-11- İhanet

270 39 14
                                    

Merhaba! Öncelikle 3K için teşekkür ederim. Az bir sayı gibi görünebilir ama inanın benim için çok değerli. :)

Multimedyada @@siyah_kelebek249 'un bizim için yaptığı kapak var. Aynı zamanda şimdiki kapak da ona ait, kendisine tekrar teşekkür ediyor ve çalışmalarına göz atmanızı öneriyorum. :)

İyi okumalar. 


Sokağın başında dikilip aptal aptal gülümsemeye bir son verecekken, buna bir başkası tarafından son verildi. Kolumdan tutup beni gölgelerin arasına çeken siluet, Batı'yı görüş açımdan çıkarırken hazırlıksız yakalanmanın etkisiyle dudaklarımdan küçük bir çığlık koptu.

Sokakta başka bir siluetin varlığı olağan bir durumdu evet. Ama o siluet tarafından alıkonulmak? Sanırım bu olağan dışı bir durumdu.

***

Ben şoku atlatıp beni tutan ellerden kurtulduğumda Batı da yanıma ulaşmıştı. Beni yanına çektikten sonra ikimiz aynı anda karşımızdaki kişiye baktık.

"Sürpriz!"

"Burak?"

Gecenin dördünde, Mersin'de olması gereken Burak'ın karşımızda durup sırıtıyor olmasına, uykusuz beynim cidden anlam veremiyordu.

Kendini ilk toplayan Batı oldu. "Ne işin var senin burada?"

"Asıl sizin ne işiniz var burada?" diye cevapladı Burak, yüzündeki sırıtışı silerek.

"Sana hesap mı veriyoruz?"

"Ben size hesap mı veriyorum?"

Anlaşılan sinir bozuculuğundan bir şey kaybetmemişti. "Gecenin bir vakti 'sirpriiz' diye karşımızda dikiliyorsan, evet, veriyorsun." Dedim.

"Peykan'ı izliyordum. Bir de baktım kiii, o da seni izliyormuş." Dedi iğneleyici sözlerle.

"Bizi izlediğini anladık," dedim. "Neden bizi izliyorsun?"

Burak birden sertleşerek bize doğru yürüdü.

"Sonunda bir isme ulaşıp heyecanla sizinle paylaşmaya geliyorum, ama bakıyorum ki bizim kumrularımız benden önce öğrenip beni geride bırakarak hesaplaşmaya gelmiş!"

"Ne isminden bahsediyorsun?" dedi Batı.

"Bilmiyormuş gibi mi davranacaksınız? Bu işte beraberiz sanıyordum!" diye bağırdı Burak.

Batı atılıp Burak'ın yakasından tuttu. "Ne isminden bahsediyorsun Allah'ın cezası ailemizi ziyaret için buradayız, yarın da dönüyorduk! Hareketlerimizi sana rapor mu edeceğiz?"

Araya girip birbirlerinden ayrılmalarını sağladım.

"Yeter! Tribin sırası değil, Burak. Ne ismi ne hesaplaşması doğru dürüst anlat şunu?"

Onları ayırmamla Batı sinirle soluyup sertçe üstünü düzeltti. Burak bir süre duraksayıp gözlerini üzerimizde dikkatle gezdirdikten sonra doğru söylediğimize ikna olmuş olacak ki, "Yoldan geldim, sizin yüzünüzden yorgun ve açım. Şu ayıla bayıla yediğiniz boyozu yerken anlatırım." Dedi.

"Bu saatte boyozu nerede yiyeceksin pardon?" diye sordum suratına yumruğu geçirmemek için zor dururken.

"Bilmem. Siz ısmarlayacaksınız." Dedikten sonra arkasını dönüp yürüdü.

Batı arkasından, "Lan ben senin.." diye atlayacak olduysa da önüne geçip onu durdurdum. "Amacı zaten bizi sinir etmek, rahatlığınla kendi kazdığı kuyuya düşürmek varken cidden zevk almasına izin mi vereceksin?"

DilemmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin