20-Panik atak

188 24 25
                                    

Keyifli okumalar...

Umarım seveceğiniz bir bölüm olur. 

*****

Günleri saymayı bıraktı...

Buradaydı, çünkü babası onu bir canavara çevirmişti. Yıllarca özlemiyle yanıp tutuştuğu adam onu hiç tanımadığı biri uğruna yakıp küle çevirmişti. Kimdi ki Roy? Babası onu neden bu kadar çok sevmişti? Kendisinden, kendi kızından bile üstün tutmuştu! Öfkeliydi Skye. Artık bir yatağa bağlı kalmak zorunda değildi fakat kutu gibi bir odanın içide ona sunulan özgürlük çıldırmasına neden olacaktı! Yalancı bir özgülüğe minnet etmek istemese de artık White'ın dikine gitmiyordu. Gidemiyordu. İçten içe yeniden bağlanmaktan korkuyordu-tıpkı bir hayvan gibi... Ya da bir canavar... Bunlardan hiç biri değildi oysa Skye. Buna emindi. Kendisinden emindi. Babası ona ne yaparsa yapsın o yalnızca Skye olarak kalacaktı.

Odasının kapısı açıldığında, panikle nefesini tuttu. Dimitriyi görmeyeli uzun bir süre olmuştu ama yinede kapı her açıldığında o genç adamı görmekten deli gibi korkuyordu. Evet, korkusu acı ya da ilaçlar değildi. Tacizdi. Çünkü fiziksel acı geçiyordu ama Dimitri de tıpkı Brandon gibi ruhuna zarar vermişti... O hiç geçmiyordu.

İçeri giren beklenilenin aksine küt saçlı sarışın bir kadındı. Rahatça nefesini veren genç kız yatağına oturdu ve elinde ki tepsi ile kendisine yaklaşan kadını izledi. Oldukça gençti. Kendisinin burada zorla tutulduğunu biliyor muydu? Buna nasıl göz yumuyordu!

"İlaç saatiniz geldi." Diyen kadının kibarlığına gözlerini devirdi.

"Esirlerle kibar konuşmak zorunda değilsin ki" diye alayla söylendiğinde, kadının gözlerini kaçırmasına aldırmadan tepside ki ilaçları avucuna aldı.

Biraz önce ki çekingenliğinden eser kalmayan kadın gözlerini dikmiş kendisine bakerken; "aldım işte ilacı" dedi huysuzca.

"Gitsene!"

"İçtiğinizi görmem gerek" dedi kadın yine aynı kibarlıkta. Tıpkı bir robot gibiydi. Sanki Skye ona küfür dahi etse aynı kalacaktı. Fakat bu kibarlık değildi. Umursamamaydı. Kim evcil hayvanının gerçekte ne düşündüğünü umursuyordu ki? Onları besliyor, ihtiyaçlarını gideriyor ve yaşatıyorduk... Tıpkı onların Skye'a yaptıkları gibi...

Oldum olası kusmaktan nefret ederdi Skye ama burda bu odanın içinde buna alışmıştı. Yalancı bir gülümseme kondurdu dudaklarına.

"İçtiğimde gidecek misin?" diye sordu.

Kadın hevesle başını salladığında onunda burada kalmaktan hoşnut olmadığı belliydi.

İçti genç kız. İki büyük hapı yüzünü buruşturmadan geçirdi boğazından. Minik bir hap için bile annesine nazlanan Skye, her ne kadar değişmeyeceğim dese de oldukça değişmişti...

Kapıdan çıkmadan önce "kusma" dedi kadın.

Skye, kaşlarını kaldırıp kadına sorgulayıcı bir bakış attığında; "ameliyat oldukça zordu, bu haplar sana yardımcı olmak için" dediğinde sinirle kasıldı Skye. Dolan gözlerini kadından çekerek ellerine indirdiğinde, kapının kapanma sesi kulaklarında yankılandı.

Sahi ameliyat olmuştu. Ne olduğunu bilmediği bir ameliyat...Hatta uyandığında kendisini o kadar normal hissetmişti ki, ameliyat edilip edilmediği hakkında en ufak fikri dahi yoktu. Vücudunda herhangi bir ize ya da ağrıya rastlamadı. Bazen kandırıldığını düşünüyordu... Fakat sonrasında doktorların kendisine ne kadar hassas davrandığını düşünüyor ve kafası iyice karışıyordu...

DENEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin