30.Bölüm

3.4K 167 6
                                    

Kahvaltıdan sonra hep beraber birşeyler yapma fikri ortaya atılmıştı. bizde ise sessizlik söz konusuyken, kahvaltı boyunca Demir masanın altından elimi hiç bırakmamıştı. Bu bana nedensizce güven verirken bir yandan da birşeyler beni tedirgin edebiliyordu.

Kahvaltıda birçok kez Alp ve Özgürün kaçamak bakışlarını yakalamıştım. Kim biliri akıllarından neler geçiyordur. Ne düşünüyorlar? Ne yapacaklar? diye aklımdan bin tilki delaşsada beni daha çok tedirgin eden başka birşey vardı. Demir ne yapacaktı?..

Hep beraber dışarıya çıktığımızda kayak yapmaya gitmiştik. Masadakinin aksine Demir yanımda değildi. Buket yeni sevgilisi Toprağa yapışırken bende Baharla yürüyordum. Bana durmadan birşeyler anlatırken bende onu dinliyormuş gibi "Ya.. Öyle mi?... Eee" gibi tepkiler veriyordum. Ama cidden  ne dediği hakkında hiç bir fikrim yoktu.

Arkada Arda Özgürle birşeyler konuşurken Alpde Demirin yanında ifadesiz bir yüzle sadece yürüyordu. Ben soru yağmuruna tutar diye düşünürken beni şaşırtmıştı. Gerçi çevremizdekilerin varlığını hissedince gayet normal şimdi birşey dememesi ya neyse..

Hep beraber kayak merkezinden kayaklarımızı alıp teleferikle tepeye çıkmıştık. Tepeye vardığımızda herkes orda burda kaymaya başlamıştı. Bende kendi çapımda kayıyordum. Bir tek Demir kaymayıp karlar üzerinde yatıyordu. Başta yanına gitmek istesemde çevreden dolayı bu isteği yoksaymıştım. Şimdilik..

Akşama kadar kayak yaptıktan sonra geri dönme zamanı gelmişti.

Batu "Hadi bakalım aşağıya kadar yarış yapalım" dedi. Bu fikir pek hoşuma gitmemişti doğrusu.

Buket "Aaa ama ben o kadar kaymayı beceremiyorum" diye homurdanınca içimde n; işte benim arkadaşım diye onu tebrik ettim. Kaymakla ilgili bir problemim yoktu fakat sanırım hım, Demir kaymayı bilmiyor olabilirdi.

"Ah ben kıyamam sana, birlikte kayarız. Seni yalnız bırakmam. Helede yeni bulmuşken.." diyen Toprak sayesinde miydem bulanmıştı.  Vıcık vıcık ıykk! Dün bir bugün iki biraz ağor olun. Yavaştan alın!!

Cilveli cilveli "Tamam o zaman olur" diyen Buket sayesinde gözlerim görkemli bir devrilişe ev sahipliği yapıyordu.

Neyse ki Demirde kaymayı biliyormuşta aşağıya kazasız belasız indik. 

Akşam yemeğinden sonra herkes salona geçip oturmuştu. Bende ikili koltuğa oturdum. Daha sonra demirde yanıma gelip oturdu. Sıradan bir kaç muhabbet sonrasi herkes teker teker odalarına çıkmaya başlamıştı. En son Arda nın da gitmesiyle muhteşem dörtlü kalmıştık. Uzun süren sessizliği Alp bozarken Özgür gözünü bile kırpmadan bize bakıyordu.

"Siz ikiniz neden buradasını?. Daha doğrusu birlikte nasıl burada olursunuz?. " diye sorduktan daha sonra Demire bakıp devam etti. "Sen ve Yaprak.. Ah ikinizin bir arada olduğu cümle bile kuramıyorum.." hala inanılmazca bize bakıyordu. Yan yana olmamız bu kadar mı inanılmazdı?

"Hangi ara bir araya geldiniz ki siz. Beraber tatile bile çıkmışsınız. Demir sen okula bile gelmedin son günlerde." dedikten sonra bana baktı "Kantinde bile peşindeydim. Hangi ara oldu?"

İkimzidende sen çıkmıyordu. Sanki sessizlik yemini etmişizde konuşan olursa oyunu kaybedecek gibiydi. Gerçi ses çıksa ne olacaktı ki. Ortada ilişki var mıydı ki?

"Birşey söyleyin" gelen mırıltılı sesle Özgüre döndüm.  Neden bir açıklama yapmam gerekiyor ki? Kime ne hesap vermekle hükümlüydüm? Hayatımda kimseye açıklama yapmamışken iki çocuk çıkıyor ve keyfince benim hayatımı sorgulayabiliyor öyle mi?

"Kime ne hesap vermek zorundayım?" dedim bende ifadesiz bir şekilde karşımdakilere bakarken "Açıklama yapmam gereken birşey yok." dedim kendimden emin bir şekilde. Daha sonra Özgüre bakıp "Ki olsa bile açıklama yapmam gereken kişi sizler değilsiniz." ayağa kalkıp çıkışa doğru ilerlerken "Ben uyumaya gidiyorum size iyi geceler" diyerek çıktım.

*****

Yattıktan bir saat sonra susadığım için kalkıp mutfağa su içmeye inmiştim. Ama orada hiç beklemediğim biriyle karşılaştım. Özgür mutfak masasına bir barda ku koymuş eliyle bardağı döndürürken pür dikkat bardağı izliyordu.

Sessizce kendimi farkettirmeden getsem mi diye düşündükten sonra ne kadar saçma düşündüğümü farkettim. Ben kaçmam gereken birşey yapmamıştım sonuçta.

Bir bardak alıp su doldurduktan sonra çıkmak için arkamı döndüğümde Özgürün dikkatle bana baktığını gördüm. Ona aldırmayıp çıkışa yöneldim.

"Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?" diye sorduğunda olduğum yerde öylece kaldım. Benim durduğumu farkettikten sonra bir süre sustu. "Senin aksine ben duygularıma bir ad koymuştum, ben seni çok sevdim. Gerçekten çok sevdim. Önceden de dediğim gibi herkesten çok fazla sevdim."

'Sustur şunu artık konuşturma' dedi içimde bir yanım. 'Onun konuşmaya hakkı yok sende biliyorsun değil mi?' elleri boğazımda git gide sıkıyor gibiydi. Gerçekten konuşmaya hakkı yoktu. Ya da yok muydu?

"Ben bir hata yaptım evet. Farkında olarak ya da olmayarak önemli değil, sonuçta ortada bir hata vardı; suçluyum.."

'Birde durup dinleyecek misin?' dedi yine aynı yanım. 'Aptal olma, dinleme!' kulaklarımı tıkamak istedim her bir harfe. Burda uzaklaşmak istesemde ayaklarım yerle bütünleşmiş gibiydi.

"Seni bilerek asla aldatmam, aldatmadım da.. Ama dediğim gibi suçluyum.." 

'İnanma sakın, inandığında sonuçları gördük'  diyen yanıma inat. 'Sus' dedi içimde Özgürcü bir yan. 'O tanıdığın Özgür.. Söylediklerinde haklı olduğunu biliyorsun.' biliyorum..

"Ne yaptığın ne yaşadığın önemli değil.  Karşımdaki kim olursa olsun; buna annemde dahil yine sana gelir yine seni seçerim.. Sen Her şekilde kabulümsün " dediğinde daha fazla orda durmayıp yukarı odama çıkmıştım. 

*****

Gece birinin beni dürtmesiyle uyandım. Uykulu gözlerle kim olduğunu kavrayabilmek biraz zamanımı almıştı. Görüş alanımı netleştirdikten sonra sessizce konuşabildim 

"Hey saat kaç neden beni uyandırdın.Buket uyanacak şimdi"

"Hadi kalk gidiyoruz" gidiyor muyuz. Bu saatte hemde!

"Neden noldu ki?" biraz telaşlanmıştım. Birşey mi olmuştu ki?

"Birşey olmadı sadece geri dönelim .. Tabi eğer sende istersen" En azından kötü birşey olmamıştı. Biraz düşündükten sonra ona döndüm.

"Buket uyanacak çık buradan." Dedikten sonra bende yataktan çıktım .

"Hemen hazırlanıp geliyorum. Sen çıkarken çantamıda al" dedikten sonra beni kafasıyla onaylayıp odadan çıkmıştı. Bende üzerimi değiştirip çıkardığım kıyafeti de poşete koyup odada çıktım.

Evin dışına çıktığımda bir taksi kapının önündeydi. Taksiye doğru ilerleyip arkaya oturdum. O da diğer kapıdan girip yanıma oturdu.

"Kimseye haber vermeden öylece gidiyoruz. Bari haber verseydik" dedim hala uykuluydum. 

"Sabah arayıp haber veririz." dedi.

"Tamam öyle yaparız" dedim esnerken. 

Gecenin bir körü, bir adamla araba ya atlayıp gittim. Gidelim demişti ve ben düşünmeyip onunla gitmiştim. Ve bunun yanlış olduğunu bir an bile düşünmemiştim.

O kadar uykum vardı ki başımı Demirin omzuna koyar koymaz uykuya dalmışım ...

BURSLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin