YARIMIN TAMI

25. Bölüm

Sabah telefonumun sesiyle uyandım. Elimi uzatarak komodinin üzerindeki telefonumu gözlerim kapalı bir şekilde aldım. Arayana bile bakmadan açıp telefonu kulağıma koydum.

"Efendim." dedim sesim uykudan dolayı pürüzlü çıkmıştı.

"Hemen en mükemmel şekilde giyinip bize geliyorsun kahvaltıya. Maria mı ne şeytansa kendini ve abisini zorla bize kahvaltıya davet ettirdi. Babam zaten birazdan James amcayı arayacak ben sen hazırlan şok olma diye hemen aradım." dedi Zeynep tek nefeste. duyduklarımı başta idrak edemesem de bir kaç saniyede kendimi toparlamıştım.

Hışımla yataktan kalktığımda başım dönse de umursamadım.

"Nasıl davet ettirdi?" dedim sinirle.

"Güzel yengem bak bu sefer ben şahidim. kaç kere aradı abim başta açmasa da Franco aradı başta işle ilgili bir şeyler dedikten sonra o yelloz aldı telefonu. Çocuğun ağzından girdi burnundan çıktı davet ettirdi sonunda kendini. Tabi bende hemen duruma el attım. Hepimizin olduğu bir kahvaltı organize ettim. Hatta destek kuvvet Derin'i de çağırdım." dedi Zeynep.

"İyi yapmışsın güzelim. Bu kız çok oldu ama .zaten onun yüzünden-" dedim ve sustum. ben kızlara aramızın bozuk olduğunu daha söylememiştim.

"onun yüzünden ne Mia ne yaptı o cadı." dedi Zeynep anında sinirlenmişti.bende saklamanın bir anlamı olmayacağını bildiğimden Ali ile Adam'ın kavgasından sonra yaşadıklarımızı gazete haberlerini toplantıyı ve sonrasını en ince ayrıntısına kadar her şeyi anlattım.

"Ah kuzum ya çok özür dilerim. Bizim yüzümüzden olan size oldu. Abim iyi hoştur da böyle ani öküzlükleri tutuyor işte. " dedi Zeynep sesinden ne kadar mahcup olduğu anlaşılıyordu.

"Sizlik bir olay yok ki canım. siz sadece birbirinizi sevdiniz. sizin bir suçunuz yok ki bu tamamen bizim ilişkimizden kaynaklı bir sıkıntı." dedim Zeynep'i rahatlatmak için. hoş söylediklerim yalan da değildi. Bu bizden kaynaklanan bir sorundu.

"Dur bakalım canım her şey hallolur ama şimdi şu yellozu bir halledelim bakalım ben sizin olaya da el atarım." dedi Zeynep sesindeki şeytani tonlama beni bile korkutmaya yetmişti. Allah bizi Zeynep'in gazabından korusun.

"Tamam o zaman ben hazırlanayım. Hadi birazdan görüşürüz." dedim.

"Öptüm kuzum." dedi Zeynep'te telefonu kapatırken.

Telefonu kapattığımda olduğum yerde durdum. Ne giyeceğimi düşünürken ne kadar daldıysam açılan kapıyla korkuyla yerimden sıçradım.

"Korkuttum mu bebeğim." dedi babam odama girmiş beni kollarının arasına almıştı.

"Dalmışım babacım kapı birden açılınca korktum."dedim bende kollarımı babama dolamış başımı kaldırarak yüzüne bakıyordum.

"Vural aradı şimdi kahvaltıya Franco'lar gelecekmiş bizi de çağırdılar. Gidelim mi? bir de istersen hep beraber çiftliğe gidelim diyorum. Uzun zamandır gitmedik." dedi babam.

"Gidelim babacım. Ata binmeyi çok özledim." dedim neşeyle. gerçekten de ata binmeyi çok özlemiştim. Ata binerken saçlarımda hissettiğim o rüzgar ve özgürlük hissine şuan o kadar ihtiyacım vardı ki anlatamam.

"Tamam bir tanem ben gidip Adam'a da haber vereyim." dedi babam odamdan çıkarken.

bende daha fazla oyalanmayıp önce yatağımı toplayıp sonra duşa girdim. Banyodan çıktığımda dolabımın karşısına geçtim. Acaba ne giysem diye bakınırken en sonunda siyah taytım ve bol beyaz kazağım da karar kıldım.

Kıyafetlerimi giydikten sonra saçımı maşayla dalgalandırdım. Nude tonlarda da makyaj yaptıktan sonra hazırdım. Hazırlığım bittiğinde aynanın karşısında kendimi baştan aşağı süzdüm. Her şeyin tam olduğuna karar verdiğimde çantam ve güneş gözlüğümü alıp odadan çıktım. ben odadan çıkarken babam da hazırlanmış merdivenlerden iniyordu.