YOKSUN

529 59 19
                                    

" Yaman artık bir şeyler ye..." abime baktım.

"Abi, canım niye bu kadar acıyor. Diğer yarımı kaybetmiş gibiyim... Ben hiç bu kadar kötü olmamıştım."

Tunç abim, ne diyeceğini bilmiyordu. Yanıma geldi ellini omzuma koydu.

"Her şey düzelicek, oğlum ne diyeyim ki... Ona, çok büyük bir haksızlık etmişsin."

Beni affetmiyecekti, onu nasıl bulacaktım. Onsuz ben bir hiçtim. Gözlerimi kapadığımda hep onu görüyordum. Ben onu çoğu kez kırmıştım. Ama o benim gibi birini sevmeye devam etti. O benim hayatımı kurtarmıştı. Onun sayesinde ölümden vazgeçtim. Okulun ilk günü o kadar yardıma muhtaç duruyordu ki... bakışları yabancı gibiydi... gözleri hayatımda gördüğüm en güzel gözlerdi.

Beni hayata bağlayan nefesim değildi, sendin nerrisa! 

Gözümde, çok farklı biriydin.
Keşke yanımda olsaydın, geri gelseydin bu sefer seni bırakmıyacaktım.

Okula gidiyorum, yerin o kadar gözüküyor ki... saatlerce sıramıza bakıyorum. Bu sıra çok sessizdi, yemek yiyen biri yoktu! Sütü iştahla içen biri de yoktu. Sensizlik, ölüm gibi... sınıf eskisi kadar gülmüyor, hocalarda çok mutsuz görünüyor. Bizi mutlu eden sendin.

"Nerrisa palla" felsefe hocası benim oturduğum yere baktı.
Sınıftakilerde öyle.

"Yok"dedim. Sesimin bu kadar kötü çıkması onlarında tuhafına gelmişti. Birisi eksikti...

"Nerrisa niye yok ya... ders çok sıkıcı geçiyor."

Artık o yoktu. Teneffüs zilli çalınca kantine indim. Bizim çocukların yanına gittim.

"Yaman, iyi misin?"diye sordu sinan.

İyi değildim, onsuz olmak çok zordu.
"O ses kaydını ceyhuna koyacam."

Gözlerim ceyhunu buldu.
artık ona kızgın değildim, Nerrisayı sevmek güzeldi. Bunun için ona kızamazdım.

Keşke olayları ona kendim anlatsaydım. Ama buna cesaret edemedim.

Hiç kimseyi duymuyordum,
Sadece nerrisanın sesini duyuyordum. Baharın ölümüne bile bu kadar dağılmamıştım. Okuldan sonra nerrisanın evine gittim. Mektubunu tekrar tekrar okudum. Gittim dolabını açtım, kıyafetlerini içime çektim. Beni güldüren kadın nereye gittin? Fotoğraf makinasını gördüm. Kampta durmadan bir şeylerin fotoğrafını çekiyordu.
Karıncaların fotoğrafını çekip bana anlatıyordu. Hayatında ilk defa fotoğraf çekiyor gibiydi... öyle heycanlı birini ilk defa görüyordum. Onu yıllarca, hiç sıkılmadan izleyebilirdim.

Yerde duran kolyesine baktım.
Kırılmıştı, yerde cam kırıkları vardı. Her şeyini özledim be...
Seni beklesem gelir misin?
Kendini bana bu kadar alıştırmışken gitmen üzdü.

Fotoğraflara bakarken beni de çekmişti. Doğru ya onunla hiç fotoğrafımız yoktu. Ben aptaldım!
Gelsen de sana sımsıkı sarılayım. Gelsen de o kırıklarımı onarayım.

Daha beni santrançta yenmedin ki...
Sen sözünü tutarsın. Ben portakalı hiç sevmezdim. Ama kokunla sevdim. Sevmediğim şeyleri bana sevdirdin.
Annem sürekli bana nerrisayı anlatıyordu. Bir insan bu kadar iyi olamazdı.
O büyülü biriydi, gözlerimizin içine bakarken sanki hakkımızda her şeyi biliyordu. Yolda o çifti nasıl farketti? bizim ailemizi, nasıl bir araya getirdi?
Sen farklısın nerrisa, hemde çok. Sen gelsende gelmesende ben seni beklemeye devam edeceğim.

Evet son bir bölüm kaldı sonra bittiyor.  Hepinize teşekkür ediyorum. Siz olmasaydınız son bölümü yazamazdım. İyi ki herkes var💖💖💖

KAYIP İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin