28 - Mahzen

110 9 46
                                    


***

Batı'yı geride bırakıyordum. Nereye, kiminle, kime gidiyor olduğumu bile bilmeden.

Ama beni anlaman gerekiyor Batı. Sadece kendim için değil, senin için de yapmalıyım bunu.

Söz veriyorum, sana geri döneceğim.

Adam ayaklarını pencereden sarkıtırken herhangi bir fiziksel tepki vermemeye özen göstererek bakışlarımı kapıya çevirdim.

Nasıl olacak bilmiyorum ama; söz veriyorum, bu işi sensiz bitirmeyeceğim.

***

Adam beni arabanın arka koltuğuna dikkatlice yerleştirdikten sonra birkaç saniyelik vakitte hızla etrafa göz gezdirip, ön koltukta duran telefonu adam gelmeden alıp tişörtüme gizledim.

Bir kaçırılma daha ne kadar mükemmel başlayabilirdi?

Tek yapmam gereken adama fark ettirmeden Batı'yla maksimum saat ayarında  mevcut konum paylaşmaktı. Nereye gittiğimizi haritadan takip eder ona göre bir şeyler yapardı.

Sözümü şimdiden tuttum Batı!

Adam arabaya bindikten sonra görme duyum devre dışı olsa da kalanlar koltukta arkasına dönüp bana baktığını anlayabileceğim kadar çalışıyordu.

"Bu konuda gerçekten hiç iyi hissetmiyorum. Seni geri mi bıraksam, küçük?"

Hayır! Ya abicim beni neden geri bırakıyorsun? İşini yapıp götürsene işte.

"Duygusallıkla profesyonellik arasındaki ince çizgideyim." Diye fısıldadıktan sonra arabayı çalıştırdı.

Profesyonelliği seç, profesyonelliği!

Araba dönüş aldıktan sonra gözlerimi açmasam da kastığım bedenimi biraz gevşettim. Kötü adamın iyisi de hiç çekilmiyormuş hakikaten. Çok fazla gitmeden, araba U olduğunu hissettiğim bir dönüş alınca hafiften gözlerimi açtım. Yattığım yerden en başta pek bir şey anlamasam da az sonra bizim ev görüş açıma girdi.

"Ne yapıyorsun sen ya?" diyerek ayağa fırladığımda ani bir fren tuttu.

"Sen? Nasıl?" diyerek aceleyle bana döndüğünde, "Ya abicim ne yapıyorsun?" diyerek kestim sözünü. "Götürsene beni? Bu işte duygusallığa yer yok!"

Adam kaşlarını çatarak bir bana, bir de ön koltuğa dayadığım elimdeki kendi telefonuna baktı.

"O benim telefonum mu?"

"Evet."

"Sen neden uyanıksın?"

"Götürürsen anlatırım."

"Ne?"

"Ne?"

"Ya ne oluyor burada!?" diye kükredi adam.

"Ne olduğunu söyleyeyim," diyerek belimdeki bıçağı çıkardım. "Beni hemen, nereye götürüyorsan oraya götürüyorsun."

"Olmaz."

"Ne demek olmaz? İşin değil mi bu senin?"

"Bana alacağım kişinin liseli küçük bir kız olduğunu söylememişlerdi. Anlaşma iptal, prensiplerim var benim. Kadına, çocuğa dokunmam. Kaldı ki sen hem kadın, hem çocuksun."

"Söyleselerdi, yalan olurdu zaten. Üniversiteye gidiyorum ben! Ayrıca hem kadın hem çocuk nasıl oluyor Allah aşkına?"

"Konumuz bu mu şimdi?" dedi adam şaşkınlıkla. "Yahu sen manyak mısın?"

DilemmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin