27.Bölüm

3.8K 172 9
                                    

"Kendimi bildim bileli hep şanssız biri olduğumu düşünürdüm. Köüt bir aile, yok sayılış, yalnızlık hissi ve herşeyden kaçış.. Kaç gece kaderime lanetler yağdırıp uyuduğumu hatırlamıyorum bile. Sanki herşey beminle alay ediyor gibiydi. Çevremde herkes mutluydu. Annem öldükten hemen sonra evlenen babam, kötü zamanımızda beni arkada bırakıp gider dostum, her zaman yanımda olan Alp bile mutluydu. Ben hep şanssız olduğumu düşünürdüm. Mutlu olmayı haketmeyenlerden hani.. Herşeye boşvermişken sonra birşey oldu ve ben ilk kez yalnız olmadığımı hissettim.. O öyle elimde olmayan birşeydiki hem kaybedeceğimi düşündüm. Bir sabah gelecek ve o yok olup gidecekti. Ama.. ama yine de kendimi o kapıya gitmekten alıkoyamadım. Ve ben ilk defa kendimi herşeye rağmen çok şanslı olduğumu düşünüyorum, menekşem.. " 

Ohhaa! Hayatımda duyabileceğim en güzel şeydi sanırım. Bu bir aşk itirafı değildi biliyorum. Bu kadar basit olamazdı. Bu bir 'his'sin itirafıydı. Karşındakinden hiç bir şey beklemeden paylaşılmış birşeydi. Son derece kıymetli son derece özel..

Onca sözüne rağmen diyecek birşey bulamıyordum. Sözcükler nereye gizlenmişlerdi ki? Onca güzel sözcüğe içten gel bir kaç cümle söylemek istemiştim ama kelimeler ağzımda mühürlenmiş gibiydi. Ağzım ilk defa bu kadar suskunken içimde aksine ilk defa bu kadar hareretle susmuyordu.

Benim suskunluğum onu konuşmaya itiyor gibiydi. "Kendimi sana gelmekten alıkoyamıyorum." Bana bakan gözlerini aşağı bardağana çevirip devam etti. "Nerede gidersem gün sonunda kendimi senin kapında buluyorum." Ellerine aldığı kahveden bir yudum alıp bardağı tekrar masanın üstüne bıraktığında hala bakışlarını bana çevirmemişti. "Ben böyle biri değildim. Zaten bir süredir kendimide tanıyamıyorum. 'Bana neler oluyor? Neden böyle saçma şeyler yapıyorum?' diye düşünmem gerek belki ama aklım bu soruları yok sayıyor. Sana asla beni sev ya da ben böyleyim benim  yanımda ol da demem. Diyemem.." dediğinde duraksadı. "Gelme desen anlarım." deyip sustuğunda diyeceklerinin bittiğini anlamıştım. Ve bana sormak istediği asıl soruyuda. Bana yanımda olmama izin verir misin demek istemişti. Ya da ben öyle anlamak istemiştim..

Bu cevap verebileceğim birşey değildi. Benim yapımda bu konuşmayı yapacak bir duygu yoktu. Ama lanet olsunki birşey demem gerekiyordu. Eğer birşey demezsem yanlış anlayabilirdi.

Bende yapabileceğim en iyi şekilde yani kendimce cevabımı verdim "Artık kalkalım mı?" diyerek ayağa kalktım. Bardaktan başını kaldırıp sonunda bana bakabilmişti. Bakışlarında bir hayal kırıklığı geçmişti. "Ben dışarda bekliyorum." İçtiklerimizin parasını ödeyip benim peşimden gelmiş, birşeyleri anlamaya çalışıyor gibiydi. Açıkla Yaprağım açıkla diye kendi kendime gazı verdim "Vizyona yeni filmler gelmiştir, zaten planda yapmamıştık önce film izlemeye gidelim. Ordan da balık yemeye gideriz. Benim bildiğim çok güzel bir yer var sahilde oraya gideriz. Sonra da eve giderken çiğ köfte alalım." dedikten sonra arabasında yerime çoktan oturmuş onu bekliyordum. Evet sanırım gerçekten korkakça davranıyorum! 

Arabaya bindiğinde yüzünde zorla gülümsemesini engellediğini belli eden bir ifade vardı. Bakalım bindik bir alemete gidiyoruz film izlemeye.

*****

Merkezdeki AVM ye gidip üst kattaki sinema salonuna çıktık. Vizyondaki fimlere bakarken afişi en güzel olanı seçtim. Tabi ki komedi olanını da. Bir filme üzülmek için para verenlerden değildim ben! Gerçi parasını devir vermişti  ya neyse onu es geçiyorum. Güzel son severim ben; herkesin mutlu olduğu, kimsenin ölmediği, terk edip gidenin olmadığı..

Film izlemeye için salona girdiğimizde içerde pek kimse yoktu. Kendi yerimize doğru elimizde mısır kolalar ilerledik.

Film başladığında bütün salon gülmekten ölürken, Demirle benden hiç tepki yok dümdüz film izliyorduk. Sorun salonda mı bizde mi? diye düşünsemde; herkes güldüğüne göre evet sorun bizdeydi..

BURSLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin