Evde kalmak hiç de beklediğim gibi olmadı... Hocalar resmen bunlar nefes almadan ödev yapsın demişler gibi... Ödev yapmaktan ziyan oldum çocuklaaar!
Neyse, kendime kalan minicik zamanda yeni bölümü yazdım.
3984 kelime! Buna da az demeyiz değil miiii?!!!
İyi okumalar.
—
Skye hala hissettiği tedirginliği yenememişti.
"Burada ne işin var ?" diye sorduğunda, ses tonunda ki gerginlik neredeyse gözle görülür haldeydi.
Genç adam ona yamuk bir gülümseme bahşederek; "korkma" dediğinde, içeri bir adım daha attı. Her zamankinin aksine yamuk bir adımdı bu. Skye'ın daha önce hiç görmediği bir zayıflıktı.
Genç kızın kaşları çatılırken; "sen içtin mi?" diye sorduğunda, doğru bir tahminde bulunmuştu.
"Biraz" dedi Dimitri yüzünde eksik olmayan gülümsemesiyle. "Ama hala sarhoş olamadım" diyerek ekledi. "Yani korkmana gerek yok."
"Korkmadım" dedi Skye yalan söyleyerek.
"Ya ne demezsin" dedi Dimitri alayla. Genç kızın korktuğuna adı kadar emindi. Bunu anlamak içn suratına bakıp, durum değerlendirmesi yapmasına bile gerek yoktu.
Skye, her ne kadar Dimitri'nin üzerine gitmek istemesede kaşlarını çatmıştı.
"Buraya benimle dalga geçmeye mi geldin?" diye sorduğunda, omzunu silkti ve derin bir iç çekti genç adam.
"Buraya neden geldiğimi bilmiyorum Skye. Ama emin ol amacım kesinlikle dalga geçmek değil" dediğinde, genç kız bakışlarını kaçırdı. Eğer genç adam buraya o aptal yakınlaşma için geldiyse ne diyeceğini, ne yapacağını bilmiyordu... İşte o an, yerde kırışık bir şekilde duran tişörtüne bakakaldı. O içinden küfür ederken, Dimitri genç kızın nereye baktığını görünce gülümsedi ve tişörte ilerledi. Dimitri'nin yerden alıp yanına getirdiği tişörtü aldığında utanmıştı.
"Giysene" diyerek buyuran genç adamın gözlerinin bir an olsun gözlerinden ayrılmamasıyla, derin bir iç çekti ve tişörtü hızla kafasından geçirdi. En azından bugün olanlar yüzünden genç adamın daha fazlası için üzerine gitmeyeceğini anladı. Eğer öyle olsaydı Dimitri'nin gözleri başka yerlerde olurdu...
Dimitri içerlemiş gibi; "sana zarar vermem. O anlamda asla." Dediğinde, yutkundu genç kız. Düşüncelerini bu kadar belli etmesi hoş değildi, ya da Dimitrinin onu bu kadar kolay okuması...
Ama sonra bazı şeylerin artık canına tak ettiğini fark etti. Mesela Dimitri kendisine alınma hakkını nerden buluyordu ki? Bugün, herşey yeterince berbat olmuşken şimdi burda Dimitriyle arkadaşçılık oynamak istemiyordu.
Kendisi burda sıkışıp kalan bir mahkumdu ve Dimitri her ne kadar öyle gibi davransada onun arkadaşı değildi. Gardiyanıydı.
"Bunu söylemeniz işe yarar mı?" Diye sordu Dimitriye çıkışarak. Genç adam onu anlamak için kaşlarını çattığında devam etti.
"Başıma gelen onca şeyden sonra sana güvenmediğim için bana gücenebilir misin gerçekten Dimitri?" diye sorduğunda, Dimitri genç kızın ses tonunda sinir ve alayı ilk kez tatmıştı.
Kaşları biraz daha çatıldı ama biraz sonra tembel gülümsemeyle; "benimle de tıpkı onunla olduğun gibi konuştun" dediğinde genç kız şaşırdı. Beklediği tepki bu değildi. Kendisini biraz olsun bile dinlememiş miydi?! Kafası karışmıştı.
"Ne- Ne demek istiyorsun?"
"Gerçek senle ilk kez konuştuğumu söyledim yalan mı?" Diye sorduğunda, "sarhoş olmadığına emin misin?" Diyerek sorusuna soruyla cevap veren kızın huysuzluğuna gülümsedi genç adam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
FantasyO gözünü bambaşka bir dünyaya açmak zorunda kalan bir çocuktu. Anne sevgisini bırak sevginin ne olduğunu dahi bilmiyordu... Kolundan giren sivri ve kalın iğnelerin verdiği acı ile büyüyordu günden güne. Deney onun insanlığına yapılıyordu... Minik bi...