KISA BİR ZİYARET

585 63 6
                                    

Acının merhameti var mıydı?
Bence yoktu. Eğer olsaydı bu kadar insan ve yaratıklar acı çekmezdi.
Karşımda duran binaya bakıyordum. Deli hastanesi, yamanın annesini ziyarete gelmiştim.

Ben geleceği gördüğüm de onu iyileştiriyordum.
Bugün, okul yoktu ve benim için uygun birgündü.
Yavaş adımlarla binaya girdim. Müdürün odasını gördüğümde kapıyı çaldım. "Gir"sesini duyunca içeriye girdim.

Karşımda: boyu kısa, saçları kük, olan bir kadın vardı. Bilgisiyardan kafasını kaldırdı.

"Buyurun"dedi. Sesi çok yorgun geliyordu. Bende çekingen adımlarla kadının, gösterdiği koltuğa geçtim ve kısık çıkan sesimle konuşmaya başladım.

"Ben, safiye yücel için gelmiştim."dediğimde bana şaşkın bir şekilde baktı.
"Neyi oluyorsunuz"dedi.

Hiçbir şeyi olmuyorum. sadece gelecekte onu iyileştiriyordum. ve bunun  için geldim.
Demeyi çok istesemde diyemedim.

"Ben gönülü olarak safiye yücele bakmak istiyorum." dediğimde Kadın, bana sert bir şekilde baktı.

"Hanımefendi! Burası özel bir hastahane. Sizin, ne maksatla safiye hanıma bakmak istediğinizi nereden bilmicem."dedi.
Bu sırada ellerini masada birleştirmişti.

Bende, sert bir şekilde bu müdür hanıma baktım.
Çok önyargılı konuşuyordu.
"Bakın müdür hanım! Benim adım nerrisa, ben amerikadan geldim. Maddi durumum gayet iyi. Yani safiye hanıma ne gibi bir zararım olabilir." Dediğimde bu kadın şaşırmıştı.

"Bakın burası özel bir kuruluş yeri kafama göre sizi içeriye alamam hele ki safiye hanımın yanına hiç"dediğinde sakin olmaya çalıştım.
Buraya bir görev için gelmiştim.
Belkide defa ağacı Bana onu koru demişti.
Bahsetiği kişi safiye hanım
Olabilirdi.

"Bakın ben yamanın arkadaşıyım. Yani okuldan... o kırılgan biri  kimseyle, konuşmuyor. kimseyi, umursamıyor. asabi, bir çocuk
bakın burada dağılan bir aile var.
O, aileyi toplamak istiyorum. Bir araya getirmek istiyorum. Yapboz parçaları gibi her yere dağılmışlar. Onları, birleştirmeme yardım edin. Evet bundan banane ama cidden kötü bir niyetim yok. Lütfen sadece belirli günlerde onu görmek istiyorum. Hasta bakıcısı gibi..." dedim.

"Bu imkansız... bak kızım, sen nereye geldiğinin farkında mısın? Yaptığın şey çok güzel ama hayır"dedi.

Gücümü, kullansam ne işe yarardı ki burada duygu önemliydi.
Pes etmeyen bir ifadeyle kendimden emin bir şekilde konuştum.

"Siz hiç annesiz kaldınız mı? Herkesin, mutlu bir yuvası vardır. Ama yaman gibi şansız insanlarda vardır.  Annenizin deli olduğunu düşünsenize yaşıyor ama aklı yerinde değil. Ne sarılabiliyor ne de kokluyabilir. Bakın: evlat kokusu, ne kadar başkaysa, anne kokusuda... evlat için başkadır."dedim.

Ama kadının suratında bir duygu bile belirlenmedi.
"Neden bu kadar çok bakmak istiyorsun?"dedi.

Benden şüpheleniyordu.
Bu devirde kim ücretsiz bir şekilde yardım ederdi ki o da haklıydı.

"Benim, için Her şey para değildir. Ona bakmak istiyorum. Çünkü: bir annenin yaralarını sarmak istiyorum. Bu benim hedefim. Yamanın mutlu olmasını istiyorum."dedim.

Kadın kesin manyak olduğumu düşünüyordu.
"Sana nasıl güvenebilirim. Safiye hanımın, yemeğine zehir katıp öldürmeyeceğin ne malum"dedi.

Anlaşılan Bu hastahane kafasına göre kişileri almıyordu.

Sakin ve güven veren bir sesle konuşmaya çalıştım.
"Kimliğim, adresim sizin olsun. Böyle bir şey asla yapmam. Kameradan izleyin, yemek yediği zaman o tatmadan ben yiyebilirim." sesim o kadar heycanlı çıkıyordu ki.

KAYIP İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin