SESSİZLİK

754 66 7
                                    

Boş duvar
Boş saat
Oturduğum yerde sadece bunlar vardı.

Kendim hep sessizliği sevmişimdir Ama bugün bu sessizlikten nefret ettim. Kaç saatir bu duvarın dibinde  oturduğumu bilmiyordum.
Öyle şaşkınca, etrafıma bakıyordum. Duvara sert bir şekilde vurdum.

Ağlamaklı sesim, Evde yankı yapıyordu.
"hayıırr, hayırr, Açın kapıyı!"

Vurdukça umutlarım da tükeniyordu. İçimde ufak bir umut vardı. Birisi gelmeme engel olucaktı Ama olmadı.

Ağzımdan bir hıçkırık kaçtı.
kendimi iyice duvara yasladım.

Bir umut yok, bir ışık yok. Bu dünyada yalnızsın. Herşey bitti ne sanıyordun bilgeler, sana bu cezayı şakasına mı verdi? Gerçek bunlar Nerrisa. Sen bu dünyaya mahkum edildin.

Beynimden geçenleri duymamak için ellerimle kulaklarımı kapatım.
"hayıır..hayır..sus"

Kaç, defa sayıkladım Bilmiyorum. Yorgunluktan, uyuya kalmışım. Uyandığımda saat sabahın dördüydü.
Sırtım heryerim tutulmuştu. Ayağa zorlanarak kalkıp, Lavaboya gittim.
Elimi yüzümü, yıkarken Aynadaki yansımama baktım.
"bu ben miydim?"

Dağılan saçlarıma elektrik çarpmış gibiydi. Hafifçe kendime güldüm.

Galiba deliriyordum.

Solgun yüzümün ölüden, bir farkı yoktu. Yüzüm felaketi, Gözlerim ağlamaktan, yorgunluktan şişmişti ve ağrıyordu. Yüzümü, havluyla kurutup Mutfağı aramaya başladım.
Mutfak, salonun içindeydi. Buzdolabını açıp, İçinden bir kutu süt çıkartım, Salondaki koltuklardan birine oturdum. Süttün pipetini, Kutunun içine koyup içmeye başladım.

Biz uzayistlere, sadece süt iyi gelir.

Süt içtikten sonra Kendimi daha iyi hissediyordum.
Bilgeler, bana bu cezayı vermiş olabilirler. Onlardan, uzak bir yer isteyen ben değil miydim? Kendine gel nerrisa! Elline, fırsat geçmiş gelip burada ağlıyorsun. Ömür boyu burada kalıcak değilsin. Sadece belirli bir zamana kadar.

Bu süt cidden bana iyi geldi.

Hafif bir neşeyle,
yeni evimi, gezmeye başladım. Evim, gayet güzeldi. Küçüktü, ama içini çok güzel dekore etmişlerdi.

Üç odası vardı, bir banyo ve lavabo. Mutfağı tam istediğim gibiydi.

Odam olduğunu düşündüğüm odaya girdim. Büyük bir dolap vardı. krem renginde, Dolabı sağa kaydırdığımda birsürü elbise gördüm.

Bilgelerin, beni bu kadar düşündüğünü bilmiyordum. Bilseydim kutsal kitabı assine, bırakmadan ben daha erken çalardım.

Yatak büyüktü, İki kişilikti.
Elbiseler askılıkta asılmıştı. Pantolonlar da üst üste düzenli bir şekilde dizilmişti.
Bu oda en büyük odaydı. Çalışma masasına baktığımda gideceğim okul için birsürü test kitapları alınmıştı. Dolaba baktığımda özenle asılmış bir kıyafet vardı.

Bu o özel kolejin kıyafeti olmalıydı.

Bunda bir terslik vardı. Bilgelerin cezası kötü olurdu. Bu kadar iyi olamazdı.

Zaten seni, ailenden uzak tutarak en büyük kötülüğü yapmadılar mı?

Beynim bu düşüncelerle doluydu. Uykum da vardı. Daha fazla düşünmemek için uyumaya karar verdim. Yatağıma girip Hemen uykuya daldım.

"Nerrisa, tatlım uyan"
Aydınlık bir yolda ilerliyordum,Yüzüm gülüyordu, Kimse umrumda değildi. Sadece parlayan o beyaz  kapıya odaklanmıştım. Üstümde beyaz bir elbise vardı. Saçlarım O parlayan kapı sayesinde parlıyordu. Ayakabılarıma bakarken eski bir babet giymiştim. Tam o kapıdan girecekken. Yine o sesi duydum."hayır, gitme Nerrisa Uyan!"
Bu sesi biliyordum. Samra, samra annemin sesiydi. Ama o ölmüştü.
"Uyannnn!"
Ne uyanmasından bahsediyordu.
Beynim, durmuştu. sadece o kapıdan girmek istiyordum.
"uyansanaaa!" dedi. O sert ve öfkeli sesiyle. Çaresiz görünüyordu. Elleriyle akan gözyaşlarını sildi .
"Nerrisa kızım ben sana böyle mi öğretim. Uyan hadi. Sakın..sakın buraya gelme Sen buraya ait değilsin." bağırıp."uyansanaaa!"dedi.

KAYIP İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin