9.Bölüm

4.8K 204 11
                                    

-YAPRAK-

Bugün nihayet akşam olabilmişti ve ben kendimi çok yorgun hissediyordum. Çalışmak zor iş doğrusu. Allah hergün çalışanlara sabır versin demekten başka birşey gelmiyor elimden. 

Özgür her ne kadar akşam çıktıktan sonra birşeyler yapalım desede ona satışı koymuştum. Vucudum bu kadar yorgunken birşey yapabileceğimi pek sanmıyordum.

Yurda girer girmez sıcak bir duş alıp odama girip yatağa kendimi  bıraktım. Odanın kapısının birden açılmasıyla biraz panikledimsede Punk oda arkadaşımı görmekle azda olsa rahatladım. O bu kadar erken gelmezdi ya neyse..

Gözlerimi kapayıp kendimi uykuya verdim. Tamam uyuyamadım ama gözlerim kapalıydı.Daha sonra telefonuma mesaj geldi. Turkcell dir deyip önemsemedim. Zaten uykuda beni yavaş yavaş kollarına çağırıyordu. Direnmeyip uykuya daldım...

Sabah ferahlamış bir şekilde gözlerimi açtım. Güzel ve 12 saatlik bir uykudan sonra nihayet uyanabilmiştim. Saat 8 e geliyordu. Yüzümü yıkayıp üstümü giyindim. Bugün duş almayı düşünmüyorum..

Aşağı inip kahvaltımı yaptıktan sonra tekrar odaya çıktım. O da arkadaşımın ısrarla beni akşama dışarı çıkarma isteklerini istisnai bir şekilde reddetmeye devam ettim. Bahanem ise çalışıyor olmam. Allah bilir beni nasıl kılıklıkların olduğu bir yere  götürmek istiyordur. 

Telefona gelen mesaj sesiyle ondan kurtulmayı başardım. Mesaj her zamanki gibi Özgürdendi.

Kimden: Yılışıklımm..

"Birazdan seni almaya gelirim. İşten sonra benim küçük bir işim var seni Bukete bırakırım. Biliyorum çok düşünceliyim ;)"

Gözlerimi devirerek mesajı cevapladım.

Kime: Yılışıklımm..

"Tamam -_-" bu benim tribim :D

Telefonu tam cebime atacakken yukarıdaki mesaj var resmini gördüm (bu ne biçim bir ifade şeklidir demeyin o kadar yazdım en mantıklısı bu geldi :D) Akşam Turkcell den gelen mesajdı sanırım. Hemen tıklayıp açtım. Bir numaradan gelmişti. Bu numarayı bir yerden hatırlıyorum ama nerden bulamadım. Mesajı tıklayıp okumaya başladım.

Kimden: 05** *******

"Tehlikenin sana gölgen kadar yakın olduğunu aldığın her nefeste kendine hatırlat.. O nefesini keseceğim. Senin yok oluşun benim yeniden doğuşum olacak!"

Ah bu git gide sinirimi bozmaya başlamıştı. Ama bu yolla beni korkutmak isteyen kimse beni pek tanımıyor olmalıydı. Böyle şeylere papuç bırakacak son kişi sanırım ben olurdum. Mesajı sildim. Umarım bir daha ki mesajı daha güzel olurdu. Hiç güzel yazamamış! Bari biraz korkutacak uyumlu birşeyler yazsaydı..

*****

Bugün akşama kadar işler oldukça yoğun geçmişti. Hiç bir şey kırmadan bu günü alnımın akıyla tamamlamıştım. İşten sonra Özgür beni bir kafeye bıraktı. Daha sonra Buket gelince kahve ve elmalı tart yedik.. Birkaç saat sohbet ettik. Daha sonra Özgür mesaj attı.

Kimden: Yılışıklım..

"İşim 2 saat daha uzadı"

Kısacası iki saat daha otur bekle demek istemişti ama öyle yapmaya pek niyetli değildim.

"Buket Özgürün işi uzadı kalkalım mı?" dediğimde kafasıyla onayladı. Hesabı ödeyip kalktım. Kafeden çıkınca;

"Ben burdan ayrılayım. Teyzemlere gideceğim" dedi

"Tamam canım sonra görüşürüz" dedim. Sarıldıktan sonra ayrıldık. Telefonumu elime alarak Ögrüre mesaj attım.

Kime: Yılışıklımm..

"Ben çıktım. Yurda gidiyorum. Merak etme hadi görüşürüz ;) " dedim. Cevap gelmedi sanırım biraz sinirlendirmiştim. Omuz silkip yoluma devam ettim.

İlerde bir sokağa sapmak üzereyken biri sol kolumu sıkıca tutarak beni durdurdu. O tarafa dönünce  içine şeytan kaçmış gözleri küçülmüş bir Demirle karşılaştım.

Kolumu ondan kurtarmaya çalıştım ama bu pekte mümkün olmamıştı!

"Ne var ne istiyorsun?" dedim sesimi sakin tutmaya çalışarak. Çünkü oldukça sinirliydim!

Cevap vermeyip kolumu sıkmaya devam etti. Diğer elimle kolumu kurtarmaya çalışsamda mümkün değildi. Hemen arkasından bize yaklaşan birisini gördüm. Sanırım Alpti. Yanımıza geldi. Önce Demire sonra bana bakınca gözleri açıldı. sonra tekrar bana dönerek

"Sen bu saatte burda ne yapıyorsun?" diye sorunca gözlerimi devirdim. Hoşgeldin baba!! Sanane ki sanane! Alpe dönüp

"Seni ilgilendirmez ama yurduma dönüyordum" Bu sefer Demirin tutuğu kolumu göstererek "Ama bu pek mümkün görünmüyor" dedim.

"Abi noluyor? " diye Demire sordu. Ama Demir ona karşıda susmayı  tercih etmişti. Daha sonra beni kolumdan sürükleyerek ilerlemeye başladı. Önde demir peşinde ben benim peşimdede Alp gidiyorduk. Daha doğrusu götürülüyordum. Her ne kadar söylensemde, söylediklerim kulak ardı edildi..!

Demir beni bir arabanın arka koltuğuna atarken kendide şoför koltuğunun yanına oturdu. Sürücü koltuğuna ise Alp oturmuştu. 

Demire baktığımda saçları terden ıslanmış durmadan boncuk boncuk terliyordu. Elleride titriyordu. Geçende yere  çöktüğündede böyleydi ve ben bu halinden gerçekten korkuyordum.

Alp "Abi sen iyi değilsin gidelim" dediğinde "Önce bunu yurda bırak sonra gideriz" dedi Demir. Bana bu dediğine inanamıyorum. Bir isnasa bu sıfatı kullanılmayacağını biri öndeki dingile öğretmeli!! Hem nereye gideceklerdi ki acaba? Otur merakından öl Yaprak!!

"Gerek yok ben giderim" desemde kapılar kilitlenmiş çoktan yola koyulmuştular bile..

Kısa süre sonra yurdun sokağına geldiğimizde ben arabadan indim. Teşekkür etmeyip sadece başımı hafif eğerek teşekkürümü sundum. Alp gülümsemeye çalışsada Demir gözleri kapalıydı. Vardı ya onda bişey her neyse deyip kurcalamamaya karar verdim.

-----

Sabah erkenden kalkıp banyomu yaptım. Üzerimi giyindim. Özgürden mesaj bekledim ama atmadı. Bende atmamaya karar verdim. Telefonu ve çantamı alıp Yurttan çıktım. Karşımda duvara yaslanmış beni bekleyen bir Özgürle karşılaştım. Gülmemek için dişlerimle yanaklarımı ışırdım (>.<) 

Birşey demeyince bende demedim. İçten içe gülüyordum. Bişey demeden okula kadar ilerledik. Metrodada tek bir kelime etmemiştik. Okuldan içeri girdiğimizdede..

Derse başladığımızda telefonuma mesaj geldi. Açıp mesajı okuduğumda ise ağzım beş karış açık kalmıştı.

Kimden: Buk-et..

"Kızımmm bomba haberr!!! Sizin eski sınıftan olan melisa hamileymiş!!! Hemden sümsük berkecandannn!!!"

Özgürün bana tripli olmasını önemsemeyip ona döndüm. Bana suratı beş karış baksada, telefonumu ona gösterdim. Asık yüzü yavaş yavaş yerini şaşkınlığa ardındanda sırıtışa bırakmıştı.. Daha sonra kulağıma yaklaşıp

"Okul bitince bizde yaparız.." dediğinde şaşkınca yüzüne baktım. Yüzünde alaylı bir ifade aradım ama gayet ciddi görünüyordu.. 

Birşey demeyip derse döndüm. Gerçi ne diyecektim ki? 'Okul bitmeden kapalım okul bitişine hazır olur mu?' Bu düşünceyle gülümsedim..

BURSLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin