Hello! Umarım bölümü beğenirsiniz, iyi okumalar 💜💜💜💜💜💜💜💜
Bölümün Yayınlanma Tarihi: 22/09/2018
-Geçmiş Zaman-
Choi Mi Cha
Telefonumun zil sesini duymam gözlerimi aralayıp doğruldum. Sırtım ve tüm vücudum kaç gündür havaalanının rahatsız edici koltuklarında uyuduğum için ağrıyordu. Bir kez bile huzurlu bir uyku çeksem dünyanın en mutlu insanı olurum ama bilin bakalım ne oluyor? Huzurlu bir uyku olmadığı için, dünyanın en mutlu insanı olamıyorum ama en azından dünyanın en mutsuz insanı olma rekoru ellerimin arasında. Keşke şu telefona cevap verdiğimde kaderim değişse.
Hala çalmakta olan telefonumu hırkamın cebinden çıkarıp arayan kişiye baktım, karşılaştığım tek şey tanımadığım bir numaraydı, tam reddet tuşuna basıyordum ki: ''Şu telefonunu artık aç kızım!'' diyerek bağıran yaşlı amca yüzünden hemen yeşil tuşa basıp telefonu kulağıma götürdüm.
''Choi Mi Cha siz misiniz?'' telefonun ardından gelen adamın sesi bana bir yerlerden tanıdık geliyordu ama nereden tanıdık geldiğini çıkaramıyordum.
''Evet benim, siz kimsiniz?'' dedim. Kısa bir sessizliğin ardından duyduğum isimle beraber oturduğum yerden aniden kalkmam bir olmuştu.
''Bang Shi Hyuk'' BTS'in çıkış yaptığı şirketin CEO'sunun ismiydi, tabii ya adamın sesi bu yüzden bana tanıdık geliyordu. Bir kaç kez BTS'in videolarında ve bir programda ödül konuşması yaparken duymuştum.
''Beni niye aradınız? Eğer üyeleri rahatsız ettiğimi düşünüyorsanız, lütfen bu düşüncelerinizden vazgeçin çünkü ben öyle bir şey yapmıyorum, tam tersi onları korumak için elimden gelen her şeyi yapmaya çalışıyorum.'' dedim tek nefeste, bağırmış olmalıydım ki tüm gözler bana dönmüştü. Bana bakan insanlardan bakışlarımı kaçırıp, Bang Shi Hyuk'un konuşmasını beklemeye başladım. Karşı taraf fazla sessizdi, nefes alış veriş ya da arka plan sesleri yoktu, sanırım sesi kapatmıştı, sesi kapatıp bir şeyler mi tartışıyorlardı? 'Cız' sesiyle beraber arka plan sesleri ve nefes alış veriş sesleri kulaklarımı doldurduğunda nefesimi tuttum, ne diyeceğini merak ediyordum, bu merak beni öldürmese iyidir.
''Choi Mi Cha, bir kaç saat içinde şirketime gelir misin? Seninle önemli bir konu hakkında konuşmamız gerek.'' hayır mı desem? Neyle karşılaşacağımı bilmiyorum, bu yüzden korkuyordum sanırım.
''Telefonda konuşsak olmaz mı?'' dedim. Lütfen evet desin, lütfen!
''Olmaz, önemli bir mesele olduğu için yüz yüze konuşmak daha iyi olacaktır. Neredesiniz? Size bir araba göndereceğim, gazetecilerin seni görmesini istemeyiz.'' gazetecilerin beni neden görmelerini istediğini anlamamıştım ama bir arabanın beni alması sanırım iyi olabilirdi.
''Havaalanındayım'' dedim.
''Tamam, göndereceğim kişi bir kaç saat içinde orada olur.''
''Teşekkürler'' dediğimde telefon çoktan suratıma kapatılmıştı, derin bir nefes alıp verdikten sonra bakışlarımı yaşlı amcaya çevirip gülümsedim. Eğer yaşlı amca telefonu açmamı söylemeseydi, belki de bu telefonu asla açmayacaktım. Bu iyi bir şey değil mi? Peki, beni orada bekleyen şeyde iyi bir şey mi?
🍬
Karşımdaki habere şaşkınlıkla bakıyordum, Bang Shi Hyuk'un odasına girer girmez bana bu haberleri göstermişlerdi, internette çok takılan bir tip olmadığım için bu haberleri görmemiştim, benim de içinde bulunduğum haberleri görememiştim. Fazla komik değil mi?
''Haberleri görüyorsun, bunun üzerine bir de bunu paylaşman bir nevi iyi olmuş olabilir. Bu video sayesinde aklıma güzel bir fikir geldi.'' kaşlarımı çatarak Bang Shi Hyuk'a bakarken, bir anda kulaklarımı kendi sesim doldurmuştu. Bu şarkıyı bir kaç ay önce bir arkadaşımın evinde söylemiş ve videoya almıştım, ben bu videoyu sildiğimi düşünüyordum.
-Video ve şarkıyı bir kaç bölüm önce de görmüştünüz :D-
Koca ekranda kendime bakarken, yüzümde küçük bir tebessüm oluşmuştu. Bu videonun bana hiçbir şey ifade etmemesi gerekiyordu ama bir şeyler ifade ediyordu. Bir şeyler başardığımı ifade ediyordu, bunu o anda anlamasam da şimdi anlıyordum.
