TESADÜF

42. bölüm- Sebebim...

GÖKHAN’DAN

Bir gülüşü tüm ömrümü aydınlatmaya yetiyordu. Ciğerlerime aldığım ferah oksijendi o. Yaşama sebebim, gülme sebebim, mutlu olma sebebim, ağlama sebebim, korkma sebebim, endişelenme sebebimdi o.  Ayşe’ye duyduğum aşkı anlatmak için bütün kelimeler yetersiz kalıyordu. O bana bakmazsa gökyüzü bile güneşe küsüp ağlardı. O bana güldüğü zaman bahar gelir dünyama. İşte ona duyduğum aşkı anlatmak için bunlar bile yetersiz. Sabahın köründe kalktığımı söylesem inanır mısınız? Şaşırdınız de mi? Önceleri babam toplantısı için uyanıp gitmem için iddialar üretirken, Ayşe hiçbir şey yapmıyordu. Çünkü bana benim için uyan dese hiç uyumayacağımı bilirdi. İşte ben onu o kadar çok seviyorum. Sanki Ayşe’den önce diye bir hayatım yokmuş gibi. O çok değerli, çok özel. Sabahın köründe kalkmış sırf o mutlu olsun diye kahvaltı hazırlıyorum. Masaya erkenden çiçekçiye gidip aldığım bir tek gülü koydum. O bir tek gülün anlamını bilir misiniz? Bir demet gül için çiçekçiye gitmeye gerek yoktur. Ararsın getirirler. Ama anlamı sen çok özelsin olmaz. Ama sen bir tek gül için sabahın köründe kalkıp açık çiçekçi gezersen, açık olmadığını görüp adamın evini ararsan, adam da uyuzluk edip sabahın beşinde ne çiçeği kardeşim ben uyuyorum derse, sende yaka paça o adamı aşağı indirip bir tek gülü alırsan işte o çok özelsin demektir. Bu arada başıma geleni de size anlatmış oldum. O değil de cidden ben çiçekçiyi dövecektim ya. Zor indi manyak. Giymiş üstüne dedemden kalma pijamaları bir de artistleşiyordu. Ama iyi yaptım. Yaka paça indirdim. Ah Ayşe ah sen bana neler yaptırıyorsun. :D kahvaltıyı hazırladıktan sonra gülü elime alıp yukarı çıktım. Onu yatakta melek gibi uyurken görünce yüzümde ki sırıtmayı engelleyemedim. Hala ilk gün ki gibi kalbim hızlı hızlı çarpıyordu. Eşek gibi âşıktım hala. Benim güzel karım, her şeyim.  Al yanağından öptüğümde yine o çok sevdiğim dudak büzmesini yaptı. Büzdüğü dudağını öptüğümde sol tarafından sırt üstü pozisyona geçti. Bu kız hamile olduktan sonra daha da uykucu oldu. Birde köyde geçirdiğimiz o dakikalar aklıma gelince gülümsemem iyice genişledi. Aynı bu şekilde onu öptüğümde neredeyse komalık olacaktım. Ne günlerdi be. Kim derdi ki onu bu kadar çok seveceğimi.

‘’Her şeyim, hadi uyan hayatım.’’dediğimde mızmızlanarak arkasını bana döndü. Normalde onu sular yine kaldırırdım ama kıyamıyorum işte. Tatlı şey.

‘’Aşkım, bebeğim, kalk hadi!’’dediğimde cennet gözlerini aralayıp bana baktı. Gülü ona gösterirken ‘’Senin için aldım.’’dedim. Güle bakınca gözleri nemlendi. Şaşkınlığım artarken ‘’Ne oldu canım?’’ dedim. Gözlerini küçük bir kız çocuğu silerken uzanıp dudaklarımdan öptü.

‘’Teşekkür ederim hayalim.’’dedi. Hala endişeli olduğum için ‘’Ne oldu hayatım neden ağlıyorsun?’’dedim. Bana bakıp gülümserken ‘’Mutluluktan. Ne bilim beni böyle uyandırınca ağlayasım geldi. Galiba hamilelik hormonları.’’deyince güldüm. Alnından öptükten sonra’’Sakın bir daha ağlama. Mutluluktan olsa bile. Çünkü dayanamam.’’dedim. O da güldü. Yanağımdan uzunca öptükten sonra kalkıp elini yüzünü yıkadıktan sonra koşar adımla gelip elimden tuttu.

‘’Hadi kahvaltı hazırlayalım.’’deyince pişkince gülüp ‘’Ben hazırladım bile’’dedim. Ama demez olaydım. Öyle bir heyecanla cırladı ki sağır oluyordum.

‘’Ayyyy! Gerçekten mi? Hayalim sen çok muhteşem bir kocasın. Biraz züppesin ama onu da idare ediyorum.’’deyince gülümsedim. Çatlak ya!

‘’Sen de çok  çok çok tatlısın. Ne yapsam acaba şeker niyetine seni mi yesem?’’ deyip onu kucağıma aldığımda ayaklarını sallarken boynuma sımsıkı sarılıp kıkırdıyordu. Allah’ım bu gülüş çok güzel! Ne kadar güzel bir şey yaratmışsın sen Allah’ım!