31 - Sarsıntı

70 7 142
                                    

***

E: *fotoğraf*

E: Ceketin bende kaldı.

E: Geç oldu diye veremedim.

Mert: Sorun değil, kalsın.

Mert: Seversin kıyafetlerimi.

Sivirsin kiyifitlirimi.

Seni de severdim, geri zekalı. Sadece kıyafetlerini değil.

Oflayarak telefonu yatağın üzerine fırlattım. Bugün tatil günümdü ve öğlene kadar yatakta pineklemiştim. Bunu yapmayalı yıllar olmuş gibi geliyordu ve en sevdiğim aktivite olduğunu düşününce hayatın yoğunluğu canımı sıkıyordu. Cidden, bitsin istiyordum. Bir an önce bitirmek; ve topraktan yatağımda dinlenmek istiyordum.

Hala Mert'ten ne gibi bir umudum vardı bilmiyordum ama, saçma bir şekilde mesaj atmıştım. Değişen tek şey şuydu; mesaj atmadan önce Mert'i dövmek istiyordum. Şu an ise daha fazla dövmek istemeye başlamıştım. Bu kadar. 

Telefon titreyince elimi hızla yatakta dolaştırdım.

Mert?

Elime değen telefonu büyük bir heyecanla kaldırıp yüzüme gelen saçları tek elimle düzeltirken ekranda gördüğüm isim, saçma heyecanımı söndürdü. Yerini büyük bir rahatlama, gevşeyen kaslar, ve gülümseyen bir yüz aldı.

Batıı: Daha ne kadar pineklemeyi düşünüyorsun?

E: Pineklediğimi nereden biliyorsun?

E: Hiç ses çıkarmadım.

Batıı: Sabahtan beri çevrimiçisin ona buna.

E: Son görülmemi mi takip ediyorsun, yakışıklı(:

Batıı: Sì.

E: Bir şeyi de inkar et. 😒

Batıı: Non posso.

"Bu ne ya ergen gibi? Oturmuş mesajlaşıyoruz." Diye söylenerek yataktan kalktım. Üzerimde Batı'nın kırmızı tişörtü vardı. Bir an duraksayarak tişörtün eteklerinden tuttum.

Kıyafetlerini senin kıyafetlerinden daha çok sevdiğim biri var artık, Mert.

Yaklaşık bir saat sonra duş almış, tamamen hazır ve nazır olarak aşağı inmiştim. Tamam, bir tişört, altına da eşofman giymiş, saçlarıma da havlu sarmıştım ama bu hazır ve nazır olmadığım anlamına gelmiyordu. Kime göre hazır, neye göre hazır? Ayrıca, hazır olunca ne oluyor, nazır olunca ne oluyor?

Kafamın içinde dönenler bir an duraksamama sebep olurken çatık kaşlarla Batı'nın yanına yürüdüm. "Batı ben kafayı mı yiyorum?"

Kaşlarını kaldırdı. "Ne oldu?"

İşaret parmağımı hafifçe başıma vurdum bir iki kez. "Her zaman benimle olan arkadaşlar tatile çıkmış da yerlerine ergen bir kız bakıyor gibi. Aptal aptal konuşuyor. Anlamadım."

Cevap beklemeden çatık kaşlarla dudaklarımı bükerek Batı'nın yanından geçip mutfağa girdim. Cidden, neydi bu halim? Sabahtan beri faydalı veya mantıklı tek bir şey düşünmemiştim. Kendime gelmem gerekiyordu.

"Antrenman yapalım."

Peşimden mutfağa giren Batı'ya baktım. "Antrenman mı?"

"Evet. Biraz koşarız sonra birkaç numara deneriz."

Yer fıstığı ezmesi sürdüğüm ekmek dilimini ağzıma tıkıştırırken havluyu çözüp saçlarımı kurulayarak yukarı doğru koştum.

"Soçloromo korotop goloyorom."

DilemmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin