SEVGİLİ OKUYUCU!
MACERAYA HOŞGELDİN...Ellerimi hızlı atan kalbime doğru götürüp, Derin nefesler almaya başladım.
Yine o kabusu görmüştüm. Nefes nefese kaldığımı umursamadan sürekli gördüğüm bu saçma rüyayı düşünmeye başladım.Rüyamda: kocaman uzun bir ağaç, bana, buğdaydan yapılmış, siyah küçük boncukları olan bir kolye veriyordu.
Buğdaylı kolyeyi tam alacakken garip sesler duyup arkama bakıyordum. Arkamda büyücülerin her çeşidini görüyordum. Süpürgesiyle havada kalan cadıları, uzun, beyaz sakalı olup asasıyla duran bilgeleri...
Rüyamdaki gece çok farklıydı çünkü karanlık ve gri arasındaydı.
Ay'ın yansıması yüzümde parladığı an arkamdaki büyücüler "Efendimiz, efendimiz" deyip karşımda eğiliyorlardı sonra ağlamaya başlıyordum. gözümden akan her yaş bir taşa dönüşüyordu. Ben gözyaşlarımı durduramıyordum. Gözyaşlarım, ayaklarımın altında birikiyordu ve taşlar en son boynuma kadar geldiğinde, taşların içinde tam boğulacakken uyanıyordum.Çok tuhaf bir rüyaydı.
Üç gecedir hep aynı rüyayı görüyordum ve ne yazık ki biz Uzayistlerin üst üste rüya görmesi uğursuzluk getirirdi.
Yaşadığım gezegende: uzayistler, cadılar, bilgeler, büyücüler ve çeşitli yaratıklar yaşar.
Uzayistlerin on beşinci yaşında mutlaka özel bir gücü gelirdi.
Kötü haber şu ki benim gücüm yoktu.Gücümün gecikmesi hiç iyi değildi.
On beş yaşına basan herkesin gücü gelirken benim ki iki yıl geçmesine rağmen hâlâ ortalıkta görünmüyordu. Gelemeyen gücüm yüzünden; herkes beni, küçük görüp arkamdan konuşuyordu.Sanki benim elimdeymiş gibi.
Kardeşim Assin'in sesini duydum.
"Nerrisa! babam çağırıyor. Aşağıda bekliyor."
"Tamam, geliyorum!" Diye cevapladım.
Neyse ki sesim onunki gibi cırtlak değildi.Kapıyı açtığımda Assin de tam karşımda duruyordu.
"Hadisene! babam hemen gelmeni söyledi ve benim sesim cırtlak değil!"
Evet!
Assin'in gücü zihin okuyabilmekti. Onun, yüzünden başım hep belaya giriyor. Kimin hakkında ne düşünsem gidip, hemen yetiştiriyordu.Cadı! Ne olacak...
Alıngan kardeşimin, tatlı kızgınlığını umursamadım.
"Hadi çık odamdan. Üstümü değiştirip geleceğim. "
"Tamam, acele et." Diye cevapladı beni.
Babam Mahri, önemli bir şey olmadığı sürece beni çağırmazdı.
Acaba yine ne yaptım?
Hemen hazırlanıp, aşağıya indiğimde; babam Mahri, telaşlı bir şekilde ayakta durmuş beni bekliyordu ve yüzü tedirgin bir hâl almıştı.
Acaba Aroraya'nın yanına gittiğimi mi öğrendi?
Assin, eğer babam mahriye aroraya gittiğimi söylediysen seni mahvederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP İZ
RandomBU KİTAP: ZİHNİNİ YORUCAK! Dünyamızdan, çok farklı bir gezegende yaşıyan bir genç kız düşünün. Kendisi tam bir ENKAZ! hataların ve günahların bedelini ödedi. Kız kardeşi için yapmadığı bir suçu üzerine aldı ve en acımasız şekilde cezalandırıldı. A...