Gif; Roy ve Jane'in karşı kaşıya geldiği sahne olarak hayal edin. Roy resmen "sanane!" diyor ama bizim kız da geri kalır mı? Jane korkusuz bir kız. Diklenir elbet.
Aralarında neler oldu merak ediyorsanız İYİ OKUMALAR!!!
------
Güvenli ev olarak bilinen, saklandıkları evlerden birisine gelmişlerdi. Roy dediğini yapmak yerine sadece oturuyordu... Oysa Jane ve Eric onun kızın peşinden gideceğine emindi. Ama ne olmuştu? Roy; kahve içmiş, kedisiyle oynamış ve sessizleşmişti. Sanki olduğundan daha fazla sessizleşebilirmiş gibi...
Fakat herkesin bir sınırı vardı. Daha fazla dayanamayarak; "Kızı görmem gerek dedin, ama kızın evine gitmedik" diyen Jane'di.
Eric genç kıza 'ne oluyor?' diye baktığında, Jane genç adama aldırmadan sinirle ayağa kalkıp Roy'un karşısına geçti.
"Sana diyorum! Neden kızın evine gitmedik!" diye bağırdığında, sinirle koltuktan fırlayan genç adam "çünkü evde değil!" diye bağırdı genç kızın suratına.
Aslında bildiği cevabı alan genç kız sinirle güldü.
Bu sefer "Ne demek bu?" diye soran Eric'ti. Jane'i kolundan çekerek arkasına almıştı, çünkü biliyordu ki bu iki genci kendi haline bırakırsa ortalık oldukça karışacaktı. Ama şimdi Roy'un karşısında kendisi vardı...
"Ne demekse, o demek!" diyen Roy'a; "biz senden emir alan aptal bir insan değiliz Roy" dedi sinirle kim olduklarını hatırlatarak.
Yüzüne soğuk bir gülümseme konduran Roy, "ama bu planın içinde de yoksunuz" dediğinde Jane'in gözleri dolmuştu.
"Biliyordum" dedi mırıldanarak. Eric'in arkasından çıkmaya çalışarak; "Bir şeyler yaptığını, sakladığını biliyordum!" Diye bağırdığında Roy onun aksine sakinleşmişti.
"Ne olmuş?" dedi Roy kendisini savunarak. Bunu Jane'i daha da sinirlendirmek için yaptığının hepsi farkındaydı ama genç kız kendisine dur diyemiyordu! Çileden çıkmıştı bir kere. O kız yüzünden çıkamayacakları bir işe girdiklerini biliyordu. Emindi artık buna.
"Zaten kızı başından beri öldürmek için can atan sen değil miydin?" diye soran Roy'a; "öldü mü peki?" diye diklendi Jane.
"Hayır" diyen genç adama "ne oldu o zaman?" diye sorduğunda, sinirle oflayarak elini saçlarının arasına geçiren genç adam koltuğa oturdu.
Roy kötü bir şey yapmıştı... Eric ve Jane'e anlatmaya çekineceği kadar korkunç bir şey... İşte genç kızın korktuğu da tam olarak buydu. Kimseyi öldürmek için can attığı yoktu ama doğru olanın bu olduğunu bildiği için istemişti ölmesini Skye'ın. Şimdi Roy karşılarında böyle otururken ne yapacağını bilmiyordu. Her zaman yanında olacağını söz verdiği bu adamın kendisinden geçmesinden ve tamamen bir canavar olmasından korkuyordu...
****
Gözlerini açmadan önce aldığı nefes için lanet etti kendisine Skye. 4.Gündeydi. Herhalde... Zaman kavramını takip edeceği bir şey yoktu. Ne saat, ne de gün ışığı... Yapay ve hiç sönmeyen ışıkların altında yaşamaya çalışıyordu. Belki bu da başka bir işkence yöntemiydi...
O lanet adam bugün de gelip kendisini taviz edecek miydi? Ah ölüm, neden gelmiyordu ki ona bir türlü? Kapının açılma sesini duyduğunda istemsizce bir ürperti geçti vücudundan. Duyulmayacak kadar hafif de olsa hissettiği adımlar kendisine yaklaşırken gözlerini açmaya bile korkuyordu. Fakat gelen kişi beklendiği kişi değildi.
"Skye?" dedi White'a ait sıcak ve sevecen olan ses.
Genç kızın gözleri otomatikman sinirle açtıldığında, karşısında ki adamdan daha çok içinde olduğu odaya bakmak zorunda hissetti kendini. O odada değildi artık. Şimdi, daha çok hastane ortamını andıran bir yerdeydi. Gözü ellerine düştüğünde iki elininde yatağın yanından kelepçelendiğini fark etti. İki kolundan da farklı renklerde serum vardı... Salak değildi. Konunun sadece Roy olmadığını anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
FantasyO gözünü bambaşka bir dünyaya açmak zorunda kalan bir çocuktu. Anne sevgisini bırak sevginin ne olduğunu dahi bilmiyordu... Kolundan giren sivri ve kalın iğnelerin verdiği acı ile büyüyordu günden güne. Deney onun insanlığına yapılıyordu... Minik bi...