Kalbim, hızlı çarparken kendimi, sakinleştirmeye çalışıyordum.
Öyle bir hava vardı ki sanki yerle-gök birlikte hareket ediyordu. Rüzgar, yüzüme çarpıyordu. Saçlarım havada uçuyordu. dizlerime kadar gelen beyaz elbisem havada dans ediyordu. Bu soğuk havayı tüm vücudumda hissetim.O kadar çok hava esiyordu ki nefes almakta zorlanıyordum. Havada uçuşan saçlarımı bir yandan çekerken, uçuşan elbisemi de düzeltiyordum. Çevreme bakıyordum kimse yoktu.
Ürkek adımlarla yürüyordum. bir adım atığımda korkarak etrafıma bakıyordum. Hemen Buradan uzaklaşmam gerekiyordu. Hızlı bir şekilde koşmaya başladım. Rüzgarın, sesi şiddetleniyordu. sanki bana inat yapıyordu. Karşımda defa ağacını gördüğüm zaman Rüzgarın seside durmuştu. Ağaç parlıyordu hemde çok güzel parlıyordu. Güneşten daha güzeldi. Işığı, gözlerimi yormuştu. Bana yakın olan bir dalında bir not vardı. Ellime alıp okudum.Onu, koru. sen öyle bir fedakarlık yaptın ki bu fedakarlığın için bende seni seçtim. Kaderin acı olucak. ama güçlüsün hemde gelmiş geçmiş en güçlü uzayistsin ve farklısın...
Uyandığımda saat dokuzdu.
Artık rüyalarımı tuhaf görmüyordum. Ama ben, kimi koruyacaktım. Bu sorumun cevabı için biraz beklemem gerekiyordu. Defa ağacı, beni ne konuda seçtin. Kahretsin ki her şeyi biliyordu.Mür, bana bakıyordu. Bu kadar sessiz olması normalmiydi.
Sen, kesin bir şeyler biliyorsundur. acaba sende, sahibinle ilgili bir şeyler gördün mü? rüyanda.Sorsam anlamaz ki beni.
Eyvah! Bugün cumartesiydi. yani yamanla lucy denen köpeğe bakacaktık.
Telefonumu ellime aldığımda bir mesaj gelmişti.Kimden: gereksiz
Birazdan gelicem yarım saate Hazır olBenim, evimi nereden biliyordu.
Tam yamanı arıyacaktım. Kapı çaldı. evin hâlâ uyuyordu. Bende gidip kapıyı açtım. Karşımda yaman yücel vardı.Beni incelemeye başladı.
"Sen daha hazır değilmisin"dedi.Mesajını yeni gördüm!
"Yeni uyandım. ayrıca sen benim evimi nereden biliyorsun"dedim.
Beni, itip içeriye geçti.
Ya şu rahatlığada bakın."Aptalmısın! Benim, okulumda okuyorsun."
Doğru ya okul kaydımda ev adreside vardı.
Sinirli bir şekilde söylendim.
"Bana bak benimle düzgün konuş"dedim.O sırada mür'de yanıma geldi. Yaman, keçime bakıp güldü.
"Apartmanda yaşıyorsun ve keçi mi besliyorsun? Harbiden değişiksin"dedi.
"Seni ilgilendirmiyor"dedim.Ama benim keçim hayran bir şekilde gözlerini kırpmadan yamana bakıyordu.
Keçime öfkeli bir şekilde döndüm.
"Hayırdır mür! Yani erkek olmasaydın, yamanı alırdım sana. kendine gel!"dedim.Bu keçime çok kızgınım. Ya öyle güzel yamanı inceliyordu ki. Ne bulduysa onda. Onun sahibi bendim yaman değil!
Ben resmen keçimi kıskanıyordum!
Yaman söylediklerime gülmüştü.
"Keçin, gözünü alamıyor benden."dedi.Mür, yamanın yanına gitti. uslu bir şekilde başıyla yamanın bacaklarını okşadı.
Oha mür!Bu manzaraya daha fazla bakamazdım.
"Ben hazırlanıp, hemen gelicem. Ses yapmayın. ev arkadaşım uyuyor"deyip yanlarından ayrıldım.
Benim keçim kimseyi sevmezken yamanı nasıl bu kadar severdi.
Evin o kadar onunla ilgilendi ama hiç kıza yüz vermedi. Yaman, hiçbir şey yapmadığı halde hayran hayran ona baktı. Sanki yamana saygı duyuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP İZ
RandomBU KİTAP: ZİHNİNİ YORUCAK! Dünyamızdan, çok farklı bir gezegende yaşıyan bir genç kız düşünün. Kendisi tam bir ENKAZ! hataların ve günahların bedelini ödedi. Kız kardeşi için yapmadığı bir suçu üzerine aldı ve en acımasız şekilde cezalandırıldı. A...