olsa yerine gelmiş ve yaşadığım öfke krizlerim sona ermişti. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp en azından beni bırakmadığı, benim için savaştığı ve desteğini hiç bir zaman esirgemeyen babama görmesede minnetle gülümseyip odama çıkıp üzerime rahat bir kot şort ve kısa kollu beyaz bir tişört giydim. Saçımıda tepeden sıkı bir at kuyruğu yaptım. Aynada kendime son kez bakıp hazır olduğuma karar vererek dün akşam kapatmak için can çekiştiğim bavulumu alıp evden ayrıldım.Umarım beğenirsiniz. Şimdiden teşekkürler 😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIMIN TAMI
Ficción GeneralBabasının Mia'sı Annesinin Duru'suydu Yıllarca bu ikisi arasında kendisini bulmaya çabaladı. Ama aslında bilmiyordu ki O herşeyden önce Ali'nin Güzeli olacaktı ... Not: Hikayenin ilk bir kaç bölümü flashback tarzıdır. Diğer bölümler daha uzun ve n...