''Sesin eşsiz Mi Cha'' Bang Shi Hyuk'un sesi etkilenmiş ve gururlu çıkmıştı. Sahi, sesim eşsiz miydi? Babamda her zaman bana: 'Eşsiz bir sesin var prenses' derdi.
''Bunu değerlendirmemiz gerek'' dedi.
''Nerede değerlendireceksiniz Bighit'te mi? Bildiğim kadarıyla sizler kız stajyerleri kabul etmiyorsunuz.'' dedim. Başını olumlu anlamda sallayıp: ''Evet, bir kız grubu da asla çıkarmayacağım. Aynı şekilde solo bir kadın sanatçıda'' dediğinde kaşlarımı çatıp:
''Peki, o zaman?'' dedim. Bang Shi Hyuk yamuk bir şekilde gülümseyip:
''Bildiğin gibi Mi Cha, o fotoğraflar internete düştü ve herkes senin Bangtan'la ilişki yaşadığını düşünüyor, biz de bunu yalanlamak için seni Bangtan'a sekizinci üye olarak almaya karar verdik.'' Bang Shi Hyuk'un söylediklerini idrak etmeye çalışıyordum. Bunca zaman hayatımı, onların hayatı için öne süren benden, şimdi Bangtan'ın sekizinci üyesi yani biz olarak yedi erkekli bir gruba katılmamı istiyorlar. Bu haberleri yalanlayabilir veya üzerini kapatabilirler, neden bana böyle bir teklif sunuyorlar?
''Peki, bundan Bangtan'ın haberi var mı?'' başını iki yana sallayıp: ''Hayır'' dediğinde derin bir nefes alıp vererek: ''Önce onların nasıl bir tepki vereceğini öğrenmek istiyorum, onlardan habersiz gruplarına katılamam veya kabul edemem.'' Bang Shi Hyuk'un yüzündeki ifadeden, bu halimden etkilendiğini anlamıştım ama anlamadığım bir şey vardı, kız bir grup veya kadın solo bir sanatçı çıkarmayan Bighit, neden benim Bangtan'a katılmamı istiyordu ki? Bunun bir açıklaması olmalı değil mi? Mantıklı bir açıklaması.
''Menajerleriyle konuştum, yarım saatte burada olurlar.'' diyen Bang Shi Hyuk'la beraber düşüncelerimi bir kenara atıp, üyelerin gelmesini beklemeye başladım.
🍬
Yarım saattin sonunda kapı aralandığında içeri giren sekiz erkeğin tepkisi de: ''Sen'' olmuştu. Evet, hepsi beni hatırlıyordu hem de net bir şekilde.
Bang Shi Hyuk, bana anlattıklarını aynı şekilde üyelere anlattığında onlar beklediğim bir tepkiyi vermişti: ''Bunu kabul edemeyiz'' demişlerdi. Bang Shi Hyuk'sa onların aksine beni gruba almaktan yanaydı.
''Sadece bir yıl buna katlanabilirsiniz.'' dedi. Üyeler yine sert bir ifadeyle: ''Bunu kabul edemeyiz'' demişlerdi. Nasıl kabul etmelerini bekliyordu ki? Onlar yedi kişi olarak, çıkışlarından bu yana kadar büyük başarılarla gelmişlerdi. Bir anda onların gruplarına girmemi ve tüm başarılarına ortak olmamı istiyordu, bu kolay bir şey değildi. Biliyorum, onları da anlıyorum.
Namjoon bir lider olarak, öne çıkıp, tam olarak düşüncelerimi dile getirmişti: ''Bu zamana kadar tek başımıza gelmişiz, o bize katıldığında tüm başarıyı üzerine alacaksa bunu kabul edemem, edemeyiz.'' sessiz bir iç çektikten sonra Bang Shi Hyuk'tan önce davranıp, konuşmaya başladım: ''Öyle bir niyetim yok, hata gruba katılma gibi bir niyetim de yok. Havaalanında sizi korumak benim en büyük görevimdi, bu görevim karşısında vücuduma darbeler almak dışında bir şey kazanmadım, zaten bir şeyler kazanacağımı da düşünmemiştim ama şuan elimde bir fırsat var ve ben bu fırsat yerine tekrar sizi korumayı tercih ederim.'' dedim. Sesim düşüncelerimin aksine net ve kendinden emin çıkmıştı, gerçekten de ünlü olma gibi veya Bangtan'ın üyesi olma gibi bir düşüncem yoktu.
''Sadece bir yıl'' dedi Namjoon. Üyeler onu onaylamayacak sesler çıkarsa da Namjoon onları susturup: ''Bir yıl bize çok koymaz tamam mı?'' diyerek çocukları susturmuştu. Çocuklarsa zorlukla Bang Shi Hyuk ve Namjoon'u onaylamışlardı, bunun gerçekliğiyle beraber gözlerimi sıkı sıkı yumdum. İstenmediğim bir yerde, istenmeyen bir üye olacaktım, bu canımı aldığım tüm darbelerden daha çok acıtmıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstenmeyen Üye | Min Yoongi | ✔️
FanfictieTAMAMLANDI ✔️ Sadece havaalanında ki hayranlar onlara zarar vermesin diye, kendi canını ortaya atan bir fanken. Bir anda kendimi onların arasında, Bangtan'ın 8. Üyesi olarak bulmuştum ve bulunduğum yer istenmediğim bir yer... • 'BTS İstenmeyen üyesi...