7- Rüyaların içinde saklanan canavarlar

306 39 28
                                    


-Önceki bölümden küçük bir hatırlatma-

"Neden peşimdesin?" diye sorduğunda soğuktan akan burnunu çeken küçük çocuk cebinden çıkardığı hapları kendisine uzattığında kaşları çatıldı.

"Bana verdiğin paranın karşılığı bu abi" diyen çocuğa, "istemez" dese de çocuk; "ama o zaman büyük abi döver beni. Sen al ama içme abi, benden çıksın" diyen çocuğun elinde ki hapları aldı Roy.

Bir plana ve oldukça yüklü paraya ihtiyacı vardı ve şimdi plan kendi isteğiyle kucağına düşmüştü sanki... Gülümsedi genç adam.

"Aç mısın?" diye sorduğun çocuğun çekingen bir şekilde başını eğmesi ile gülümsemesi genişledi. Elini çocuğun omzuna attı.

"Hadi gel karınını doyuralım, ondan sonra da biraz oyun oynarız..."

————

7.Bölüm - Rüyaların içinde saklanan canavarlar...


Karanlık bir ormanın içinde kalakalmıştı ve ne yapacağını bilmiyordu. Neden buradaydı? Buraya nasıl gelmişti?

Etrafını incelemek için olduğu yerde dönmeye başladığında arkasında ki yaprak çıtırdamaları ile yutkundu. Kendisini savunmak için bir şey yapmalıydı ama yapamadı, çünkü hala şaşkındı ve üzerinde ki bu sersemliği atamamıştı bir türlü. Arkasına döndüğünde karşılaşmayı beklediği hayal gücünü zorlayan herhangi bir canavar olabilirdi ama değildi... Arkasında ki küçük çocuk ile göz göze geldiği o an gülümsedi çocuk.

Yaşlı gözleri ve kanlı tişörtüne rağmen kendisini gördüğüne sevinmiş gibiydi. Başı belada mıydı?

Elbette ki beladaydı! Hangi çocuk böyle bir ormandan da gezmek isterdi ki, üstelik üzerinde ki kanda neyin nesiydi? Kahraman sayılmazdı belki ama yardım etmeliydi, netice de çocuklar masumdu...

"İyi misin ufaklık?" diye sorduğunda küçük çocuk omzunu silkti. Çocuğu korkutmamak için yaklaşmadı ama yine de vücudunu çocuğa tamamen çevirmişti.

"Ailen nerde?" diye sorduğunda küçük çocuğun kaşları çatıldı, kayıp mı olmuştu?

Bir süre sonra konuşmayacağını düşündüğü çocuk ile ne yapacağını düşünürken ofladı çocuk.

"Senin ve benim ailem yok. Ben senin tek ailenim" dediğinde kaşları çatıldı genç adamın.

"Bu da ne demek?" diye sorduğunda ses tonu istemsizce sertleşmişti ama küçük çocuk bundan korkmuş gibi durmuyordu.

Çocuk; "Sen bensin demek" dediğinde yutkundu genç adam. Çocuğun gözlerine dikkatle baktığında yumruklarını sıktı. Çocukken kendisine hiç aynada bakma fırsatı olmadığından, çocukluğunun neye benzediğini bilmiyordu genç adam, ama bir kez yansımasını görmüştü ve çocuğun dediği gibi benziyorlardı. Nasıl bir oyunun içindeydi böyle? Bu olamazdı değil mi? Gerçek olamazdı...

Çocuğa bir adım yaklaşmak istediğinde çocuğun etrafında kendiliğinden oluşan daire ile durmak zorunda kaldı. Mavi-yeşil şeffaf bir kalkandı sanki bu. Bir daire şeklindeydi ve küçük çocuğu korumak ister gibi içine almıştı.

Düşüncelerini duymuş gibi; "Kendimi koruyorum" diyen çocuğa "beni benden mi koruyorsun?" diye sordu alayla.

Çocuk ise hüzünle gülümsedi.

DENEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin