Görev-20:''Market''

258 23 28
                                    

Seçkin'e görevin açıklamasını yaptığımız sırada babam geldi. Seçkin'in morali bozuk gibiydi. Bu görevi de başarıyla atlattığımız için kademe atlayacaktık ve artık Seçkinle aynı kademedeydik. Seçkin bir süredir çok başarılı olamadığı için kademe atlayamıyordu. Artık görevlerimizi babam belirleyecekti. Hala Rüzgar'ın cezası ailesinin ölümü olabilirdi ama bu babamın vicdanına kalmıştı. Çok büyük bir hata yapılmadığı sürece bu cezayı vermezdi. Tabi sağı solu belli olmayan ve insana güven vermeyen biri olduğu için ona güvenmiyordum. 

''İşin en zevkli kısmına geldik. Bugün belirlediğiniz isimleri yurt içindeyse eğer yarın getireceğiz bu yüzden yarın göreve gitmeyebilirsiniz. Bir kişi seçemezsiniz yeterince tek çalışan ajanımız var. Defterden mi seçeceksiniz yoksa aklınızda biri var mı?'' 

''Ben defterden seçeceğim ama Rüzgar'ın aklında biri varmış.''

''Kim?'' Diye sordu merakla Seçkin.

''Önce Açelya karar versin, ben sona saklamak istiyorum.'' Defteri kucağıma aldım. Rüzgarla yan yana oturmuştuk, babam tekli koltuktaydı ve Seçkin masasındaydı.

Yarım saat kadar oyalandığımızda babam sıkıntıdan söylenip duruyordu. ''Buldum!'' Dedim heyecanla, Rüzgar sorarcasına bana bakıyordu. İşaret parmağımla gösterdim Irmak Özcan'ı. Bulduğum kız oydu. 

Yaklaşık dört yıl kick boks yapan Irmak Özcan aynı zamanda profesyonel olarak futbol oynamaktadır. Üniversite okumak için İstanbul'a gelen Irmak Özcan, işletme okumaktadır. İnatçı ve feminist kişiliği ile bilinen Irmak Özcan tek başına yaşamaktadır. 

Paragrafın devamı gereksiz bilgilerle doluyken Rüzgar'a döndüm. ''Bu kız bizi zorlar.'' 

''Biz de zoru severiz.'' Diyerek güldüm.  Kız yirmi bir yaşındaydı. Kız fotoğrafta motorun üstünde sinirli bir şekilde oturmuştu ve fotoğraf habersiz çekilmişti. 

''Sen bilirsin.'' Diyerek babama döndü. Kızı babam ve Seçkin de araştırıyordu.

''Kız İstanbul'da, yarın gelebilir. Sırada diğer ajanı belirlemek var. Rüzgar, seni dinliyorum.'' Rüzgar gülümsedi.

''Atakan Erdem.'' Bilgisayarla ilgilenen Seçkin anında Rüzgar'a döndü ve işaret parmağını sallayarak tehdit edercesine konuştu.

''Sakın tahmin ettiğim şeyi yapayım deme, seni mahvederim.'' Seçkin gibi ben de şaşkınlıkla bakıyordum Rüzgar'a. Rüzgar sırıtıyordu. Atakan, Seçkin'in kardeşiydi. Uzun süredir yurt dışındaydı ve bir hafta önce döndüğüne dair duyum almıştım.

''Seçkin'in kardeşi mi?'' Babamı onayladı. Babam keyifle gülüyordu. Tam anlamıyla kaostan besleniyordu bu adam. 

''Böyle bir şey olmayacak.''

''Senden izin alan yok.''

''O benim kardeşim!'

''Ben de kardeşindim.''

''Sen öyle sanıyordun.''

''Seçkin yeter, burada kararları ben veririm.'' Atakan tanıdığım kadarıyla Seçkin'e hiç benzemiyordu. 

''Rüzgar, Atakan iyi biri. Seçkin'den intikam almak için iyi bir yöntem değil.'' 

''Biliyorum Açelya. Birlikte büyüdük biz. Amacım intikam almak değil.''

''Sen bilirsin.''

''Onu burada nasıl tutabiliriz bilmiyorum. Tehdit edebileceğimiz biri var mı, araştırılmalı.''

''Seçkin'i neyle tehdit ediyorsun?'' Diye sordum merakla. 

''Bunu bilmeniz gerekmiyor.''

''Sevdiği biri muhakkak vardır.''

SON SAATLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin