20. Bölüm

4.5K 191 3
                                    

Kendini yanıma atmış üzerimizi pikeyle örtmüştü. Ben gözlerimi kapattığımda Pikenin altından belime sarıp kendine çekti. Yanağıma bir öpücük kondurdu.

 "Teşekkür ederim.. "

*****

Sabah uyandığımda beni sıkıca sarmış bir çift kolla güne merhaba dedim. Akşam olanlar aklıma gelince gözlerimi acıyla yummuştum. Ama bunun için asla pişman olmayacağım. Çünkü sorumlu olduğum herhangi bir sevgili adayım yoktu. 

Bir adet koca adayım vardı gerçi ama o da bana olan aldatma sorumluluğunu(!) yerine getirmiş, bir güzel boynuzlamıştı beni.Hiç ummadığım birinden böyle bir darbe yemek? Özgür ya Özgür.. Bir zamanlar Özgürlüğüm olan..

Demirin kollarından ne kadar kurtulmaya çalışsamda mümkün olmamıştı. Komidinin üzerindeki saate baktığımda daha sabahın beşi olduğunu görmek beni şaşırtmıştı. Bugün hafta sonuydu ve ben erkenden kalkmıştım. Hemde sadece iki saat uyumayla. Her şeyi koy verip tekrar uykuma döndüm. Düşün düşün bir şey olacağı yok! Uyuyayımda en azından beynim dinlensin.

-----

Sabah tekrar uyandığımda saat 10 a gelmek üzereydi. Yan tarafıma döndüğümde yanımın boş olduğunu görmüştüm. Erkenden kalkıp gitmiş olmalıydı. Böylesi daha iyi olmuştu. Bir birimizi görmemiş olduk böylelikle. Zaten burda olsa ne konuşabilirdik ki? Ne diyecektik akşam nasıldı mı? Evet kesinlikle gitmesi iyi olmuştu. Kimi kandırıyorum kendimi orjinal kaşar gibi hissetmemi sağlamıştı gitmesi!

Yataktan kalkıp odadaki banyoya girdim. Güzelce ılık banyomu yapıp üzerimi giyindim. Yatağı toplamak için yanına gittiğimdeyse çarşafı yataktan ayırıp çöpe atmaya karar vermiş yerine yenisini sermiştim.

Odayıda güzelce toplayınca salona geçtim. Salona geçmemle koltukta oturmuş sesi kısılmış televizyona bakan bir demirle karşılaşman bir oldu. Benim geldiğimi farkedince yüzünü bana döndü. Bende hemen kendimi toparlayıp salonumun köşesindeki mutfağa geçtim. Gözleri benim üzerimdeydi hala. Dolabı açıp kahvaltılıkları tezgahın üzerine çıkarmaya başladım. Sucukla yumurtayıda çıkarıp masanın üzerine koyunca dolabı kapattım. Bu sabah sucuklu yumurta yapacaktım. Hemen çayın altını yaktım. Ardından sucukları doğramaya başladım. Bu arada Demir ayaklanınca istemsizce ondan taraf döndüm.

"Sanırım evde ekmek yok. Alıp geleyim?" dedi. Soru sorar gibiydi. Başımla onaylayıp "Sokağın sonunda bir market var" diyerek önüme döndüm. Sucuklarımı doğramaya devam ettim. Tezgahtaki kahvaltılıkları masya yerleştirdim. 5 dakika sonra Demir elinde ekmeklerle geldiğinde yumurtada hazırdı. Masaya oturup kahvaltı yapmaya başladık. İkimizdende sen çıkmıyordu. Bu güzeldi en azından benim açımdan. Bardaklara çay doldurup tekrar kahvaltıma devam ettim.

Kahvaltı masasını topladıktan sonra bulaşıkları yıkamaya başladığımda Demir "Ben artık gideyim" diyerek gitmişti. Bende işlerimi halledip dinlenmek için kendimi koltuğa bıraktığımda telefonuma mesaj gelmişti.

Kimden: Buk-et..

"Sana geliyorum. Evde fineklemekten bıktım. Birazda sende finekleyeyim!" yazmıştı. Gülümseyip mesaja cevap vermedim. Zaten büyük ihtimal bemin evime varmak üzereyken atılmış bir mesajdı. Aklınca beni yalnız bırakmamaya çalışıyordu. Yanımda olması bana yalnızlığımı unuttururken ona olan minnettarlığım günbe gün artıyordu. Sanki arkadaşım değilde kız kardeşim gibiydi. Ben üzüldüğümde sanki kendi üzülmüş gibiydi hep. Bunu yüzünden çok net anlayabiliyordum.

Çok geçmeden Buket gelmişti. Elindeki poşetleri masaya bırakıp kendini koltuğa atmıştı. Poşletleri açtığımda çekirdek, cips, kuyuyemiş felan almıştı. Yani bu da demek oluyorki akşama kadar evdeydik!

BURSLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin