altı

673 59 3
                                    

Üzerimdeki okul gömleğini çekiştirerek homurdandım. Yanından geçerken bir kız üzerime bütün yemeğini döktüğü ve yanımda yedek kıyafetim olmadığı için üzerimdeki kirli tişörtle kalmıştım. Ayrıca kızla da ufak bir sürtüşme yaşamıştım, üzerime bütün yemeği yanlışlıkla değil bilerek dökmüştü çünkü.

Koridorda yürürken dönüp bakanlar olmuştu ancak umursamamıştım çünkü yanımdan üzerindeki beyaz gömleği yemek dolu birisi geçseydi ben de bakardım. Biraz sonra karşıdan bana doğru gelen Akın beni gördüğünde kaşlarını çattı.

"Bu halin ne senin?"

"Kızın birisi üzerime döktü bütün yemeğini," diyerek eteğimin ucuna baktım. Sanki ufak bir iz var gibiydi. Sanırım eteğime de gelmişti.

"Yedek kıyafetin yok mu yanında? Böyle duramazsın sen."

"Kıyafet yok yanımda, eve döneceğim."

"Böyle de gidemezsin ki sen," diyerek dudaklarını yaladı. "Bende de yok ki sweatshirt falan. Olsa giyerdin."

Koridorda yanımıza yürümeye başlayan Aris'i gördüğümde sert bir nefes vermiştim. En son beni tanımadan Sude'ye attığım top yüzünden saçma sapan yargılamaya başlamıştı.

Akın Aris'e döndükten sonra kaşlarını çatarak birkaç saniye bekledi. "Yanında gömlek falan var mı yedek?"

"Var da-" dedikten sonra gözlerini bana çevirdi ve üzerimdeki yemek izlerini fark etti. "Neden?"

"Üzerime yemek döküldü," diyerek omuz silktim. "Bu iğrenç şeyle duramam. Bu yüzden de kıyafete ihtiyacım var."

"Var bende gömlek," diyerek sağ eliyle koyu kahverengi saçlarını karıştırdı. "Dolabımdaydı. Alıp geleyim."

"Gelirim ben de," diyerek peşine takıldım. O sırada Akın'a bakıp el sallamıştım. Gülerek ters yöne ilerlemeye başladığında ben de güldüm.

"Aris," diyerek ona döndüm. "Bana sweatshirtünü versen olmaz mı?"

Kaşlarını kaldırdı. "Neden?"

"Çünkü o gömlek bana kocaman olunca saçma duracak ama sweatshirt bol dursa da sorun olmaz çünkü bol kıyafetler kötü durmuyorlar."

"İyi," diyerek omuz silkti. "Ama geri alırım."

"Alırsın."

Sweatshirtü çıkartmak için ellerini sweatshirtün eteklerine attığı sırada aklına bir şey gelmiş olmalı ki durdu. "Benim içimde hiçbir şey yok. Bekle iki dakika, lavaboda değiştirip getireyim sana."

O lavaboya ilerlemeye başladığında üzerimdeki gömleği çekiştirmeye devam ederek suratımı buruşturdum. Biraz sonra elindeki siyah sweatshirtle dışarı çıktığında sweatshirtü alarak kızlar tuvaletine ilerledim ve üzerimi hızlıca değiştirerek gömleği çöp poşetine attım, bir daha giyemezdim. Sweatshirtten parfümle karışık hoş bir koku geliyordu. Aris'in kendi kokusu olmalıydı.

Tuvaletten çıktığımda Aris'i karşımda, duvara yaslanmış, beni beklediğini görmek beklediğim şeyler arasında değildi. Üzerime baktıktan sonra omuz silkti. "Sweatshirt yakışmış."

"Bana yakışmayan bir şey gördün mü cidden?" diyerek kaşlarımı kaldırdığımda aldığım karşılık içten bir sırıtış olmuştu ancak bunlar Aris'ten beklemediğim şeylerdi.

Çünkü o Aris'ti ve Aris benden haz etmezdi, beni sevmezdi ve mecbur olmadıkça da aynı ortama girmezdik. Akın'ın arkadaşıydı ancak benim değildi, onun için yakın arkadaş hatta arkadaş konumunda bile değildim. Hoş, o da benim için herhangi bir konumda değildi ancak yardıma ihtiyacımız varsa yardım etmekten de çekinmezdik.
Kötü bir iletişimimiz yoktu aslında ancak aramız iyi de diyemezdik.

"Çok garipsin, Aris Bozdemir," diyerek güldüm. "Çok garipsin."

Cheiro No CangoteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin