32. Bölüm

2K 91 33
                                    

Bölüm şarkı önerisi ; Deli kızım uyan Şebnem Ferah

James'in bakış açısından;

Baba olmak nedir? Hani derler ya erkek çocukları babaları öldükten sonra büyür. Her babası ölen büyür mü? Ya da babası ölmeden bir adam büyüyemez mi? Herkesin bunlar için bir cevabı var benim de var tabi ki. Ama neden hiç sorulmaz babası ölünce kızına ne olur?

En önemlisi evladı ölünce babaya ne olur?

İşte cevabını tecrübe etmekten en çok korktuğum soru bu. Ben kızımsız olabilir miyim? Bunun türünde çeşitli sorular havuzunda boğulmak üzereydim.

Oysa ki daha dün gibi hatırlıyorum onu kucağıma aldığımdaki heyecanımı. İçimi kaplayan koruma güdüsünü. Hele o masmavi gözleriyle bana baktığı ilk an yok mu? Onu ifade edebilecek kelime bildiğim hiçbir dilde yok.

İlk kelimesi, ilk adımı, ilk düşüşü, ilk yenilgisi, ilk başarısı heranı da evlatlarımla büyüdüm ben. Yeri geldi onlar için yeniden küçüldü ama sonunda yine onlarla beraber büyüdüm ben. Bugün de bir ilki daha yaşayacağız belkide biz bugün kızımla beraber öleceğiz. Belki ondan sonra ben nefes alacağım ama eminim ben onunla öleceğim.

Korkuyorum Yanlış anlaşılmasın ölmekten değil ama bebeğimin beni bırakıp gitmesinden korkuyorum. Hani Olur ya korktuğun başına gelir. İşte bu yüzden ben aslında korkmaktan bile korkuyorum.

Bebeğim ölünce tam anlamıyla büyümekten korkuyorum.

Lütfen kızım babanı büyümek zorunda bırakma.

Nasıl gelmiştik ki bu ana? Bu haftasonu ne güzel başlamıştı oysaki.
Her ne kadar sorunlarımız olsada hayatımın aşkıyla muhteşem bir yere gitmiştik. Hele düğün için giydiği o yeşil elbisenin içinde onu gördüğümde nutkum tutulmuş bir süre çevremde olan biteni bile anlamamıştım. Zaten her şey algılarımın açıldığı anda başladı. Düğünde arsızca Tülin'i süzen herifler yüzünden bu güzel geceyi hiç bir şey anlamadan bitirmiştim. Ama ne yatağa yatmak ne de sakinleşmek için aldığım soğuk duş içimdeki kıskançlık ateşini dindirmeye yetmemişti. İçimdeki bu ateşte kavrularak sabahı etmiştim sonunda. Küçük çantamı aldıktan sonra lobide buluşup eve gelmiştik. Ama benim yapmam gereken tavrı Tülin yakınmış aramızda ekstra gerginlik oluşmasına neden olmuştu. Bu gerginlik eve gelip evlatlarımızı gördüğümüzde bitti sansamda kahvaltıda edilen sohbette karşılaştığım ithamlar ve laflar karşısında daha fazla dayanamayıp karşılık vermiştim. Ondan sonrası zaten göz açıp kapayıncaya kadar olmuş gibiydi.

Kendime gelmemi sağlayan silah sesiyle yavrum şimdi bu haldeydi. Ben bunları düşünürken Ali ve Adam'ın bağırmalarıyla doktorlar biranda koşarak kızımın odasına girdiler. Neler olduğunu anlamak için hemen soluğu camın önünde aldığımda perdenin çekildi olması içeri görmemizi engelliyordu.

" Lütfen kardeşim sen de beni bırakıp gitme" diye fısıldayan Adam'la kalbim yerinden söküldü sanki.

Ne kadar geçti bilmiyorum ama bir ömür gibi hissettiğim sürenin sonunda doktor odadan çıktı.

" Hastanın kalbinin yeniden atmasını sağladık. Fakat kalbin yanındaki Kurşunu bir an önce almalıyız. Hastanın durumunu göz önüne alırsak ameliyat mecburi ama üzülerek söylüyorum ki bu ameliyatın başarı oranı bu şartlar altında düşük. Kendinizi her durum için hazırlamalısınız. " diyip yanımızdan ayrılan doktorla öylece kaldım.

Doktor gittikten bir süre sonra görevliler Mia'yı ameliyathaneye götürmeye geldiler.
Yoğun bakımdan ameliyathanenin önüne kadar geçen kısa yolculukta incelenmiştim kızımı. Bir ölüyü bile kıskandıracak derecede bembeyaz olmuş dudaklarının bile mor da olsa rengi kalmamıştı. Yanındaki makineden gelen düzenli sesler olmasa yavrumun yaşadığı anlayamayacağım bir durumdu yaşadığım. Saatler saatleri dakikalar dakikaları kovalarken sonunda doktor ameliyattan çıktı.

YARIMIN TAMIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin