Hep beraber bizim eve gittik. Nevin teyzeler de bize gelmiş, gelen akrabalarıma hoş geldin diyip tanışıyorlardı. Hep beraber büyük annemin hazırladığı muhteşem sofraya kurulup hem hasret giderdik hem de bir güzel karnımızı doyurduk. yemekler yenmiş masa ve bulaşıklar toplanıp kahveler yapılmıştı. Büyükler toplanmış salonda sohbetlerine devam ederlerken bizde gençler olarak kış bahçesine kurulmuş sohbet ediyorduk.
"Demek seni de başı bağlılar kervanına ekliyoruz ha Alex." diye iç çeken Marko'ya gülerek cevap verdim.
"Onu bunu bırak da seni ne zaman bu kervana ekliyoruz kuzen?" dedim kahvemden bir yudum daha alırken.
"Cevap veriyorum hiç bir zaman." dedi.
"Seni de kendine aşık eden bir kadın çıkar elbet. Bence bu kadar büyük konuşma Marko." dedi Adam Zeynep'ten gözlerini çekmeden. Adam'ın sözlerine parıldayan gözlerle bakan Zeynep bir yandan utanmış olacak ki yanakları pembeleşmişti.
"Beni kendine aşık edecek kadın da senin ki kadar güzel olacaksa neden olmasın." dedi Marko sırıtarak. Bunları sırf Adam'ı delirtmek için söylediğine kalıbımı basabilirdim. Hoş istediğini de başarmış Adam'ı delirtmişti.
"Oğlum senin ağzını burnunu kırarım! Ne diyorsun lan sen? " diyip sıkılı yumruklarıyla Marko'nun üstüne atlayacaktıktı ki diğerleri son anda araya girmiş Adam'ı yerine oturmayı başarmışlardı. Tabi tüm bunlar olurken Ali kılını dahi kıpırdatmadan yanımda oturup olanları izliyordu.
"Sen neden ayırmaya kalkmadın?" dedim merakla.
"Neden ayırayım ki Adam sonuna kadar haklı. Hoş haklı olmasa bile Marko'yu dövmesi hoşuma gider herif fazla yılışık." dedi bana biraz daha yaklaşıp.
"Demesene çocuğa öyle. O sadece biraz fazla sıcak kanlı." dedim Marko'yu savunmak için ama ben bile dediğime inanmazken Ali'nin inanmasını beklemek saçma olurdu. Zaten o da dediklerime inanmamış emin misin dercesine kaşlarını kaldırıp biraz da başını eğerek bakıyordu gözlerimin içine. Bir süre bende gözlerimi çekmeden ona baksamda en sonunda yenilgimi kabul ederek.
" Belki birazcık yılışık olabilir. Ama daha fazla değil." dedim. Baş ve işaret parmaklarımı da birbirine yaklaştırarak azlığını göstermek amacıyla ona elime uzattım.
"Tamam tamam senin hatırına birazcık olsun." dedi ve ona doğru uzattığım elimi tutup beni kendine çekip sırtım göğüsüne gelecek şekilde beni kendine yasladı.
"Çok seviyorum çok." dedi kollarını da etrafıma sarıp beni biraz daha kendine çekerken.
"Çok seviyorum." dedim. Bende kollarının üstüne ellerimi koyup onu tutarken başımı da geriye atarak omuzuna yaslamıştım. sonra zaten ortalık durulmuş herkes kendi halinde bir şeyler yapmaya başlamıştı. Biz de Ali'yle kafa kafaya verip sadece sarılarak huzur bulduk kollarımızda.
""""""""""""""""""
Sonunda beklenen gün gelmişti.Herkes bir yerlere koşuşturarak nişan için hazırlanıyordu. Bende saçımı ve makyajımı yaptırmıştım. Elbisemi ve topuklularımı da giyip hazırlığımı sonlandırdım. Yapılacak bir şeyler var mı diye odamdan çıkıp alt kata indim. Neredeyse herkes hazırlanmış birbirlerinin eksiği var mı diye son kontrolleri yapıyorlardı. Ben de soluğu hemen kravatıyla uğraşan babamın yanında aldım. İlk önce ellerini kravatı üzerinden çektim. Daha sonra kendi ellerime alıp kravatı bağlayıp düzelttim.
"İşte şimdi tam olarak hazır oldun." dedim ellerimi babamın göğüsüne yaslayıp başımı da biraz geriye atarak gözlerine bakarken.
"Demek ki tamamen hazır olmam için güzel kızımın olaya el atması gerekliymiş." dedi kollarını belime sararken. Babama tatlı bir tebessüm gönderdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIMIN TAMI
Художественная прозаBabasının Mia'sı Annesinin Duru'suydu Yıllarca bu ikisi arasında kendisini bulmaya çabaladı. Ama aslında bilmiyordu ki O herşeyden önce Ali'nin Güzeli olacaktı ... Not: Hikayenin ilk bir kaç bölümü flashback tarzıdır. Diğer bölümler daha uzun ve n...