1.Bölüm: "Stajyer Ajan"

2.6K 190 120
                                    

Uzun bir aradan sonra yeni bir kurguyla karşınızdayım ♡

Ekim 2018'den beri üzerinde çalıştığım ve hâlâ tamamlanmamış olan bu kitabımı umarım beğenirsiniz 💛🙏

Yazım, imla, kurgu hatalarını lütfen bana 'düzgün bir dille' bildirin 🙏

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum

İnstagram: Zeynepmcie23

Yazarın anlatımıyla...

Rüzgar gözlerini aralarken nerede olduğunu düşünmeye başladı. En son hatırladığı şey, arkadaşlarıyla buluşup yemek yedikleriydi. Sonra ne olmuştu? Hafızasını zorlamaya başladığında parça parça görüntüler düştü zihnine. Yemekten sonra hep birlikte sahilde yürümüşler, bir saat orada oyalandıktan sonra dağılmışlar ve evleri yakın olduğu için arkadaşı Seçkin ile birlikte gitmişlerdi. Sonrası net değildi zihninde. Ara sokaklardan gitmeleri, Seçkin'in garip tavırları, arkasında gördüğü gölgeler ve başında hissettiği acıyla yere yığılışı. O anlar aklına gelince eli başına gitti. Dokunduğu yer acısa da hiçbir iz yoktu. Rüzgar'ın aklı karışırken yattığı yataktan doğrulup etrafına bakındı. Kolundaki zinciri o zaman fark etmişti. Kaçırılmış mıydı? Karşısında koca ekran, yanlarda kameralar, yatağın her iki yanında bulunan komidinler ve bir adet kıyafet dolabından başka odada neredeyse hiçbir şey yoktu. Burası ona hiç tanıdık gelmemişti. Ekranda hareketlilik olunca dikkatlice oraya baktı Rüzgar. Ekranda, tam karşısında kardeşi gibi sevdiği arkadaşı Seçkin'i görmeyi beklemiyordu. Burada neler döndüğünün merakı ve siniriyle ekrana baktı.

"Günaydın kardeşim." Dedi Seçkin. Yüzündeki alay dolu sırıtış Rüzgar'ın kaşlarının daha da çatılmasına sebebiyet verdi. Burada ne döndüğünü bilmese de hoş şeyler olmadığını tahmin ederek sinirlenmişti.

"Ne dönüyor lan burada?" Derken siniri sesine de yansımıştı.

"Sakin ol, kardeşim, bugün her şeyi öğreneceksin." Dediğinde onu çeken kamera biraz uzaklaştı ve Rüzgar'ın görüş açısına sandalyeye bağlı halde oturan altı kişi girdi. Hepsinin ağzı, elleri ve ayakları bağlıydı. Rüzgar karşısında ağlayan annesini, annesine iğrenir gibi bakan babasını, kardeşinden ayırmadığı kuzeni Ece'yi, her şeyden habersiz etrafına şaşkın bakışlar atan küçük kardeşi Bulut'u, oldukları durumun çaresizliği ile ağlayan kız kardeşi Yağmur'u ve ablası Güneş'i görmeyi beklemiyordu. Şok içinde ekrana bakarken ne tepki vereceğini şaşırmış haldeydi.

Seçkin,"Bugün burada herkesin kirli çamaşırlarını ortaya çıkartmak için toplanmış bulunmaktayız." Diyerek gülümsedi. "Şenlik başlasın." Dedikten sonra Rüzgar'ın annesinin başına geçti.

"Annenin babanı babamla aldattığını biliyor muydun, sevgili kardeşim?" Rüzgar'ın gözleri yerinden fırlayacak kadar aralanırken yutkunma çabası olumsuz sonuç veriyordu.

"Ne saçmalıyorsun lan sen?" Diye bağırdı hiddetle. Bu doğru olamaz diye geçirdi içinden. Fakat hemen ardından aklına bazı anıları doluşmuştu. Annesinin Seçkin'in babasının yanındaki garip hareketleri, aralarındaki gülüşmeler, çekişmeler, birbirlerine olan ilgi ve bakışları bir dosttan daha fazlasıydı sanki. Bu düşüncelerin aklından gitmesi için o an kafasını koparıp atabilirdi. Seçkin, Rüzgar'ın annesi Emel'in dudaklarını örten bandı sertçe çekti. Annesi acıyla inlerken Seçkin'in bu sert tavrı Rüzgar'ı iyice sinirlendirmişti.

