27- İçeride

147 20 6
                                    

Bir şey olmaz demeyin, evde kalın ve kendinize çok çok çok dikkat edin. Test çözün, müzik dinleyin, kitap okuyun ama biraz arkadaşlarınızdan ve sosyal hayatınızdan uzaklaşın. Sosyal çevre sizin hayatınız değil, hayatınızdan daha önemli asla ama asla değil.

Uzaktan uzaktan öpüyorum hepinizi... 

Sağlıkla kalın.

------

Sedyeye yatırılmış ve ameliyathaneye götürülmüştü. Küçükken ölmeyi tercih edeceği o yere şimdi giderken sesi bile çıkmamıştı. İşte hayat bu kadar garip bir değişkenliğe sahipti.

Hem bu sefer merak vardı içinde. O yere yeniden gidiyor olmak tuhaf bir şekilde içini gıdıklamıştı...

Ne beklemişti bilmiyordu ama içerisi soğuktu ve tedirgin edici bir şekilde soluk renklerden oluşuyordu. Bu alanda renkler yoktu. Hepsinin canı alınmıştı... Yutkundu. Ölüm kokan bu yerin can kurtaracak olması ilginçti. Kim bilir kaç çocuk daha gelmişti bu iğrenç yere. Kaç kişinin renkleri sökülmüştü? Kaç kişi artık onun gibi siyah beyaz bakıyordu -daha çok siyah- bakıyordu dünyaya?

O an anladı içeride olduğunu Roy. İçine yerleşen tedirginlik ile gözlerini açık tutmaya çalıştı. Yıllarca bu lanet yerde acı çeken çocuk uyanmıştı içinde. Korkuyordu. Ya diyordu ya bir ihtimal yeniden deneylerin aptal bir kurbanı olursam. Genç adam sinirle yumruklarını sıktı. Çocuğun susması gerekiyordu. Roy artık o çocuk değildi olmayacaktı da!

Gözleri yorgunluktan kapanmak istese de o etrafını incelemek istiyordu. Etrafında ki hiç konuşmadan öylece bekleyen insanlara güvenmiyordu. Hepsi birer kanlı baykuş gibi uyumasını bekliyordu sanki... Kaşları çatılırken yattığı yerde zor da olsa biraz doğruldu. Uyumayacaktı! Kendinden geçmeyecekti! Bu onun gücünü gösteriyor ve aynı zamanda kendisine bakan insanlara göz dağı veriyordu. O yıkılmazdı. Artık değil.

Çocukken asla ayık kalamadığı o acıların başladığı yer bu ameliyathane miydi merak ediyordu ama elbette ki bunu sormayacaktı...

-

Çalıştıkları laboratuardan hızla çıkıp, o andan beri panikle hareket eden kadını izleyen Tom birşeyler demek istiyor ama tam olarak ne diyeceğini bilmediğinden susuyordu. Anne'yi ilk kez böyle görüyordu.

"Sen yap" dedi genç kadın giydiği önlüğü sıkıca bağlarken.

Genç adam cevap olarak başını sallayarak ameliyathaneden içeri girdiğinde, Anne de biraz sonra -derin bir nefes aldıktan hemen sonra- genç adamın peşinden girdi.

"Buradan sonrasını biz alırız" diyen Tom ile hemşireler odadan çıkarken, Roy gelen iki genç doktora bakmıştı.

Tom korkmanın zamanını olmadığını bilse de sedyede kendilerine sinirle bakan adama yaklaşırken içten içe paniklemişti. Belkide Dimitrinin saldırısından sonra pozitif düşünmeyi bırakmıştı. Onlarla asla normal bir iletişime sahip olmacaktı... O yüzden de zorlamamalıydı.

Eline aldığı makas ile Roy'un yanına gelerek, hala nasıl ayık olduğuna şaşırsa da belli etmemeye çalıştı.

"Üzerindeki tişörtü keseceğim ve yarana bakacağım" dediğinde bildirimden çok izin istiyordu.

Roy'un bakışları biraz üzeride kaldıktan sonra; "Doktor sensin" demesi ile rahatladı. İzni alan Tom hızla tişörtü kestiğinde, gördüğü yara ile kaşları çatılmıştı.

"Onu vurmuşlar" dedi kendilerini köşeden izleyen kadına bakarak.

Anne yutkunduğunda, Roy; "düşüp yaralanacak halim yok ya" diyerek alayla sırttığında, Tom kendisine şaşkınlıkla baktı.

DENEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin