Yoldan geçen biri şu an evin bahçesine baksa buradan hızla uzaklaşırdı. Çünkü hepimiz siyah kıyafetler giymiş, siyah gözlükler takmış, kazılmış toprağın üstünde duran küçük kutuya bakarak ağlıyorduk. Daha doğrusu, ben ağlıyordum.Yabancı filmleri aratmayacak bu cenaze sahnesine ek olarak yağmur yağması da klasiği tamamlıyordu.
" Rahmetliyi nasıl bilirdiniz? " Evren abinin sorduğu soru ile daha da ağlamaya başladım.
" Çok yerdi. " Saye yengem gözlüklerini çıkartıp gözlerini sildi ve geri taktı.
" Mekanı cennet olsun. " Herkes kutunun üzerine toprak atmaya başladığında bir süre sonra kutu toprağın altında kaybolmuştu. Artık aramızdan ayrılmıştı.
" Helva yemeğe gidiyorum gelen var mı? " Herkes helva yemeye gittiğinde Saye yengem ve ben kalmıştık bahçede. Yanına gidip oturdum.
" Çok seviyordun değil mi? " Yengem başını sallayıp düz bir şekilde önüne bakmaya devam etti.
" Emre'nin bana aldığı ilk hediyeydi. Çocuğum ölmüş gibi hissediyorum. " Omzunu destek verircesine sıkıp yanından kalktım.
İçeri girecekken az önce kapattığımız mezarın üzerine koyulmuş tahtaya baktım.
Kaplumbağa Rüştü RIP
Burukça gülümseyip içeride helva yiyen topluluğa baktım. Az önceki atmosferden eser yoktu. Zil çaldığında Ada'nın geldiğini varsayarak kapıya yürüdüm.
Bir haftaya yakın bir süredir Yalın ile anonimden konuşmuyordum. Ela olarak da konuştuğum söylenemez gerçi.
Kapıyı açtığımda sadece Ada'yı değil Kerim'i de gördüğümde şaşırmıştım. Tek geleceğini zannediyordum oysa ki.
" Beni gördüğüne sevinmedin sanırım. İstersen gideyim? " Hemen başımı iki yana sallayıp içeri davet ettim.
" Şaşırdım sadece saçmalama. " İkisi de içeri girdi ve etrafa şöyle bir baktılar. Ada böyle absürt durumlara alışık olsa da Kerim değildi ve muhtemelen neden herkesin siyah kıyafetler içinde oturmuş ağlayarak helva yediğini sorguluyordu.
" Fazla sorgulama mantıklı bir açıklama bulamazsın. " Ada onu kolundan tutup ezbere bildiği odama çıkarmaya başladığında ben de mutfaktan bir kaç atıştırmalığı tabaklara koyup onları takip ettim.
" Kanka ben Ela'ya gideceğim dedim tutturdu ben de geleceğim diye. " Kerim Ada'ya dil çıkartıp bana döndü.
" Seninle Yalın hakkında konuşmam gerek. " Telaşla Ada'ya döndüğümde nasıl sırrımı ona söyleyebildiğini sorguluyordum.
" Bakma bana öyle. Ben söylemedim kendi anlamış. " Omuzlarımı düşürüp Kerim'e döndüm. En azından Ada söylemediği için rahatlamıştım.
" Ne konuşacaksın ki? Bir haftadır konuşmuyoruz işte. " Kerim, önlerine koyduğum tabaktan bir kraker attı ağzına ve konuşmaya başladı.
" Yalın iti Cemre'den ayrılmış. " Onu dinlerken emdiğim jelibon bunu söylemesiyle boğazıma kaçtığında öksürmeye başladım. Sanırım ölüyorum. Beyaz ışık?
" Aha kız gidiyor. " Kerim yanıma gelip sırtıma bir kaç kez vurduğunda derin bir nefes aldım.
" Yalın'ı sana yapalım diye geldik seni kaybediyorduk anasını satayım. " Duyduğum sözlerle yeni bir öksürük krizine girdiğimde ikisi de bana baygınca bakıyordu. Kardeşim heyacanlanıyorum neden anlamıyorsunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Y.K | Texting
Short StorySERİNİN İKİNCİ KİTABIDIR!!! -TAMAMLANDI- Ela: Şşt şekerim benim! Ela: Seni kırtlarım yerim! Ela: Of of yarim yarim! Ela: Dayanamam yandım bittim!! Mey || Texting kitabının devam kitabıdır. Onu okumadan gelmeniz tavsiye edilmez!! * 05.11.18 tarihin...