YAZARDAN
Bazen düşüncelerimiz beynimize pusu kurar. Kalbimiz kör bir karanlığa hapsolup kalır. Kaderdir dersin, umutlarından hayallerinden vazgeçersin. Bazen yapayalnız kalırsın. Âşık olduğun insanın ellerini ararsın. Ama o kişi yoktur. Karanlık bir dünyada seni bırakıp ardına bakmadan gider. Ya gerçekten seni bırakıp gider ya da birçok sebepleri vardır. Ama bu sebebi sen bilmezsin. Onu kara bir kutuya saklar gibi kalbinin en karanlık ve soğuk köşesine saklarsın. Duygularını saklarsın. Kimse ama hiç kimse onu sakladığın köşeden alamasın istersin. Oysa bir gün geriye dönüp baktığında o insanın gerçekten bu hayattan kaybolduğunu görürsün. Ellerin bu kez gerçekten bomboş kalır. mediadaki MASAL :)
AYŞE’DEN
Ormana girince ben yine gıcıklığına söyleniyordum. Gökhan ise artık sinirlenmeye başlamıştı.
‘’offf… Yeter Ayşe.’’ Deyince artık bende sinirleniyordum.
‘’yalan mı? Her zaman seninle ormana dalıyoruz. Yani bir düşünsene gerçekten kürksüz ayı olabilirsin ‘’ dememle kaşlarını çatıp elimi bıraktı.
‘’yani bir ayı olmadığım kalmıştı. Sayende onu da oldum.’’deyip ardını bana dönüp yürümeye başladı. Ama hala söyleniyordu benim şirin kalasım.
‘’inatçı keçi, cadı.’’ Diye. Bende sessizce kıkırdayıp yerden birkaç tane taş aldım. Sessiz adımlarla yanımdaki ağaca tırmanıp kalın dalına oturdum. Gökhan ben hiç konuşmayınca ardına döndü ama beni göremeyince endişe ile gözlerini pörtletip ‘’AYŞEEEE… NERDESİN?’’dedi. Yerimi belli etmek için taşı önüne atmak istedim ama o taşın alnına isabet edeceği hiç aklıma gelmemişti. Gökhan acı içinde alnını tutarken ‘’ahhhh…’’diye inledi. Ben ise gülüm mü? Ağlım mı? bilemedim. Kahkahalarıma engel olamadım. Gökhan sinir içinde bana bakarken ben hala gülüyordum.
‘’manyak mısın kızım? Alnımı kırdın’’deyince hala ben kahkaha atıyordum.
‘’yaaaa… İsteyerek olmadı. Çok mu acıdı?’’
‘’yok, hiç acımadı. Kızım manyak mısın? Yoksa deli misin? Beyin kanamasından öleceğim’’deyince bir kahkaha daha attım. Gökhan kaşını çatıp ‘’bak hala gülüyor. Hem sen o ağaca nasıl çıktın. Yüksekten korkmuyor musun?’’ deyince tam olarak nerede olduğumu fark etmemle çığlık atmam bir oldu. Bu kez de benim kalas kahkaha atıyordu. Dudağımı büzüp ‘’ Gökhan… Kurtar beni’’ dedim. Ben gerçekten salaktım. Hem yüksekten korkuyorum hem de ağaca çıkıyorum. Gerçekten deli cesaretiydi bu bende ki. Gökhan beni hiç umursamayıp bana gülüyordu. Benim ise korku tüm bedenimi sarmıştı. Deli gibi titremeye başladım. Bir kez daha ‘’ne olur indir beni.’’dedim. Gökhan bana sırıtarak ‘’cık cık cık nasıl çıktıysan insene sevgilim’’ dedi. Artık konuşacak halim bile kalmamıştı. Hatta başım dönüyordu. Gökhan anlamış olacaktı bana yaklaşıp kollarını bana doğru uzattı.
‘’hadi gel. O kadar yüksekte değilsin tutarım seni’’ dedi. Hiç düşünmeden kendimi kollarına bıraktım. Gökhan altta ben üstte yere düşmüştük. Ve şu an dudaklarımız buluşmuş durumdaydı. Çekilmek istesem de kollarını belime sımsıkı dolamıştı. Ne kadar süre öyle kaldık bilmiyorum. Ayrıldığımızda nefes nefese dik. Gökhan yüzümü okşayıp gülümsedi. Bende gülümseyip ayağa kalktım. El ele yeniden yürümeye devam ettik. Bu adam beni gerçekten mutlu ediyordu. İyi ki hayatıma girmişti. Gözlerim alnına gidince şişmiş olduğunu fark ettim. Ama sesimi çıkarmayıp dudağımı ısırdım. Gerçekten dediği kadar manyaktım ben. Durduk yere alnını şişirdim. Dalgınlıkla yürürken yumuşak bir şeye bastım. Bir havlama sesiyle neye bastığımı anladım. Köpeğin kuyruğuna basmıştım ve köpek şu an can havliyle bizi kovalıyordu. Gökhan’la el ele çığlık atarak koşuyordum. Ah birde Gökhan'ın söylenmesi var.
![](https://img.wattpad.com/cover/16818348-288-k462237.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESADÜF
Novela JuvenilKendini beğenmiş bir zengin züppe, inatçı, çalışkan ve annesine bakan fakir bir genç kız.Aşk tesadüfleri severmiş. peki onların karşılaşması. hayatlarının en önemli zamanlarını yaşamak için bir başlangıçtı. Nefretle başlar her şey. Gökhan Ayşe den...