"Sarhoşsun sen." Dedi Rüzgar öyle olmasını umarak. Bu bir kabus olmalıydı. "Anne... bu doğru değil, dimi?" Diye sordu sesinde ümit barındırarak küçük bir çocuk çaresizliği ile. Seçkin'in ailesiyle Rüzgar'ın ailesi arkadaş olduğu için kardeş gibi büyümüşlerdi. Aynı okullarda okuyup aynı yoldan gitmişlerdi. Annesiyle, Seçkin'in annesinin ne kadar yakın arkadaş olduklarını hatırlayınca karın boşluğuna yumruk yemiş gibi hissetti.

"Oğlum... Ben.... özür dilerim." Annesinin kelimeleri, yüreğine hançer gibi saplanırken tüm kaslarının gerildiğini hissediyordu Rüzgar. Boynundaki damarlar patlayacak raddeye gelse de umursamadı. Ağzını açıp tek kelime edemedi, 'anne bu nasıl olur' diyemedi, 'nasıl yaptın bunu' diyemedi, annesine hesap soramadı ve annesinin en çok canını yakan da bu sessiz haykırışları olmuştu. Bunca yıldır arkadaşının kocasıyla yasak ilişki yaşadığı ve bu yüzden arkadaşının intihar etmesine sebep olduğu için kendinden nefret edip utanmaya başlamıştı Emel. İki yıl önce gizli birlikteliklerini öğrenince intihar etmişti. Her şey için pişman olsa da artık çok geçti.

"Benim annem onun yüzünden intihar etti! Ailecek hayatımı mahvettiniz. Şimdi sıra bende." Dedi Seçkin. Bu söyledikleri, Rüzgar'ın sırtına ikinci bir hançerin saplanmasına sebep olmuştu. Bu acı fazla büyüktü, çok fazla hemde.

Rüzgar,"Kardeş bildim lan ben seni!" Diye bağırdı tüm gücüyle.

"Bilmiyorum, belki gerçekten de kardeşizdir. Annene sormak lazım?" Derken delirmiş gibiydi Seçkin. "Seni hiçbir zaman sevmedim. Her zaman kendini ön plana attın, nereye gitsek başroldeydin, hep sen sevildin. Lisede sana bir kızı sevdiğimi söylemiştim, hatırlıyor musun? Kim olduğunu sana söylememiştim. Seninle kantinde oturduğumuzda o kız gelmişti yanımıza. Tam söyleyecektim 'işte bu kız, sevdiğim kız' diye. Ama ne oldu biliyor musun? Kız gelip sana sarıldı, 'sevgilim' dedi, beni sevgilisinin arkadaşı olarak gördü. Sana olan nefretim, asıl o gün başlamıştı." Rüzgar acıyla dinliyordu kardeş bildiği adamı.

"Sürekli ön planda olman canımı çok sıkıyordu. Her anımız beraberdi ve ben sürekli senin gölgen gibi dolaşmaktan çok sıkılmıştım!" Sona doğru sesi yükselmişti. "Bir gün elime bir fırsat geçti. Kıymetimin bilineceği, ön planda olacağım bir fırsat. O fırsatı iyi değerlendirdim. Her ayrıntıyı düşündüm. Ajan oldum ben. Sizin ruhunuz bile duymadı. Çok gizli görevlerde bulundum, kendimi buradaki herkese kanıtladım ve belli bir mertebeye geldim. Artık tüm ipler elimde. Buradaki ajanlar belli bir kademeye geldiklerinde kendilerine yeni stajyer ajanlar seçerler. Yani seçtikleri insanları sınar, onları ajan olabilecek düzeye getirirler. Benim ilk stajyerim ise sen olacaksın. Bir stajyer ajanım daha var ama onunla sonradan tanışacaksın. Artık alt kademede olan sensin. Sana verdiğim görevleri yerine getirmek için 48 saatin olacak. Çok eğleneceğiz." Diyerek gülümsedi. "Ha eğer görevini 48 saat içerisinde yerine getiremezsen veya beceremezsen, buradan senin seçtiğin birisi ölecek. Eğer birini seçmezsen hepsi ölecek. Bu sana kalmış. İçimden bir ses çok eğleneceğimizi söylüyor."

○○○

Eğer beğendiyseniz yorum yapıp yıldıza tıklamayı lütfen unutmayın

SON SAATLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin