Selam!
Biliyorum uzun zaman oldu ama ödev teslimlerim vardı. (iğrenç)
Bölümlerin okunması azalmış yine yahu ama o bile oy ile eş değerde değil hala. 60 kişi okuyorsa 20 kişi oy veriyor. Neden???? Az bir kitleyiz burda. Sevdiğiniz bir hikayeyi okurken destek verseniz ne olur sanki anlamıyorum...
35.BÖLÜM +30 oy.
iyi okumalar.
------
Dizlerinin üzerindeydi ve ona bakıyordu...
Genç adam gözlerini kapattığında Skye'ında zihni kapanmıştı adeta. En son hatırladığı ona bakan gözlerdi. Başka bir şey göremiyor. Görmek istemiyordu. Donmuştu sanki. Zaman durmuştu... Nasıl devam edecekti? Zaman yeniden mi başlayacaktı? Olmazdı ki, bu imkansızdı.
Sessizlik onu boğmaya başladı. Hissettiği şeyin tarifi yoktu. Olabileceğini sanmıyordu da.
Etrafında konuşan insanları duyuyor ama sessizdi zihninin içi. Bomboştu adeta. Ruhuda... Bedenide... İşte bu sessizlikti onu boğan. Kendi dünyası karanlığa bürünmüştü. Ölen Roy'du ama kendiside onunla birlikte yok olmuştu sanki... O zaman neden o nefes alıyordu?! Almasaydı ya! Bu hissi hissetmek yerine ölseydi ya!
Oysa; hayatının içine eden adam artık yoktu. Onu sevmediğini defalarca söylediği adam ölmüştü! Yaşadığı bu esaretten de kurtulmuştu, daha ne istiyecekti ki? Artık gidebilirdi. Annesine sarılır ve okula başlardı. Yeni kitaplar alır ve birileriyle tanışır... Bir anda attığı çığlık ile yer titredi.
Ellerini saçlarına geçirerek dizlerinin üzerinde yatan adama baktı. O ÖLMÜŞTÜ!
Skye'ı bu his ile bırakıp gitmişti!
Gözleri kapandı. Nefes almak istiyor ama yapamıyordu! Zihninde tek bir ses vardı o da sürekli Roy'un öldüğünü bağırıyordu. Kalbi acıyla kavrulurken, ona ait olup olmadığı belli olmayan korkunç bir ses daha çıktı boğazından. Kendisine engel olamıyordu. Duramıyor. Susamıyordu. Hem yeterince susmamış mıydı? Artık herşey yok olsun istiyordu! Herşey!
Kendisine seslenerek onu omuzlarından tutan her kimse hırçınlıkla omuzlarını silkti ama onu tutan ellerden kurtulamadı. Eller sıkılaştığında, Eric, kucağında yatan Roy'u almak için hareket etti. İşte tam o anda tam anlamıyla delirdi. Aklını kaybetmişti. Bebeği çalınan bir anne gibi öyle büyük bir feryat etti ki; dizlerinin altında duran toprak bu kez titremek yerine yarılmaya başladı. Gözlerinden akan yaşlar Roy'un yüzüne damlarken omzunu sıkan elleri bir kez daha itti. Ama olmadı. Başaramadı.
Ensesinde hissettiği sert bir darbe ile bağırmaya fırsatı bile olmadı. Başı Roy'un yanına düşsün isterdi ama geriye savruldu.
Gözleri kapanırken kalbi kahrolmuştu...
-
Herkes olanlar karşısında adeta dumur olmuştu. Skye güçlüydü ve bu gücü hissetmek Bob ve diğerlerinin irkilmesine neden olmuştu. Kimse bunu beklemiyordu! Bu onlar için bile olağanüstüydü. Yani bir insanın bunları yapabilmesi? Hadi ama...
X; "dostum ne şovdu ama" diye mırıldandığında, Bob başını sallayarak onayladı. Ne diyeceğini bilemiyordu. Kaçmaları gerekiyordu ama olayları sindirmek ve bu konunun üzerinde konuşmak istiyordu! Eğer kız bayılmasaydı ne kadar ileri gidebileceğini görmek istemişti... Kim doğayı kontrol edebilirdi ki? Bu özellik kimseye sonradan verilemezdi! Özellikle de bir ilaçla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEY
FantasyO gözünü bambaşka bir dünyaya açmak zorunda kalan bir çocuktu. Anne sevgisini bırak sevginin ne olduğunu dahi bilmiyordu... Kolundan giren sivri ve kalın iğnelerin verdiği acı ile büyüyordu günden güne. Deney onun insanlığına yapılıyordu... Minik bi...