UNUTMAK İSTİYORUM

553 63 7
                                    

Yaman donmuş bir şekilde bahara bakıyordu.
Dediklerimizi duymuştu!
Gözleri çok kırgın bakıyordu.

"Yaşıyorsun..."dedi.
Bahara doğru geldi, koluna dokundu.
"Hayal değilsin, Gerçeksin."

Yaman yıkılmıştı ne yapacağını bilmiyordu. Baharda şaşkındı. Ellindeki bıçak yere düşmüştü.

Yaman için bu durum zor olmalıydı.
Kimin için kolay olurdu ki?
Ben ve Keçim fazlalık gibi duruyorduk.
O ikisini yalnız bırakmak istiyordum.
Ama yaman çok kötü görünüyordu.
Onu bu halde asla bırakmazdım!

"Duyduklarımın, yalan olduğunu söyle bahar!" Ses tonu Sinirliydi ama yalvarır bir şekilde çıkmıştı.

Ben neden bu kadar acı çekiyordum ki?
Çocuğa bak! Kulaklarıyla her şeyi duydu. Ama hâlâ yalan olabileceğini düşünüyor.

Bu konuştuğu kız bana bıçak çekmişti.
Bu kadar da kör olmamalıydı.

" Ne duyduysan hepsi gerçek! Ben seni hiç sevmedim. Sen intikamımın bir parçasıydın, O kadar."

Bunu yamana yapma!

Bahara doğru yürüdüm.
"Bu kadar acımasız olma."dedim.

Karışmak istemiyordum ama yamanın üzülmesine dayanamıyordum.

Yaman birden alkışlamaya başladı.
Bu çocuğun hali hiç iyi değildi.

Sonuçta Ölü bildiği sevgilisini gerçek hayatta gördü. Gerçek bildiği aşkı yalan çıktı. Bende, böyle bir durumla karşılaşsaydım herhalde daha beter olurdum.

"Seni tebrik ederim, gerçekten çok iyi oynadın! Bahar sim, sen benim hayatımın içine ettin. Ben Hergün mezarına gittim! Ama herşey yalanmış. Kızım! Senin hayatını bitirirdim ama bakıyorum şu haline zaten sen bitmişsin!" Bunu tükürürcesine söylemişti. Ve yerdeki bıçağı göstermişti.

Yaman çok öfkeli duruyordu. Bu baharı dövebilirdi.

Bahar, onu hiç takmıyormuş gibi yapıyordu.

"Bana, yalan söylüyorum deseydin. Sana inanacaktım lan! Kimin canı daha çok yandı sanıyorsun. Bu oyunu sen kaybetin! Abimden intikam aldığını mı zannediyorsun? Yazık, aslında ona çok iyi bir ders verdin! "

Yamanın artık susması gerekiyordu.
Ve sakinleşmesi lazımdı.
Bahar konuşmuyordu sadece dinliyordu.

"Yaman artık gidelim. Onu boşver" dedim.

Baharın bu kadar rahat olmasına dayanamıyordum.

"Gidelim"dedi.
Sesi çok tuhaf gelmişti.
Beraber ormandan çıktık. Ana caddeye gelince bana kızmaya başladı.

"Bu saate ne işin vardı? o ormanda!"
"Sen beni mi takip ediyordun?"
"Evet"demesiyle şaşırdım.
İnsan bir inkâr eder!

Aman nerrisa... bulaşma ona!

Arabasıyla bizi eve bıraktı. Yol boyunca, ne o konuştu, ne de ben.
Hiç iyi gözükmüyordu. Onu, eve davet etsem nolur ki...

"Yaman, ikimizin kafasında bir sürü soru işareti var. İstersen gel sana kahve ikram edeyim. Böylece konuşuruz da"

Bana cevap vermemişti ama benimle birlikte arabadan indi.

Evinlerin kapısı kapalıydı. Evine, her şeyi anlatmak istiyordum ama daha erkendi. 

Yamana ve kendime kahve yaptım. Bugün yaşadıklarımız cidden çok zordu.
Ben böyle dağılmışken yamanı düşünemiyordum.

"Mür sen yukarı çık!"
Bana gözlerini devirip, gitti.
Mür, bana bu konuda çok yardımcı olmuştu. Onu en kısa zamanda ödülendirecektim.

KAYIP İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin