BİLİNMEZLİK

496 60 7
                                    

Yine kesitler görüyordum.
Kendi evimdeydim, hıçkırıklar içinde ağlıyordum. Çok kötü bir haldeydim sonra kolyemi öfkeli bir şekilde yere atıyordum.

Hayır bu asla olmuyacaktı. Bu kolyeyi kırmayacaktım.

Bu kesitler yalandı, ben bu kadar yıkılmazdım. Bugün evimize geri dönüyordum. Mür'ü çok özlemiştim.
Evinle, vedalaştıktan sonra mür'le birlikte eve girdik.

"Bu...Bu kadın çok iyi yemek...Yemek yapıyor" mür'e kötü bir şekilde baktım.

"Terbiyesiz keçi! Ne biçim konuşuyorsun. O kadın dediğin evin'in annesi!" Mür beni hiç takmadan yukarı çıktı.

Bugün safiye hanımın yanına gidicektim. Hemen hazırlanıp çıktım.
Müjde hanım'ın benimle konuşması gereken bir konusu varmış.

"Evet, sizi dinliyorum."dedim.
Benimle ne konuşacaktı ki?

"Yani buna mucize mi denir bilmiyorum. Ama safiye hanımın durumu gidikçe iyi gidiyor. Eşi bugün dönüyor. Ona haber vereceğim."

Hayır o adam safiye hanımı haketmiyordu.

"Siz bilirsiniz, ama bence biraz bekleyin."
"Peki dediğin gibi olsun. Onu iyileştiren sensin."

Müjde hanımın odasından çıkıp direk safiye hanımın yanına geldim. Beni gördüğünde ayağa kalkıp sarıldı bana kokumu içine çekti.

"Bebeğim, gibi kokuyorsun. Kızım"
Kolarımı belline doladım.

"İstersen senin kızın olabilirim. Senin bir ailen var. Güçlü ol" dedim.

Gözlerimin içine bakıyordu.
"Ben onları çok kırdım..."
Sesi nasıl da pişman dolu geliyordu.

"Bak bu bizim doğamızda vardır. İstemeden sevdiklerimizi kırabiliriz. Bunun için üzüleceğine nasıl onaracağını düşün. Hâlâ geç değil"

Ellerimi tutup, öptü.
Bana minnetle bakıyordu.

"Kimsin bilmiyorum. Ama sayende kendimi biraz daha iyi hissediyorum. Bunun için teşekkür ederim."

Yaman için her şey yolluna girecekti. O mutlu olucaktı.

"Kızım, söylesene bir gecede her şey mahvolabilir mi? Ben zihinsel olarak iyi değildim. Az daha evimi çocuklarımı yakıyordum! Bebeğimi o halde görünce delirdim. Zerin onu boğdu. Ben sadece izledim. Bebeğimi kurtaramadım. Çığlık atmamla yaman geldi yanıma. Ben delirmiş bir şekilde gülüyordum." Bu olayı anlatırken ağlıyordu. Ben de onunla birlikte ağladım.

Ona nasıl moral verecektim. O zerini gebertecektim.

"Hayat bu, kendini hiç beklemediğin şeylerin içinde bulursun. Senin iki tane çocuğun var. Onların sana ihtiyacı var. O zeri'nin foyasını ortaya koyucam. Sende toparlanacaksın tamam mı" dedim.

"Ben bebeğimi kurtaramadım.
Sadece izledim. Bu çok acı bir şey.
Kendimi affedemiyorum. Onu kurtaramadım."

Kolumla sırtını sıvazladım.
"Ya diğer aileni de kaybetseydin.
Bak onlar yaşıyor. Ve kendini suçlamaktan vazgeç. Senin suçun değildi. Zerin, şimdi mutludur çünkü aileni dağıttı. Sen o gece orada olmasaydın. Asla bebeğinin katilini bilmiyecektin. Ya daha kötüsü olsaydı." Safiye hanım, ter kokuyordu. Hemen onu banyoya aldım. Banyo etmesine yardım ettim.
Saçlarına bol bol şampuan döküp köpürtüm. Ve duruladım.
Mis gibi kokuyordu.

Saçlarını güzel bir şekilde kurutma makinasıyla kuruttum.
Masajda yaptım.

"Kendimi çok rahatlamış hissediyorum." Masajımı bitirip ayağa kalktım.

"Sen şimdi güzelce uyu, benim biraz işim var sonra yine yanına gelirim." Deyip odadan çıktım. Emir yücelin şirketine geldim. Adam işkolik biriydi.
Uçaktan iner inmez şirkete gelmişti.

"Emir yücelin, odası nerede?"
Kız beni biraz süzdükten sonra konuştu.

"Dördüncü katta. Koridorun sağında olan oda." Teşekkür edip asansörle dördüncü kata çıktım.

Emir yücelin odasına pat diye girdim. Sekreteri hemen geldi.

"Emir bey, direk girdi." Bu adamdan niye bu kadar korkuyordu.
Emir yücel şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.

Odaya pat diye girmiştim.
Öyle bakması Normal yani!

"Evet, kimsin?" Sekreterini bir bakışıyla kovmuştu. Yamanın kime çektiği belli olmuştu.
Hemen cesaretimi toplayıp konuşmaya başladım.

"siz korkak birisiniz! savaşmaya gücünüz yok.
Aileniz dağılmış, haberiniz yok. kafanızı iş...iş diye Meşgül edeceğinize gidip çocuklarınızı ve ailenizi toplasaydınız. Daha iyi olmaz mıydı? Yazık
Çok güzel bir karınız var nerede peki? şimdi deliler hastahanesinde.
Onun, yanında olmalıydınız. o size iki tane çocuk verdi. Siz onunla yüzleşmekten korkuyorsunuz. Gidin ona destek olun. onu o cehennemden çıkarın" dedim.
Öfkeliydim hemde çok.
Karşımdaki adam bana şaşkın bir şekilde bakıyordu.
"Haklısın" Dedi ve derin bir nefes aldı.

"evet ben korkak biriyim. Peki sen söyle, ne kadar güzel olsada ya etrafındakilerini zehirliyorsa... zarar veriyorsa napardın? Kaç defa bize saldırdığından haberin var mı?"
Onun seside öfkeliydi.

Bende kendimden emin bir şekilde konuştum.
"Bundan emin olabilirsiniz. O bana muhtaçken onu iyleştirirdim.
İyi olması için, sizin gibi kaçmazdım"

Bana öfkeli bir şekilde baktı.
"sen kimsin! bak küçük hanım bu mesele seni hiç ilgilendirmez"
Dedi.

Bu mesele beni çok ilgilendiriyordu çünkü ben sizin karınızı iyleştirdim.

Emir yücel, öfkeli bir şekilde sandalyesinden kalktı.

"Hem söylesene sen karımın deliler hastahanesinde olduğunu nereden biliyorsun?"

Şimdi bu adama ne cevap verecektim.
"Ben sizin okulunuzda okuyorum. Gala kolejinde... okuduğum okulun sahibini babam çok araştırdı. Ve merak etmeyin, bu bilgi gizli kalacak."Dedim. Adam biraz düşündükten sonra konuştu.

"Resim yarışmasında birinci olan, ve marka ismini bulan kız. Nerrisa palla sensin değil mi?"

Adam cidden aptal değildi.

"Evet, benim"
Önündeki dosyasına göz atıktan sonra kapatı.

"Öncelikle kafam hep işte değil, ailem hakkında ne oluyorsa haberim var. Mesela tunçla yamanın senin barıştırdığını biliyorum. Ya da yamanla sevgili olduğunuzuda. Biliyorum. Onları barıştırmaya çok denedim ama olmadı. Yani o kadar da sorumsuz biri değilim."

Adam bana anlayışla baktı. Ben ise utancımdan yerin dibine girdim adama demediğimi bırkmadım.
Adamın bazı şeylerden haberi vardı. Ama daha önemli konuları bilmiyordu! Mesela karısının şuan iyi olduğunu ya da bebeğinin katilinin zerin olduğunu bilmiyordu.

Yeni bölümü nasıl buldun?
Gelicek bölümde... olaylı bir şey olabilir.

KAYIP İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin