" Tam olarak dört saat oldu. " Telefonundan saate bakan Kerim'in sözlerini umursamadan elbiselerin arasında gezinmeye devam ettik." Burada yatıya kalacağız herhalde. " Yalın da ona katıldığında elimdeki elbise ile onlara döndüm.
" Sizin ne işiniz var bizim ayağımızın altında? Gidip kendinize takım elbise falan baksanıza. "
Ada beni onaylayan mırıltılar çıkarıp elbiselere biraz daha dikkat kesildiğinde Yalın ellerini yanaklarıma koydu.
" Sonra siz mikroskopla bile gözükmeyecek kısalıkta elbiseler alın değil mi? Yemezler. " Yanaklarımı ondan çekip dil çıkardım ve elimdeki elbiseyi beğenmediğime kanaat getirip yerine koydum.
Bugün mezuniyetimiz vardı. Evet alkış.
" Tamam çok kısa almayacağız. Şimdi kaybolun. " Ada on dakika boyunca ikisini kovmaya çalışmış ve sonunda başarmıştı. Şimdi sadece ikimiz kalmıştık kocaman mağazada.
" Bak kardeşim, bu mağaza son şansımız. Sabahtan beri gidilmedik yer bırakmadık. " Ona katılıyordum. Bu son şansımızdı.
" Bu yüzden dağılıyoruz ve her beğendiğimiz elbiseyi toplayıp kabinlerin önünde buluşuyoruz. " Kabul ettiğimde o sol ben sağa doğru gitmiştik.
Önümde duran açık kırmızı elbiseye bakıp yüzümü ekşittim. Ve başka elbiseye geçtim. On dakika içinde elimde ona yakın elbise ile kabinin oraya doğru yürümeye başladım. Ağırlık yapıyordu vicdansız elbiseler.
" Kardeşim mağazayı getirseydin. " Ada'nın elindeki kıyafet yığını gözlerimi devirmemi sağlamıştı ama o hiç buralı olmadı ve kolumdan tutup kendini ve beni aynı kabine soktu.
" Giyin. " Elimi alnıma vurup ilk elbiseyi giydim. Yüzünün aldığı şekilden beğenmediği belli oluyordu.
Bir saat.
Tam tamına bir saat o havasız kabinde kalmış ve bir sürü elbise denemiştik. Ama sonu güzel bitmişti çünkü elbiseleri bulmuştuk.
" Bizimkiler ne halt yiyorlar acaba? " Ada'ya dönmeden sorduğum soruyla güldüm. Umarım takım elbise alabilmişlerdir.
" Karşımızdalar. " Dediği ile karşıma bakmam bir olmuş ve bize bakan iki salak insanı görebilmiştim. Cidden salaklardı. Tatlı salaklar.
" Şimdi ne yapıyoruz? " Kerim önden biz arkadan yürümeye başladığımızda ben yanıtladım onu.
" Daha fazla gezmek istemiyorum. Bence evlere dağılıp yarın için dinlenelim. "
" Aynı fikirdeyim. " Yalın da bana katıldığında ona dönüp öpücük attım ve o da yanıma gelip kolunu omzuma attı.
" Tamam öyleyse. "
Yol boyunca salak saçma muhabbet etmiş ve sonunda bir taksi bulup eve geçmiştik. Şimdi ise yengem ile karşılıklı oturmuş kahve içiyordum.
" Anne olmak çok zor. " Kahvemden bir yudum daha alıp ona dinlemeye başladım.
" Sen besleyip büyütüyorsun o başka adamla evleniyor. Yok ben evlendirmem. " Yandan bir gülüş gönderdim ona. Ah be yenge, sence senin kızın yerinde durur mu?
" Evlendirmeyi bırak dışarı bile çıkarmayacağım. Ela'dan dersimi aldım. " Emre abiye dönüp ben sana ne yaptım adlı bakışımı attım.
" Çocuğu bana düşman yapacaksınız. Büyüğünde kuzenime hiç karışmamışsınız bana neden karışıyorsunuz derse ne diyeceksiniz? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Y.K | Texting
Short StorySERİNİN İKİNCİ KİTABIDIR!!! -TAMAMLANDI- Ela: Şşt şekerim benim! Ela: Seni kırtlarım yerim! Ela: Of of yarim yarim! Ela: Dayanamam yandım bittim!! Mey || Texting kitabının devam kitabıdır. Onu okumadan gelmeniz tavsiye edilmez!! * 05.11.18 tarihin...