Yeni bir burs?

13.4K 334 10
                                    

Benim adım Yaprak. Lise son sınıf öğrencisiyim bu sabah itibari ile. 30 kişilik bir kız yurdunda kalıyorum. Derslerimde oldukça başarılıyım. Oldukça zekiyimdir ve planlı hareket etmek gibi pis bir huyum vardır. Ailem olarak bir tek abim var. Oda işleri yüzünden hep seyehat etmek zorunda kaldığı için benim evde kalmak yerine yurda yerleşmemi istedi. Bende en güvenli yer burası olacağından hiç itiraz etmeyip kabul ettim. Yurtta iki kişilik bir odada kalıyorum. Benimle aynı odada kalan ve beni görüşüyle birazcıktan fazla korkutan 'Punk' tarzını benimsemiş bir oda arkadaşım var. Ondan olabildiğince uzak durmaya çalışıyorum!!

Oldukça sıradan bir güne bir gülümsemeyle merhaba dedim. Bugün nihayet okullar açılıyordu. Hızla yatağımdan çıkıp banyoya girdim. Bunun için sabah ezanında kalkmam gerekiyordu. Çünkü erken kalkamazsam diğer kızlar kalktığında banyo kuyruğu oluşuyordu. Erkenden kalkıp rahat rahat banyomu yapabiliyordum böylelikle.

Banyodan çıkıp saçlarımı kuruladım. Daha sonra üzerime formamı giyip dışarı fırladım. Sanırım bir simit sarayına gidip güzel bir kahvaltı yapabilirdim. Ama tabiyki yalnız değil. Hemen dışarı çıkarken cebimden telefonu çıkarıp mesaj yazmaya başladım.

Kime: Yılışıklımm

"Hımm sıcacık simitlerle güzel bir kahvaltı fikri kulağa hoş geliyor?" yazıp gönderdim.

Sokakta yürümeye devam ediyordum. Oldukça güzel bir mahalledeydi yurdumuz. Çevresinde alış veriş merkezi, biraz ilerde herşeyi bulabileceğimiz bir süper market ve gece yürüyüşü için harika bir parka sahipti.

Okuldan iki sokak ilerideki simit sarayına doğru hıla ilerlerken cebimde bir titresim hissettim. Telefonumu elime alıp mesajı açtım.

Kimden: Yılışıklımm

"10 dakika sonra oradayım. Çayım büyük bardakta ve açık olsun!" yazdığında gülümsedim. Tabi ki gelecekti. Benim arkadaşım sonuçtaa..

Simit sarayından içeri girdiğimde iki kişilik bir masaya doğru ilerledim. Sandalyeyi çekip oturdum. Biraz sonrada görevli geldi.

"Ne alırdınız hanımefendi?"

"4 simit, 2 büyük bardakta açık çay birinin yanında limonda olsun, birde 8 dilim peynir. Sanırım şimdilik yetecektir " diyerek gülümsedim. Bana şaşkınca bakıyordu. Sanırım tek başıma yiyeceğimi sandı.

Siparişler geldiğinde biri arkamdan boynuma sarıldı. Kafamı döndüğümde Özgürden başkası değildi. Hemen ayağı kalkıp sarıldım.

"Tam zamanında"

"Her zaman" dediğinde karşıma geçip oturdu. Hem sohbet edip hemde simitlerimizi yiyorduk. Kahvaltımız bitince okula gittik. Biraz ilerde Arda ve Buketi okula doğru giderken görünce Özgüre göz kırptım. Sanırım ne yapmaya çalıştığımı anlamış olacak ki gülümsedi. Hızla arkalarından yaklaşıp Ardanın arkadan diz boşlıklarına dizimi geçirdim. Tabi habersiz olduğundan dizlerinin üstüne düştü. Biz ise kahkahalarla gülüyorduk.

"Off be kızım koskoca sene değişti bir sen değişmedin!"

"Eee oğlumm bizde böyle işine gelirse" dedim hem gülüp hemde elimi uzattım kalkması için ama benide yanına çekince üzerine düştüm.

"Eee kızımm bizde de böyle işine gelirse!" diye bana sarılarak beni taklit ettiğinde hepimiz tekrar gülmeye başlamıştık.

Daha fazla oyalanmadan yerden kalkıp sınıfa doğru gittik. Sınıfa girdiğimizde. Ben Özgürle ortalarda bir yerde oturdum. Buket bizim sınıfta olmadığından Ardada hemn bizim arkamıza oturmuştu.

Sınıfa bu seneki rehber hocamız girince uzun uzun bu seneki planlarından bahsetti. Tabi ki bizimkiler hocayı dinlemek yerine okuldan sonra "pes" oynama derdine düşmüşlerdi.

Sınıf kapısı çalındığında içeri bir görevli öğrenci girdi.

"Yaprak Atahan adlı öğrenciyi müdür bey çağırdı" dediğinde hocamız bana döndü.

"Yaprakcığım gidebilirsin" dedi. Tabi müdür çağırmış yoksa hayatta dersinden öğrenci çıkarmazdı.

Hemen yerimden fırlayıp dersten çıktım. Müdürün odasının önüne geldiğimde kapıyı çalıp içeri girdim. Gel demedi ama olsun.

"Beni çağırmışsınız müdür bey?" dedim. Sorur sorarmış gibi. Bu benim meraklı olduğumu bir cevap beklediğimi gösteren bir cümleydi. Size daha önce zeki olduğumu söylemiiştim!

"Evet Yaprak kızım. Geç otur." dediğinde masanın yanındaki en yakın koltuğa gidip iliştim.

"Seç çok başarılı bir öğrencisin ve zekandanda hiç şüphemiz yok. Bu sene son sınıfsın ve güzel bir üniversiteyi kazanıp daha rahat bir hayata sahip olabilecek bir kapasiten var. Bu konuda sana güvenimiz sonsuz biliyorsun" dediğinde egom tavan yapmadı desem yalan olurdu.

"Teşekkür ederim bunun için elimden geleni yapıyorum" dedim. Birz mütevazı davranmaktan zarar gelmezdi.

"Elinden geleni yaptığını biliyorum. Ve bu konuda ben ve öğretmenlerin sana yardım etmek için birşeyler yapmak istedik" dediğinde ne diyeceğini merakla bekledim. "Biz öğretmenlerinle düşündük ve son seneni güzel ve kaliteli bir eğitim veren derslere daha çok yoğunlaşabileceğin bir okulda devam etmeni istiyoruz." dediğinde kaşlarım istemsizde çatıldı. "Durumumun böyle bir okulu karşılayamayacağını çok iyi bildiğinizi düşünüyorum" dediğimde. Beni onaylayıp "Haklısın. Bu yüzden iyi bir kolejde senin için bir burs ayarladık" dediğinde öylece kalakalmıştım. Özel bir kolej? Yeni bir burs?

BURSLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin