" N-ne oldu sana böyle?" dedim sonunda bir tepki vermeyi başarmıştım.
"Yoksa bunu babam mı yaptı?" Dedim sonunda korktuğum soruyu sordum.
"Hayır hayır aşkım. İnanması zor ama başıma gelmeyen kalmadı. Biz James amcayla çıktık ilk olarak bir yere oturduk sakince konuştuk. Konuşmamızda sonra usta başı aradı şantiye alanında sıkıntı çıktı.İşte bizde şirkete gelmeden direk oraya geçtik. Oradaki sorunda beni bu hale getirdi zaten." dedi ve derin bir nefes alıp devam etti.
" Usta başıyla muhabbet ederken bir böcek yuvası bulduklarını söyledi bende bakayım derken sanırım beni tehdit olarak gördüler ve saldırıya geçtiler. Onlar benim üstüme tırmanıp ısırdılar. Bende tam üstümdeki böceklerden kurtulmak için cebellerşirken ne olduğunu anlamadım bile engebeli arazide düşüp kafamı gözümü çarptım. Birde böcek bana alerji yapınca da sonuç bu. " dedi eliyle de vücudunu gösterirken. O elini kaldırınca fark etmiştim ellerinde de şiş ve kızarık bölgeler vardı.
" ulan babamın kılını bile kıpırdatmasına gerek kalmadan Allah belanı vermiş ya senin. " diye haykırarak gülmeye başlayan Çınar'a ters ters bakışlar atıp yaralarına daha yakından bakmak için Ali'nin elini avuçlarımın arasına aldım. Gerçekten ne tür bir böcekse ısırık yerleri kötü durumdaydı.
" Acıyor mu? " diye sordum kirpiklerinin altında ona bakarken.
"Biraz acıyor gibi-" diye söze başlayan Ali'yi babam kesti.
" Hadi lan oradan kızıma nazlanıp üzme. Götürdük işte doktora yapıldı gerekli ilaçlar kontroller." dedi babam ve beni kendine çekip Ali ile birleşik olan ellerimizi de ayırdı.
" Gel en çok babasını seven aşkım kızım biz senle benim odama gidip baş başa vakit geçirelim. " dedi babam ve beni de belimden tutup çekerek kendi odasına götürdü.
"Baba kız söyle karşılıklı birer kahve içelim mi güzelim?" dedi babam karşımdaki sandalyeye otururken.
"Olur babacım içelim." dedim.
Babam telsiz telefonu alıp kahvelerimizi söyledikten sonra telefonu yerine bırakıp bana baktı.
" Merak etme güzel kızım o hergele turp gibi sadece sana nazlanıyor asma artık o güzel yüzünü." dedi.
"Baba benim sana söylemem gereken bir şey var. " dedim yerinde huzursuzca kıpırdanırken.
"Söyle kızım nedir seni bu kadar rahatsız eden durum?" dediğinde babam kapı çaldı.
"Girin." dediğinde görevli kadın kahvelerimizi getirmişti. Kahvelerimiz servis edildikten sonra kadına teşekkür edip onu gönderdikten sonra kahvemden bir yudum alıp boğazımı yumuşattıktan sonra söze girdim.
"Akşama yemeğe davetliyiz. " dedim
"Nereye?" diye sordu babam.
"Şeye an-anneme." dedim zorlanarak. Babamın üzülmesini istemediğim için bu konuşma beni zorluyordu. Nasıl hissettiğini anlamak için babamın yüzünü inceliyordum ama tek bir mimik bile oynamıyordu yüzünde. Bu durum beni olduğumdan daha da çok gererken sabırla babamdan gelecek olan cevabı bekledim.
"Neden?" diyebildi sadece.
"Konuşmak kendini anlatmak istiyormuş babacım ama istemezsen bu yemek olmaz kendini hiç bir şey için zorunlu hissetme. " dedi yumuşak bir ses tonuyla.
"Tamam ona son bir kez kendini anlatma hakkını vereceğim." dedi ama sesi tereddütlü çıkıyordu.
"Sen nasıl istersen babacım ben ve Çınar Alex hep yanındayız." dedim ve yerimden kalkıp babama sıkıca sarıldım. babam da oturduğu yerden ona sardığım kollarımı okşarken fısıldadı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIMIN TAMI
Ficción GeneralBabasının Mia'sı Annesinin Duru'suydu Yıllarca bu ikisi arasında kendisini bulmaya çabaladı. Ama aslında bilmiyordu ki O herşeyden önce Ali'nin Güzeli olacaktı ... Not: Hikayenin ilk bir kaç bölümü flashback tarzıdır. Diğer bölümler daha uzun ve n...